Malesef türkiye'de birbirine karışan durumdur. bir firma hacizli olmasına rağmen dairelerini satıyor, üstüne paralarını alıyor ve tapularını vermiyor. üstüne bir de giderleri için aidat toparlıyor. böyle daha nice olayların yaşandığı yerdir türkiye.
Üniversite öğrenciliğimin ilk yıllarında, ev arkadaşımla bir buzdolabı ihtiyacımız vardı. Bunun için tesadüfen bir ilan gördük ve hacizli malların açık artırma usulüyle satıldığı bir buluşmaya katıldık. Orada birkaç buzdolabını görünce, ilk başta çok sevinmiştik. Gözlerimiz parladı resmen ve tam da istediğimiz uygun fiyata bu işi halledeceğimizi düşünerek mutlu olmuştuk.
ilk başta ürünleri sadece uzaktan görebiliyorduk; daha yakından inceleme için beklememiz söylendi. Biz de bir alanda arkadaşla bir süre bekledik. Ardından bir hareketlenme oldu ve bizim gibi alım yapmaya gelen bir grup, bir yöne doğru gitmeye başladı. Ürünlerin olduğu odaya sırayla girip, dizilmiş ürünleri incelemeye başladık. Tabii biz sadece dolaplara yöneldik. Birinci dolap çalışmaz durumdaydı, ikinci aşırı kirli görünüyordu; üçüncüyü uzaktan parlarken gördük ve gayet iyi görünüyordu. Yanına geldik ve o ilk heyecanla dolabın kapağını açtık. içinin çok geniş olduğunu görünce ve iyi çalıştığını öğrendiğimizde çok sevindik. Ancak dolabın kapağında sonradan fark ettiğimiz bir şey vardı: Yarısına kadar süt dolu ve henüz bitirilmemiş bir biberon. Yani belliydi ki; bu dolap, bebekli bir aileden apar topar ve muhtemelen oldukça üzüntülü bir sahnede teslim alınmıştı. O biberonu görür görmez ben ağlamaya başladım, ardından arkadaşım da kendini tutamadı ve hemen salondan çıkıp binayı terk ettik.
O günden sonra, ne zaman haciz kelimesiyle karşılaşsam, bu anıyı hatırlarım ve gözlerim halen dolar. O dolaptaki yaşanmışlık izleri, o biberon hâlâ hafızamda kazılı durur. O dolabın, içinden bile daha soğuk duruşu ve insanın içini üşüten hikayeler barındırmasını asla unutmayacağım. Bir dolap benim için hiç bu kadar hayattan soğutucu olmamıştı.
Umarım hiç kimse hacizlik olacak kadar zor durumlara düşmez. Herkese, zorlu ülke koşullarında kolaylıklar diliyorum.
Ailemden öğrendiğim etik kurallara göre alınması sakıncalı olanmış.
Yani sahibinin gözü kalınca, o mal sana yaramaz gibi bir düşünceleri vardı. Bilemedim ne kadar doğru ne kadar yanlış.
