bir (bkz: bilkent sarısı) değil ama (bkz: hacettepeli egosu) diye bir şey var.küçük dağları ben yarattım üstüne bulutları fırlattım bakışları altında dolaşırlar bu fakültenin mensupları. tamam ülkemizde kapıları aralayan(açan değil) çok yüksek bir puanla, ananın babanın doktor oğlum/kızım gazıyla tırmanmışsın buraya ama küçük tanrı tavırların hiç hoş değil.
hindistan dan, çin den doktorlarımız gelince ne olacak bu halleri(!) merak etmekteyim.
tayyip erdeoğan peygamberimizdir benzeri cümlelerin kurulduğu bi yerde hacettepe tıp mezunlarının küçük tanrı tavırlarının hiç de yadırganmaması gerekir.
not: hacettepeli değilim.
küçük dağları ben yarattım havasından çok çalıştık ettik kazandık napcaz şimdi diye düşündükten sonra tekrar çalışmaya başlayan öğrencileri barındıran fakülte. 2010 yılından beri tercih sıralamasında düşmeye başlamıştır. önce fatih tıp ardından şifa tıp birer sıralama aşağıya indirmiştir.
not: hacettepeliydim.
sınıf geçmekle doktor olmak arasındaki bağlantıyı kurmayı başaramadığım fakültedir. yani surekli sınır notlarla geçenler yüzde 60lık doktor mu olacak. çevrede duyduğu her vakaya bir küçük aynştayncık olarak yaklaşan hevesli tıp öğrencileri doludur. bu yüzden biraz iğrenti verir. ha amma velakin eğer çalışkan olduğunuz için ezilen bir inekseniz ve de burayı tutturabiliyorsanız habitatınız burası olabilir. çünkü burda durum biraz daha değişik gibi.
işte bu nedenledir ki tıp fakültesi mezunu pratisyenlerin geneli tus öncesi kapağı istanbul üniversitesi tıp fakültesi'ne atmak isterler. çünkü başka bir hastanede bir ömür göremeyecekleri vakaları her gün her gece çapa tıp'ta görebileceklerini bilirler.
şu sıralar hacettepeli profesörleri tv programlarında tanıyıp, görünce ne kadar tırt bir okul olduğunu görmüş oldum. inek gibi çalışan ezberleyen insanlardan yaratıcı alternatif tıp bulmalarını beklemek aptallık zaten. eğitim sisteminin kalitesizliğini gözler önüne seriyor.
elin ugandasında bile maymunlara beyin nakli yapan doktorlar varken bizim ülkemizde her ay maaşını çekmek için atmlerde sıra bekleyen kitleler var. adamların en büyük başarısı tv programlarına çıkmak inanılır gibi değil.
bizim zenginlerde anlamış olacak ki en ufak rahatsızlıklarda yurt dışına gidiyorlar. bunlara hiç güvenmiyorlar.