islam her çağa uyarlanabilir bir dindir. asla değişmez ama imkanlar dahilinde amaca ulaşmak için farklı yollar denenebilir. yani 600'lü yıllardan bahsediyoruz. "uçakla hacca gidebilirsiniz" dense uçağın binlerce yıl sonra icat edileceği bir yılda uçağı kim nasıl anlasın? "ya uçak diye bir şey varmış, tüh o daha icat edilmedi, gidemeyeceğiz hac'ca". kur'an o dönemin şartlarına göre indirilmiş bir kitaptır. o dönemdeki insanların anlayacağı üzere yazılmıştır. konu allah'a ibadettir, ayrıca kur'an belli ibadet kalıpları verir, ibadetleri uygulamak için tefsir kitaplarına ve ilmihallere bakmak gerekir. insan yeterki aramak, inanmak istesin.
bir insan beyni neye inanmak isterse ona göre görür her şeyi. dünyanın en hakiki gerçekleri bile insanı düşündüğünden vazgeçiremez. kim neye inanırsa inansın, dileyen hacca gitsin gitmesin, dileyen uçakla, dileyen deveyle gitsin, dileyense hiç gitmesin. kimse kimseyi ibadetini yapıyor ya da yapmıyor diye sorgulayamaz. bu dünya bir tiyatro sahnesi ve biz rollerimizi oynuyoruz, final sahnesi ise öteki dünya.
hz Muhammed'e göre Kuran'ın ayetleri ve sureleri hiç bir suretter değişmez ve değiştirilemez.*. Ancak bu ayetlerin deveyle gitme zorunluluğu olduğu anlamına gelmediğini anlamak için einstein kadar zekaya veya evliya kadar imana gerek yoktur.
burada ki asıl amaç, hac' ca gitmekse.. neyle ve nasıl gidildiğinin önemi yoktur. ister uçakla, ister koşarak ama asıl amaç hac' ca gitmektir.
sen gidebiliyorsan gidip allah' a sığınabilirsen ne mutlu sana. ha dersen ki, benim binekten anladığım at' tır, o da benim belimi ağrıtır. ona da ben bir şey diyemem allah' a anlatırsın derdini.
veya şöyle diyeyim; sen gitmek istedin ve gittin. ama deve ile, ama uçak ile.. orada yoklamama mı yapıyorlar? bu deve ile gelmiş kabul, bu uçakla gelmiş ret veya tam tersi.
sen gitmek istemiyorsan eğer; kur' an da uçak, deve, at, araba deseydi bile, bu sefer ki bahane de hazırdı; benim arabam doğan slx, eee ben nasıl gidecem. benim arabamın markasını belirtmemiş..
bırakalım bunları giden gider, gitmeyen gitmez. neyle ve nasıl gidileceğinin önemi yoktur. sen gitte allah kızsın sana niye uçakla geldin diye?
-hacca deve ile niye gitmiyorsunuz..kuran da binek yazıyor..
+1400 yıl önce uçak mı vardı..o günün ulaşım aracı develerdi..
-olsun niye deveyle gitmiyorsun?
+belki deveylede giderim kısmet
-millet uçakla gidiyor..hıhh gördün mü işte sizin dininiz böyle çağın gerisinde kalmış..teknolojiye ayak uydurmuyor..deve gibi mükemmel araçlar varken uçakla gidiyorsunuz hacca..*
+sende haklısın..
hac suresi ayet:27
insanlari hacca cagir; yuruyerek veya binekler ustunde uzak yollardan sana gelsinler.( o zamanki koşullar bu)
bir de şöyle bi ayet indiğini düşünün.
insanları hacca çağır; uçakla yada ferrari ile gelmesinler.arabistana ulaşıp bi deve bulsunlar atlayıp deveyle gelsinler.
(bkz: haşa)
ya halaa hacca deveyle atla vs.. ile gidilmesini düşünen zihniyet zihniyet midir? o zamanlarda ayette uçakla arabayla bahsedilmesi mantıklı mıdır?islamiyeti biraz mantığınızla yaşayın kulaktan dolma bilgilerle değil.*
allah bize de bir tanesini nasip etse dediğim yollardan biridir.
kuran-ı kerim de geçen kısım ve daha sonraki yorumlar için ise; muhkem ve muteşabih ayetler olduğunu bunların anlamının yoruma açık ve kesin hüküm içeren ayetler olduğunu tabi bu yoruma açıkları böle biz oturduğumuz yerden sözlüğe entry girerk yapamayacağımızı, yapılmış en güzel yorumun yani kuran-ı kerim tefsirinin elmalı hamdi yazırın yazdığı elmalı tefsiri olduğunu dindar olunsun olunmasın her insanın böle orasından burasından fikir yürüteceğine bunun aslı ne imiş deyip okuması gereken eser olduğunu da söylemeden geçmeyeyim..