islamın şartlarından hacca gitmek; daha çok turizm işini önceden gören ve yatırımını tansık temellere dayandıran bir insanın çok ama çok karlı bir hamlesi gibi görünüyor.
düşünsenize bir dinin şartı bir ziyaret, zorunlu ve sınırsız bir gelir kaynağı. ancak gezgin bir tüccarın aklına gelebilir. sanırım bunun şart olması ve sayın muhammedin gezgin bir tüccar olması tanrısal bir raslantı. aksini düşünmek ise büyük bir günah.
mübarek bir durum; mekke'nin, şehirlerin anası olması. petrol de böyle tanrısal bir "rastlantı". şu ekonomik dehaya bakar mısınız, petrol da aynı memleketten fışkırıyor çılgınlar gibi. allah'ım ne yücesin!
öyle paragöz bir tüccar ki, "sarayı" diyeceğiniz kendi odasında doğru düzgün bir yatak bile yoktu.
hacc ibadetinin islamın diğer şartlarına göre daha fiyakalı olması sebebiyle pek çok müslüman tarafından göz ardı edilmeyen, her fırsatta başkalarının gözüne sokulan gerçek.
ama aynı müslümanlar zekat'ın da hacc gibi islamın şartlarından olması meselesine -biraz masraflı ve gösterişsiz olmasından olsa gerek- neredeyse hiç değinmezler.
anlaşılmayacak hiçbir tarafı olmayan durumdur. kabe (yani gidilen yer. bu başlığı açan orayı da bilmez o yüzden açıklıyorum) hz ibrahimden beri kutsal bir yerdir. isadan musadan önce. hz ibrahim kimdir? bütün peygamberlerin onun soyundan geldiğine inanılan ulu bir zattır. şimdi taşları yerine oturtalım hacc ın hz muhammed e hiçbir katkısı yoktur. anladın mı bunu? hz muhammed para kazanmak için bir şey yapsaydı zekat ı bana verin ben dağıtırım siz bilemezsiniz derdi dii mi? herkes parasını verir miydi ona? verirdi di mi?
dakka 1 gol 1 olayıdır. şartlar bir bütündür ayrılamaz o zaman bu gece eğlenelim sabaha kadar durumu ortaya çıkar. madem gitmedik yanacaz bari bu tarafta eğlenelim diğer taraf artık bizim için süpriz değil .
