bunların hacca gidip de tatile gitmiş gibi olanları da vardır ki onu ziya paşa'nın şu sözü güzel özetler:
eşek alim olmaz yük taşımakla tekkeye
insan adam olmaz gitmekle mekke'ye.
bu zihniyete bir örnek vermek gerekirse, dekandır efendim bu zihniyet. aynen diyaloğu aşağıya alıyorum;
hoca: hocam çağdaş türk lehçeleri ile ilgili araştırma yapacağım bu yaz türkmenistan'a gidiyorum. dekan: ne işin var hocam türkmenistan'da. git paris'e; şanzelize, eyfel kulesi...ohh miss gibi... hoca: peki...
bir de bunların konsepti bi taraflarından anlayıp, hacca tatil niyetiyle giden modelleri mevcuttur. dini vecibesini yerine getirdiğini düşünür, uçak dolusu zemzemle evine döner. dünyevi zevk ile dini kendince bütünleştiren sözde müslümanın önde gideni, şovenistlerin diplomalı olanıdır.
(bkz: bizim necmi)
şeytanın bilakis kendisidir. buradan taa mekke 'ye gidip taşlamaktansa, kendi saha ve seyircimiz önünde kafasına odunla vurulabilir.
hatta buradan tayyibime sesleniyorum; "hacc organizasyonu yapan firmaların hacı adaylarını güneye götürüp üstsüzleri, altsızları, damsızları, hacc a gidecegine tatile gidenleri taşlatması yönünde kanun hükmünde yasa tasarısı çıkartın!"
o çöl sıcağına gidip kavrulacağına kendini serin sulara bırakan insandır. nasolsa öbür tarafta yeterince sıcak olacaktır, dünyada kavrulmaya gerek yoktur.
her dini meselede aynı durum söz konusu oluyor. Bir başlık açılıyor ki deme gitsin. On kere kabeye gittin ne oldu? Hayır onu geçtim. 1 kere gittin de dini bir vazife yapmış olmaktan öte ne kazandın? Başka insanları başka yerleri görmüş olmak kültürel bir olaydır. Lakin bunlar kültür de günahtır der çıkarlar işin içinden.