klişeleşmiş enkırmen, enkırwumın, enkıribne davranışlarından biridir bu. bi mecburiyet ya da habercilik ilkesi felam olsa gerek.. zira hepsi yapıyor bunu.. istisna yok.
olayın ilginç tarafı sunumun diğer haberlere nispeten daha kısık sesle yapılması. hani böyle "patron duymasın bu mal espriyi, tekmeyi vurur g.tüme!" veyahut "böyle samimiyetsiz samimiyetsiz yorum yapıyoruz madem, az kişi duysun lan bari!" tavrı hakim sanki. bilemiyorum tam olarak hangisi.
ben olsam farklı olmayı denerdim. herkes gibi olduktan sonra halk beni niye tercih etsin lan? gider başka bi embesili izler anasını satayım. farklılık, her açıdan cazibe demektir. yarar sağlar.
misal tersanelerdeki ölümler üzerine yetkilinin biri çıkmış "gerekli önlemleri aldık" diyor. haber bitti, sıra kısık sesle yorumlamaya geldi. direkt;
"sizin .miniza koyyim ben ibneler, bu nasıl bi aymazlıktır lan? bir şeyleri yoluna koymanız için illa halk tekme mi vursun g.tünüze lavuklar?"
derim. al sana fark, al sana dobra dobra ve dahi tarafsız haber spikeri. daha ne ister ki bir halk?
"of of off! süt gibiymiş hatunlar ha sedat (kameramn olsun bu. aslında halamın oğlu). bunlar, akşam simidi gibi gibi çıtır çıtır yenmez mi sayın seyirciler?"
derim. riyakarlığın, yapmacıklığın yeri var mı lan o meslekte? yok. olamaz da. dürüst ve tarafsız olmakta fayda var.
ha tüm bunları yaptım diye mesleki hayatım 1 haber bülteni ile sınırlı kalır belki ama koy götüne gitsin. ekranlardaki yağcılık, iktidar dalkavukluğu 1 gün olsun bittikten sonra gerisinin önemi yok. ben yine sözlüğe dökerim içimi nassa..
Hani ortaokullarda ablavari sınıf başkanları olurya. Kız arkadaşlarının haklarını savunmayı onlar üstlenirler hani. Cümlelerinin sonu ' ...tamam mı?' Diye agresifçe biter. işte onlara benzetiyorum ben onları.