[[aynştayn amca bir yerde bir zaman ''önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur'' benzeri bir şey söylemiş. doğrudur.]]
türk dizilerinden çok haberdar değilim arada televizyon izlediğimde denk gelirsem fragmanlarına bakarım yalnızca. fırtına dizisinden de bu şekilde haberdardım ve elbette türklere özgü o meşhur burnu kalkıklıkla dizinin müziği hakkında söylenen tüm olumlu şeyleri sarkastik bir biçimde savuşturdum. ve bunu yaparken garip bir şekilde ha bu ander sevdaluk şarkısını hiç dinlememiştim[[türklere özgü burnu kalkıklıktan bahsetmiş miydim]].
neyse gel zaman git zaman myspace'de alakasız bir şekilde gezerken bu şarkıyı söyleyen aytekin g. ataş'ın sayfasına ulaştım. şarkılarını [[ha bu ander sevdaluk hariç]]dinledim ve aynştayn amcaya selam ettim. çünkü kendisi aytekin g. ataş'ın sesinden bu şarkıyı dinlemiş olsa idi eğer atom ve önyargıların parçalanması minvalinde şekillenmiş aforizmasından bahsetmezdi bile. aynştayn amcanın tek talihsizliği aytekin g. ataş'ın çağdaşı olamamasıdır.
ha bu ander sevdaluk şarkısını sona saklamıştım. iyi de yapmışım zira bu şarkı insanın kendi kader örgüsünün kronolojisini birkaç saniye içinde listeliyor. yaşadığınız tüm o güzel/kötü anlar bir anda hatırınıza düşüveriyor; unuttuklarınız dahil...varolsun!
keyifsizken dinlenmemesi gereken, hiçbir şey yokken bile insanı önceki hüzünleriyle başbaşa kalmaya iten; sırf bu sebeple bile dinlemekten kaçınılsa da, güzel melodisiyle insanın kulaklarından usulca yüreğine akan şarkı.
yarı ingilizce yarı türkçe şarkı sözü zannetmiştim ilk zamanlar. ander =under olarak algılayıp ,
"ha bu sevdanın içinde " bilirdim kaç zamandır.
edit :under i de içinde demek olduğunu zannediyormuşum.hey gidi hey