yüzyıllar önce neyse bugün de değişmeyen zihniyettir. yarın bir gün libya da olanlar bizim başımıza gelse, türkiye ye girmek için bu kadar beklemezler bile.
başta amerika olmak üzere, barış getiriyoruz ayağına başımıza bombaları yağdırırlar. türklere ve müslümanlara yapılan soykırımları görmezden gelip, kan dökmek için yer ararlar. işte budur hayran olduğumuz batı!..
Tarihte Türk Milletine yapılan soykırımları tanıtmak ve geniş kitlelere ulaştırmak adına
BALKANLAR'DA TÜRK VE MÜSLÜMAN SOYKIRIMI
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK diyor ki:
- "Millî hayatımızda yediden yetmişe hepimizin bilmesi gereken zafer günlerimiz olmakla beraber, ACISINI DÜNYA DURDUKÇA iÇiMiZDEN ATAMIYACAĞIMIZ MiLLÎ FELAKET GÜNLERiMiZ DE VARDIR... 1877 Rus Harbi sonu büyük muhaceretleri!.. TÜRK'ÜN AVRUPA'DAN ÂDETA KÖKÜNÜN KAZINMASI iSTEĞiYLE HORTLAYAN HAÇLI ZiHNiYETiNiN GiRiŞTiĞi TOPLU KATLiAMLAR!.. 1912 Balkan Savaşı ve TÜRKLER'e reva görülen zulüm ve iŞKENCELER!.. Tarihin bu acı mirasları her TÜRK'ün kalbinde unutulmamak üzere dünya durdukça muhafaza edilmelidir. Milletimizin kalbinde HiSS-i iNTiKAM olmalı!.. Bu alelâde bir intikam değil; hayatına, ikbaline, refahına düşman olanların mazarratlarını izaleye matuf bir intikamdır" (16.3.1923)
BALKANLAR'da yaşadığımız soykırımı, zulmü, işkenciyi, tecavüzü ve sürgünü bu yüzden resmî kaynaklardan, görgü şahitlerinden nakletmeye devam ediyoruz...
Bir Posta Müdürü'nün müşahedeleri:
- "SiROZ'da babalarının, kardeşlerinin, kocalarının, çocuklarının öldürüldükleri evlerinden çıkartılan yüzlerce bedbaht Müslüman kadını, Hükûmet Konağı'nın karşısındaki liseye kapatıldılar! Sonra 50 kadar Bulgar askeri bu zavallıların üzerlerine atıldılar. Tartaklama ve pek çoğunu mukavemet edemeyecek ölçüde yaralamadan sonra, kirlettiler!.. Bulunduğum Postahane binasından bu zavallıların feryatlarını işittiğim gibi, yapılan fena muameleleri de görüyordum. Gece olunca bulgar askerleri (tekrar) Türk evlerine girerek kadınların ve kızların namuslarına taarruz ettiler!.. Hoşlarına giden güzel kadınları da alıp götürdüler!"
(Avrupa Siyaseti ve Türkler'in Felâketi , istanbul , 1329 (1913) , sf. 143)
SELÂNiK havalisinde dahi, ayni tecavüzlere devam ettiler!.. Yabancı harb muhabirleri, "hem askerî birlikler ve komitacıların, hem de yerli Hıristiyanlar'ın birlikte Müslüman kadınları kirletmeye koyularak, birbirleriyle yarış ettiklerini" kaydediyorlar.
- "SELÂNiK'te bir evde, bir çok kadınlar ve genç kızlar çırılçıplak bir halde bulundular!.. Her türlü taarruza uğrayan bu kadınların üzerine kapılar çakılmış, ve günlerce soyulmuş, talan edilmiş evde aç bırakılmışlardı! Durumu öğrenen bir kaç ecnebi gazetecinin binbir tavassutu ile kurtuldular!.. Yunan askerleri de, bu zulüm ve işkencelerde Bulgarlar'la yarış ediyordu!" (aynı eser, sf. 144)
- TOYRAN'da bir Bulgar subayı. Hıristiyanlığı kabul etmek şartıyla esir bir Türk subayına hayatını bağışladı. Adam vaftiz edildikten sonra, onun gözleri önünde Türk kadınlarına tecavüz etti. Türk subayın sarsıldığını görünce, üzerine tabancasını boşalttı!..
- ISTROMCA'da bir Türk kadınına göz koyan Bulgar kumandanı, kadının kocasını önce tevkif ettirdi, sonra öldürttü!.. Sonra kadını odasına getirterek ırzına geçti!..
- Yine iSTROMÇA'da 11 Kasım 1912 günü 6 Sırp askeri ŞEYH LÜTFi EFENDi tekkesine girerek oradaki kadınlara tecavüz ettiler!
Diğer bir rapordan:
- "19 Kasım 1912'de SiROZ'da ne genç, ne de güzel olan Müftü'nün ailesi ile, Mektep Müdürü'nün ailesine, kocalarının gözleri önünde tecavüz ettikten sonra alıp götürdüler!.. 13 genç kızı kirlettikten sonra DiRi DiRi gömdüler!.."
- "DiSOKA'da ırza tecavüzün yeni bir şeklini buldular!.. Yalnız 12-13 yaşına kadar olan küçük kızlara tatbik edilen bu zulüm, bunların analarının ve babalarının önünde ismetleri kirletildikten sonra yavaş yavaş işkence ile öldürülmeleri idi!.."
(aynı eser, sf. 146)
Bu hadiselere dair pek çok haber, rapor ve fotoğraf ecnebi gazetelerde yayınlanmıştı. Ama neye yarar!..
- GÜRGÜN'de icra edilen katliamda, 20 kadar genç ve güzel kızı ayırdılar!.. Bunlar, ölüm tehdidi altında vaftiz ayinine tahammül edip sözde Hıristiyanlaştırıldılar. Arkasından da zavallıların ırzına geçtiler. içlerinden biri mukavemette ısrar etti. Zavallı, BÜTÜN ÇETE'nin şehevî hislerine âlet edildikten sonra işkence ile öldürüldü!.. O halde ki, bayılmış olduğu halde bile o şen'i fiile devam etmekte idiler!..
- PETROVA'da bir genç kız annesinin gözü önünde kirletildi. Buna tahammül edemeyen anne, âniden eline bir tüfek geçirerek Bulgarlar'a ateş etti. Bu hareket, UMUMÎ bir KATLiAM'a sebep oldu. Bütün kadınlar ve genç kızlar bir kahvehaneye kapatılarak YAKILDI!..
Bu da zulme uğrayanlardan birinin anlattıkları:
- "Yanlarında bizlerce malum (yerli) genç Rumlar bulunan iki Yunan piyade bölüğü, 30 kişi kadar olan bizleri şehre götürmek bahanesiyle YANIKKÖY civarında bir harap köprüye sevkettiler. Orada kollarımızı bağladılar. Sonra bıçak ve süngülerin uçları ile bizi zalimane bir surette yaralamaya başladılar! Ben de bağlı bulunduğum halde kaçmaya muvaffak oldum. Arkamdan ateş ettiler, fakat hiç bir kurşun isabet etmedi. Tam 4 gün bir taşın arkasında gizli kaldım. Nihayet bir çoban çocuğu imdadıma yetişerek ellerimi çözdü."
Fransız General Buman anlatıyor:
- "Fransızca eğitim yapan mektebe 30 kadar Türk mültecisini kabul etmişlerdi... Katolik mekteplerini çekemeyen Rumlar tarafından Bulgarlar'a ihbar edildiler. Komitacılar geldiler ve mültecilerin teslimi istediler... Fransız şimendifer şirketinin komiseri Rıza Bey, rahiplere bir zarar gelmemesi için kendini teslim etti. Canilerin Rıza Bey'i parasını ve evini göstermesi için kasatura ile tehdit ettiklerini gözlerimle gördüm. Çoluk çocuğunun başına gelecek felâketi anlamış olmalı ki, (söylemedi). Vücudu kasatura ile delik deşik edildi, yere düştü. Kaatillerden biri ayakkabılarını çıkartıp kendi giydi. Cesedi 5 gün aynı yerde kaldı. Her gün üzerinden bir şey çalındı. Son gün üzerinde donu ile gömleğinden başka bir şey kalmamıştı!"
(Avrupa Siyaseti ve Türkler'in Felâketi , istanbul , 1329 (1913) , sf. 152)
KAVALA'dan geçen bir Alman, bakın, sonradan ne yazmış:
- "Komitacılar KAVALA'ya ulaştıklarında, Türk eşrafından 39 kişiyi herkesin gözü önünde öldürmek üzere tevkif ettiler. Esirleri gömleklerine varıncaya kadar soydular. Üçer üçer bağladılar. içlerinden birinin vücudunu kasatura ile deldiler. Sonra kafasını kestiler! ikincisine de aynı muameleyi yaptılar. Bu iki mazlumun cesetlerinin ağırlığı ile yere düşen üçüncüsünün ilk önce iki kalın (boyun) damarını kestiler. Sonra koyun gibi boğazladılar!"
- "Tevkif edilenler erasındaki bir polis komiseri, arkadaşlarını 'YAŞASIN OSMANLILAR!'diye bağırarak ölmeye davet etti. Buna sinirlenen bir haydut, arkadan vurduğu bir kılıçla biçâreyi öldürdü! Kılıç iki kürek kemiğinin arasından geçerek zavallının gövdesini ikiye ayırmıştı. Bu darbe haydutların pek hoşuna gitmiş olmalı ki, cesetler arasında bu şekilde öldürülmüş pek çok ceset görüldü! Bunlar 15 gün açıkta kaldılar!"
- URGANCILAR köyünde 90 Müslüman, iplerle birbirine bağlandıktan sonra kasaturalarla hunharca şehit edildi!..
- iSTROMCA'da bu mezalim tam 20 gün devam etti!.. Öyle ki artık ÖLDÜRECEK iNSAN KALMAYINCAYA KADAR kasaturalar işledi!.. Öldürmeye getirdikleri insanların sırtına binerek şehirde dolaşıyorlardı!.. DOMBALAKOF ÇETESi tarafından şehrin mezbahasına götürülerek, koyunlar gibi ayaklarından asıldıktan sonra çengellerle, kasaturalarla boğazlandılar!..
- Yine iSTROMCA'da iSMAiL adlı bir köylüyü, birer birer uzuvlarını kestikten sonra kurşuna dizdiler!.. Arkadaşını da bir ağaca bağladıktan sonra, gaz döküp diri diri yaktılar!..
- Esir Türk subaylarının burunlarını, kulaklarını kestikten sonra bazen öldürüyor, bazen de intikam için serbest bırakıyorlardı!. Umumiyetle serbest bıraktıkları subayları tahkir için, bir veya iki kollarını da kasatura ile koparıyorlardı!
- ÜSKÜP ile KUMONOVA arasındaki köyler, Sırplar tarafından tamamen yakıldı!.. Evlerden fırlayarak kaçmak isteyen köylüler hemen kurşunulanıyorlardı!.. Bir tek fert bile kurtulamadı!
- MANASTIR'da, insanları birbirine bağlayıp yaktılar!.. Sürünerek ateşten kaçmaya çalışan biçâreleri, sanki ağaç kütükleriymiş gibi, süngüyle tekrar ateşe itiyorlardı!.. Çok defa çoluk çocuk bir camiye doldurularak, gaz dökülüp yakılıyordu!
- Bir diğer işkence de Müslüman Türkler'in DiRi DiRi gömülmesi idi*!.. Yollar, hendekler omurgaları dipçikle kırıldıktan sonra, çeşitli işkencelerle öldürülen zavallılarla dolu idi!
- SELÂNiK civarında kadın, erkek ve çocukların karınlarını deşerek için taş, toprak, pislik dolduruyorlardı! Sonra diğer Balkan Haçlıları'na karşı, "Bak, sizinkiler böyle yapmayı akıl edebildiler mi?" diye öğünüyorlardı!
Bir Bulgar subayının itirafları:
- "Esir edilen 10.000 kadar Türk askeri SiROZ 'a getirildi. Bunların arkalarında sadece beyaz bir gömlekle don vardı. Bu biçâre esirler SiROZ civarında kâmilen öldüldüler!."
- "KARATUNA civarında GENERAL iSTAFANOViÇ yüzlerce esiri iki sıra üzerine durdurarak kurşuna dizdirdi!"
- "Meydan-ı muharebeden avdet etmiş bir Bulgar askeri, kadın memeleri göstererek, bunların kendisi ve arkadaşları tarafından kirletilmiş islâm kadınlarından kesildiğini öğünerek söylüyordu!.."
- "FiLiPE'ye oldukça mühim bir esirler kafilesi getirildi. Bir zabit esirlerin isimlerini yazmaya mecbur edildi. Bir saat sonra zabit, pür hiddet 'Bu alçakları niçin buraya getirdiniz?.. Niçin yolda birer birer öldürmediniz?' dedi!"
- "Bütün angarya işlerinde Müslümanlar'ı kullanıyorlar!.. islâm oduncuları ve arabacıları Bulgarlar'ın her türlü işlerini bilâ ücret görmeye mecburlar."
- "ikinci Fırka'da müstahdem FiLiPE'nin Bulgar tabiplerinden biri, (ismini biliyorum) MAKEDONYA köylerinden birine vasıl olduklarında, resmî elbisesini giyerek zengin bir Müslüman'ın hanesine müracaat ile kendisinden 2000 lira talep etti! 24 saat zarfında vermediği takdirde kendisini asacağını bildirdi!"
- "FiLiPE'deki islamlar'ın en büyük camii, erzak ve mühimmat deposuna tahvil edildi." (Yahudi asıllı yazar ve tarihçi Avram Galanti, Tarih Mecmuası, cilt 3, istanbul, 1951)
ZÂYETi adlı Rus gazetesinden bir ifade:
- "Ben iyi bir tesadüfle, bermutad gazete muhabirlerinin gözlerinden kaçan pek çok şeyi görmeye muvaffak oldum... Ben MAKEDONYA'ya, gayr-ı muharip (sivil) ahaliye yardım ulaştırmak maksadıyla gitmiştim."
- "Muharebelerde hazır bulunmadım. Lâkin, âzâsı kesilmiş nâaşlar, yanmış köyler, yağma edilmiş evler, aç kalmış aileler... Bütün bunlardan çok fazlasını gördüm."
- "Galiplerin zafer arabası, memleketi baştan başa katederek onu kana buladı!.. Daha uzaklara, EDiRNE'ye, ÇATALCA'ya doğru ilerledi."
- "Türkler'in (başkalarına) mezalimi hakkında gazeteler pek çok şey yazmışlardır. Her Rus okuyucusu Türkler'in öldürmek(!), veya ırza tecavüz etmek(!) (gibi sözde zulmuüyle), POMAK (Müslüman Bulgar) köylerinde atılan kurşunlar, öldürmeye hazır tüfekleri saklayan beyaz bayraklar hakkında kâfi şeyler okumuştur."
- "Lâkin, aynı okuyucu HIRiSTiYANLAR'IN (TÜRKLER'E UYGULADIĞI) MEZALiM'e dair pek az şey bilir. Bulgarlar'ı az-çok lekeleyen her nevi kısımları çıkartan ŞiDDETLi SANSÜR sebebiyle, Rus muhabirleri gördüklerini meskût (sessiz) bırakmayı tercih ediyorlar!"
- "Okuyucu, bundan sonra okuyacağı satırlarda Bulgarlar ve Slavlar aleyhinde bir husumet temayülü aramasın!.. Rus muhabirlerin büyük çoğunluğu gibi ben de BALKAN memleketlerine, Bulgar'a karşı büyük bir teveccüh (yakınlık) besleyerek gelmiştim. Lâkin beklediğim gibi olmadı."
- "Muntazam askerler, ahaliden intikam alıyor, tek bir kurşunun atıldığı köyleri yakıyor, erkekleri öldürüyorlardı!.. Yanımdakilerden bir Bulgar subayı, tam bir iftihar ile, 'KIRCALi'de, arkamızda hiç bir Türk köyü bırakmadık,' diyordu!"
- "Bir takımın bazı Bulgar cesetlerine tesadüf etmesi, askerlerin zaptı kaabil olmayan vahşi hayvanlar haline gelmesine yetiyordu. Türk köylerine atılıyorlar, erkekleri, bazen kadınları da boğazlıyorlardı!"
- " Askerler bir nevi cinnete tutularak öldürüyorlardı. Halbuki Makedonyalı komitacılar, bu faciaları bir tertip dahilinde, her gün işliyorlardı!.. Muharebenin başından henüz 4 hafta geçmişti ki, SOFYA'nın bütün kahvehanelerinde uzun saçlı, komitacı külâhı giymiş insanlar, ceplerindeki Osmanlı liraları dolu keseleri çıkarıyorlar, tafra satarak 'Bu Türk emeğidir,' diyorlardı!"
- "Subayları bana şöyle demişlerdi: 'komitacılar, SANDASKi'NiN ÇETESi hariç, orduya hiç bir hizmet ifa etmemişlerdir!.. Sebep, komitacılar için ganimetten başka bir malâhaza olmamasıydı! Bir keşif yapacakları yerde, bir Türk köyünü basmaya giderlerdi. Hatta bazan KENDi VATANDAŞLARINDAN AZ-ÇOK ZENGiN OLANLAR'a dahi taarruzdan çekinmemişlerdir!' "
- "NEVREKOP kazası dahilinde çalışan çete, şöhret bile kazandı. 45 islâm ailesinden meydana gelen DEBRENCiK köyü, komitacılar ve Bulgar ahali tarafından yakılmış, bütün erkekler öldürülmüştü!. 39 erkek ve kadın bir caminin içinde DiRi DiRi yakılmıştır!.. KARAŞÖVE köyünde bütün Türkler'i, erkek, kadın ve çocukları boğazlamışlardır. BUCAN köyünde müslümanları hapsedip yakmaya hazırlanıyorlardı. O sırada bir Türk bağırarak 'askerlerin bir ingiliz zabitinin kumandası altında gelmekte olduğunu" söyledi. Bu, komitacıları kaçırmaya kâfi geldi... Mamafih, 15 gün sonra tekrar gelerek plânlarını tatbik ettiler. Her şeyi yağma ettiler, bütün Müslüman ahaliyi kestiler!"
Üzerine uzun uzun entropilerin yazılabileciği mevzubahis. Kısaca türk ulusuna ve Müslüman halka ölüm felsefesini yaymak için ortaya atılmış ve yüz yıllardır süre gelmiş olay silsileleridir.