tatarlarda da 'h' harfinin bulunmamasından dolayı, sevgili babacım asla kullanmaz 'h' harfini. *
misal:
babam: b
ben: pp
annem: a
babam, evde ne yoksa almak için markete gitmiştir. bende o civarda olduğum ona yardıma gittim. anlaşıldığı üzre olay markette geçmektedir;
b: avva karpuz alalım mı?
a: al canım.
b: peki üzüm alalım mı?
a: bi bak, güzelse al.
b: kayısı alıyım mı?
a: al al. çok severim ben.
b: avuç alalım mı?
a: neden avuç avuç alıyosun canım. 1 kilo al işte.
b: yahu ne avuç avucu. avuç alıyım mı diyorum!
a: canım avuç avuç alma. 1 kilo alsan yeter!
--bu sırada babam sinirlenir ve telefonu bana verir. bense o sırada gülmekten neredeyse ağlamak üzereyimdir.--
pp: anne, babam havuç alalım mı diye soruyo. * :)
a: alın alın ondan da bi kilo alın.
:)
ayrıca hamur işini çok seven babam; anneme her pazar istekte bulunur cumartesi gecesinden:
sadece yurdum insanında görülen tatlı bir kusurdur. doğma büyüme ingiliz olup "-what is this?" sorusuna "-It's orse bea..!" (bkz: horse) diyen insana rastlanmamıştır. istisnaların kaideyi bozmamasıyla birlikte, böyle bi olayın gerçekleşmesi sonucu adamın öz babasının sozlukteki trakyalilardan olabilitesi ithimal bir durumdur.
h harfini yazmayı unutanların olduğunu düşünüp şükredilmesi gereken durum. şöyle ki; h harfini hayatından tamamen çıkaran arkadaşımın babası - ki tekirdağlıdır kendisi- sahibi olduğu markette fiyat etiketine anımeller yazarak olaya başka bi boyut getirmiş ve beni baya bi güldürmüştür. **
trakya'da fazla kalınca bulaşan bir şey olabilir, yoksa bendeki anne tarafından gelen trakya kanının aktif hale geçmesi de olabilir, bilemiyorum. (bkz: aaayraboluya) gidince bana bişeyler oluyor beyav!