gittiğim otelde iki bardağı beğenip yürütmem ve unuttuğum çantanın bulunmasıyla ortaya çıkan rezilliğim. tatile gitmediğim bir yer olduğu için iş hayatımında muhtemelen bittiğini gösteren ilk eylemim. son olacağı kesin.
rezilliğin boyutuysa paha biçilemez. ağlamaktan şişen gözlerime de kimse acımadı hani. hay ben o bardağın.
hırsızlık nedir?
başkasına ait olanı çalmaktır, ya ben onu daha çok hakediyorsam?
sen hiç birinin sahip olduklarını kıskanmadın mı? boşuna hayır deme, çünkü sen kimi kandırıyorsun? bunun koca bir yalan olduğunu ikimizde biliyoruz.
ben kötü biriyim, çalmak yaptığım en iyi şey. ama sen de melek değilsin, hadi itiraf et!
komşunun sıfır arabasını, arkadaşının seksi karısını, patronun kasadaki paralarını en az bir kere arzuladın. niye senin olmasınlar? "yeterince ister ve çalışırsan senin de olur" yalanını aklından çıkar, mezarlıklar ömür boyu çalışanlarla dolu ..
yo hayır vicdanımı böyle rahatlatmıyorum, sadece gerçekleri söylüyorum. hadi hayal et, istediğin her şeyi alabildiğini düşün. arzuladığın şeye kavuşmanın verdiği hazzı hissedebiliyor musun? inan bana o bile, sahip oldukları için benim kadar çaba göstermedi. benim daha çok ihtiyacım var, ben daha çok istiyorum. kimse isteyerek sahip olduğu şeyleri paylaşmaz, ve birilerinin yokluk çektiği için öldüğünü umursamaz. çünkü dünya adaletsizdir, bazılarının önüne altın tepside sunar hayatı, kimilerine de siktiri çeker. işte biz siktir çekilenleriz, bu yüzden kendi adaletimizi sağlamak zorundayız. bu yüzden vicdanım rahat, ben suçsuzum. kimsenin rızkını, son çaresini, ümidini, hayallerini çalmadım ..