sen hipokrat yemini ediyorsan, birini yaşatmak için eğitim alıyorsan, dini öğretilerin, o insanı öldürecek safhada olduğunda, onlara boyun eğmeyeceksin, din, senin öncelikle bir insanın hayatını kurtarmanı, onu sağlığına kavuşturmanı emreder. ha yok; ben dinim böyle diyor, ben bunu yapmayacağım diyorsan, oradaki o, daha önce bunarı bilerek mevkiyi işgal etmeyeceksin.
düşün ki; bu çocuğun idrar yolları tıkandı. çocuk ölmek üzere, sen bu şekilde de aynı şeyi yapacaktın. ama; sen hem gelip insanları tedavi etmek adına o mevkiye oturuyor, hem de benim inancım bu insanı kurtarmaya izin vermiyor diyorsan, ben senin, birini öldürmeyi emreden inancının içine tüküreyim.
doktor olduğu için bakması gerekirdi evet. çünkü kadın hasta da erkek doktorun önünde soyunabilir. tesettürlü olsa da soyunabilir çünkü bu mecburi bir durum ve bu tür kolaylıklar dinimizde sağlanmış zaten.
ama olayın tesettürle ilgisini anlayamadım. bunu açık bir kadın da yapabilirdi. çok afedersiniz ama, siz e5te kendini pazarlayan kadınları görünce, bütün açıklar böyle diye mi düşünüyorsunuz? ya da açık kadınların rezaleti diye mi? o zaman vay kadınların haline.. herkes k... olmuş..
her ne sebeple olursa olsun; nesin sen insan mı sorusunu, o iki bayana yöneltmek istememe sebep olan tam teşekküllü rezalettir. madem bakmayacaktın, etmeseydin hipokrat yemini. söz namustur diye bilirim ben. çok namusçu geçinerek yapılmış ya olay, ondan... ne yani bi kontrol etsen, eline mi yapışırdı?
hürriyet bunu hep yapıyor deyip de olayları görmezden gelemeyiz, bu olay olmuş yada olmamış olsa bile boyle insanlar ülkemizde var gittikce de cesaretlenip artmaktalar. olay hurriyet' in yayıncılık ilkesi değil insanların kafasının içlerindekidir.
hastaya bir nesne olarak yaklaşmayı öğrenememiş, kazaen doktor sıfatı almış insan müsvettelerinin, 17 yaşında bir delikanlının testislerine jele bulanmış ultrason probunu değdirdikçe şehvete kapılır tahrik olurum korkusuyla giriştikleri bir cinayet teşebbüsü.
olayda iki tane iğrençlik göze çarpmakta..birincisi aşikar olan herkesin görebileceği o iki kişinin gerekli röntgenleri çekmemesi..bunun üzerine söylenecek fazla birşey yok gibi..ama ikincisi daha arka planda kalan bana göre çok daha iğrenç ve vahim bir durum..bazı kişilerin hemen tesettür lafını görünce bedava ekmek dağıtıyolar gibi olaya üşüşmesi ve kinlerini, nefretlerini ortalığa kusmalarıdır..çok merak ediyorum onlar başörtüsüz olsaydı sözlükte bu konu bu kadar tartışılır mıydı?ya da onlar başörtülü oldukları için bu yaptıkları daha mı fazla yanlış oluyor?şuraya bak ülkem ne hale gelmiş..insanlar giydikleriyle yargılanır olmuşlar..
bakın burada kimseyi savunmamaktayım..olayın vahameti ortadadır(ki doğruysa bu haber, hürriyet milliyet falan ne kadar güvenilir olduğu alenidir)..buradaki çarpıklık bazı uuserların(toplumun belli bir kesimini yansıtan bir tutum olmakla birlikte) tesettür lafını görünce hemen kendilerini kaybetmeleri ve "vay şerrreefsizler" diye olaya dalmalarıdır..
kolpa haber yapmıştır ya da yapıyor olabilir diye medyaya suçu yıkıp başımızı kuma gömmeyelim. kimse bu zihniyete sahip insanların ülkemizde yaşamadığını iddia etmesin, komik bir duruma düşer. kısacası; önemli olan hürriyet, milliyet * değil zihniyettir.
"Bende türbanlı ve tıp düşünen bir öğrenciyim.. Doktorluk ve hemşirelik çok önemli bir meslektir bu mesleği seçmeden önce bunları düşünüp öyle karar verilmesi gereklidir.Ben tüm bunları düşünüp kararımı verdim. Bu meslekleri seçecek olanlar bunları kabul etmiyorsa bence vatandaşların sağlıyla oynamamaları lazım ve bu mesleği seçmemeleri lazım. Hem gerçekten dini biliyorlarsa doktorlara namahrem yoktur."
okuyun sevgili örümcekler, okuyun da, örümcek olmadan türbanlı nasıl olunuyor görün.
hatta alın bir de buradan okuyun; http://haberyorumlari.hur...erID=5628173&PageNo=1
okuyun da, "yorum sayfası yazarları" sizden nasıl çağdaş, nasıl din ile, safsataları ayırt ediyor görün. bir kişinin canına kast eden türbanı beyni olmadığını gizlemek için örtmüş, beyinsiz, zavallı örümcek kafaları savunmayın.
--spoiler--
Hekim Apollon Aesculapions, hygia panacea ve bütün Tanrı ve Tanrıçalar adına. And içerim, onları tanık ve şahit tutarım ki, bu andımı ve verdiğim sözü gücüm kuvvetim yettiği kadar yerine getireceğim. Bu sanatta hocamı, babam gibi tanıyacağım, rızkımı onunla paylaşacağım. Paraya ihtiyacı olursa kesemi onunla bölüşeceğim. Öğrenmek istedikleri takdirde onun çocuklarına bu sanatı bir ücret veya senet almaksızın öğreteceğim. Reçetelerin örneklerini, ağızdan bilgileri şifahi malumatı ve başka dersleri evlatlarıma, hocamın çocuklarına ve hekim andı içenlere öğreteceğim. Bunlardan başka bir kimseye öğretmiyeceğim. Gücüm yettiği kadar tedavimi hiç bir vakit kötülük için değil yardım için kullanacağım. Benden ağı ( zehir ) isteyene onu vermiyeceğim gibi, böyle bir hareket tarzını bile tavsiye etmiyeceğim. Bunun gibi bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermiyeceğim. Fakat hayatımı, sanatımı tertemiz bir şekilde kullanacağım. Bıçağımı mesanesinde taş olan muzdariplerde bile kullanmıyacağım. Bunun için yerimi ehline terkedeceğim. Hangi eve girersem gireyim, hastaya yardım için gireceğim. Kasıtlı olan bütün kötülüklerden kaçınacağım. ister hür ister köle olsun erkek ve kadınların vücudunu kötüye kullanmaktan mazarattan sakınacağım. Gerek sanatımın icrası sırasında, gerek sanatımın dışında insanlarla münasebette iken etrafımda olup bitenleri, görüp işittiklerimi bir sır olarak saklıyacağım ve kimseye açmıyacağım.
--spoiler--
yukarıda yazan yazı, zırt pırt söylediğiniz hani şu doktorların ettiği kutsal hipokrat yemini, allahdan korkmayanın hipokrattan korkacağını hiç sanmıyorum.
ve yine tekrarlıyorum ki, bu olayın seyri gazetede yazıldığı gibiyse o doktor bence hipokrattan korkmuş, çünkü allah korkusu olan hiç bir insan birini o vaziyette bırakamaz.
birde aklıma takılan bir husus varki hiç bir tıp öğrencisi veya aramızda bulunan hiç bir doktor arkadaşımız değinmemiş, koskoca konya büyükşehir numune hastanesinde sadece o doktormu varmış, öğrendiğime göre tam teşekküllü bir acil servisi olan hastahanelerde gece nöbetleri 1 profesör, 5 uzman doktor, 10 pratisyen hekim olurmuş, doğan medya ve yardakcıları bu ayrıntıyı kaçırdı sanırım.
bir ayrıntı daha yazmadan edemeyeciğim, çünkü olayın olduğu şehirin sevemesemde memleketim olması ve çok hassas olduğum türban konusunda sıkışıp kalması içimi acıtmaktadır, yukarıda 16 doktor haricinde bu hastanede gece nöbete kalan 22 tane hemşire 15 hasta bakıcı 5 güvenlik bulunuyor, hastalar ve hasta yakınlarınıda bu sayıya katarsak 100 kişilik bir kalabalığın olduğu ortamda hadi o doktor yobazca, haince tedavi etmedi hastasını, diğerleri de özellikle hemşire ve hasta bakıcılar, onlardamı doktora destek verip 'iyi yaptınız hocammı dediler', bırakın bu işleri kardeşim tahrik etmeyin milleti, konya türkiyenin 7 büyük ilinden biri dağ başı değil, müslümanlık acımasızlık, canilik değil, baş örtüsü allah korkusunun simgesidir, baş örtüsü allaha olan saygıdan takılır, inanç meselesidir, sadece türbanlı diye, olan bir olayı kimseye mal etmeyin, lafa gelince demokrasi naraları atıp iş din düşmanlığına gelince, demokrasi bayrağınız kapatmayın, gerçi sizin demokratikliğinizi ve insanlığınızı öğreniyoruz buradan ama belki bir umut adam olurmusunuz diye gene yazıyoruz, yazıyoruz, yazıyoruz.
yaşanan olay hakkında soruşturma açılmıştır.ama soruşturma, böyle kadrolaşma tutkunu bir hükümet döneminde ne denli doğru sonuç verecekti o tartışılır.. ama haberde anlatılanlar oldukça tıtarlı ve bunu yalanlayan birnn de çıkmaması enteresan. Sonuçta suçlanan radyologlar, eğer haber gerçekten yalansa olayı derhal açıklayabilirlerdi.
evet yukardaki haber doğru olabilir yada olmayabilir. ama kartel medyasınında özellikle müslümanları kötülemeye yarayacak bir haber bulduklarında araştırmadan üzerine sazan gibi atladıkları bir gerçek.
bu konu ile ilgili yazı yazanlara yada yazacaklara bir hatırlatma benden sadece.
"Ey iman edenler! Size bir fasık haber getirdiğinde durup gerçeği araştırın.Yoksa istemeden insanların hukukuna tecavüz eder ve sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız." hucurat suresi ayet no :6
(bkz: yargıtay cinayeti nasıl çıktı?)
(bkz: ahmet necdet sezer ile ahmedinecat'ı kim karşılaştırdı)
(bkz: atatürk'ü eleştirmeden eleştirilemiyor diyenler kimler)
(bkz: suudi arabistan'da bile yokken, araçta namazın tutacağını iddia edenler kimler?)
haberin dandik olduğu 5 kere değişen başlıktan belli, entrylerimizde dandikten sayılmasın diyorsanız, ucuz popilist edebiyatı yapmayın, kimin kime ne yazdığını herkes okuyor biliyor.
başlıkların değişmesinden dolayı, haberin dandik olduğunu belki düşünenler olabilir; (#1012356) no'lu entrym de olayın anlattım. ilave olarak benden yazar olmaz hala online olmayınca, july4th'ye durumu ilettim. o da sağolsun başlığı ilk benim açtığım haline döndürmüştür.
not : bu entry moderatör arkadaşları zan altından kurtarmak için tamamen benim inisiyatifim ile yazılmıştır.
turnusal kağıdı gibi bir işlevi olan kişi. öncelikle bu başlık altında iki farklı konu var, birincisi olay, ikincisi olayın sunuluş şekli.
birincisi olay dedik, olay nedir, hepimizin bildiği gibi eğer doğruysa çağdışı bir düşünce yüzünden bir hastanın sağlığından olması. bunu şu ana kadar kimse onaylamadı, olabilir demedi, diyeceğini de sanmıyorum. yani bu noktada hepimiz aynı düşünüyoruz.
ikinci olay nedir, hürriyet'in haberi sunuş şekli, sağlık faciası, doktor rezaleti, doktorların yüz karası filan değil, başlık "Tesettür faciası". olaydaki suçlu taraf tesettürlü bunu anlıyoruz, tesettürlü olmasının özellikle belirtilmesinin nasıl bir anlamı olabilir. ben tek bir anlam çıkarıyorum: tıp gibi bilimsel bir alana dini inancını katan bireylerin bu tip mallıklar yapabileceği iması. bunlar böyle anlayışı. hürriyet bunu ilk kez yapmıyor, o nedenle ayrıca sizin kafanızda yüz tilki olup yüzünün de kuyruğunun birbirine değmediğini bildiğimizi söylüyoruz. islamda sağlık konusunda mahrem anlayışının kalktığını söyleyelim ama bunun günlük siyasi çekişmelerde hoş bir bilgi notu olmadığını da ekleyelim. haberde suç işlediği iddia edilen sanık konumundaki kişiyi tarif ederken dikkatli olmalısınız bu nedenle. haberin kendisi kadar sunuluş şekli de önemli. tesettür faciası yerine kadın faciası denilseydi de bu sefer kadınlar üzerinden genelleme yapılmaya çalışıldığı, en azından gönderme yapıldığını söylerdik, ya da sanığın memleketi üzerinden vaşingtonlu faciası gibi bir başlık seçilseydi yine art niyet arardım. benzer şekilde herhangi bir olayın haberini bir cumhuriyet gazetesinden okuyun, bir de vakit gazetesinden, başlığın değişince aynı olayın nasıl farklılaştığını görün, tesettürün siyasi polemik aracı olması ve hemen her gün tartışıldığı bir dönemde bu şekilde bir haber art niyetlidir, ayrıca din bu değil diyen arkadaşlara da hatırlatırım, dinin bu olduğunu kim söyledi, demek ki hürriyet istediğini yapmış, işte din bu mesajını alttan giydirmiş ki din bu değil deme ihtiyacı hissediyorsun, ne çekiyorsak bu ikiyüzlülükten çekiyoruz, tesettürlüden doktor olmaz diyemeyenler tesettürlü faciası diye başlık atıyor, atılan başlığa sorgusuz atlayanlar oluyor, bunun üzerinden dini kötülemeye çalışanlar, meşhur karl marks söylemi filan, bunu eleştirenler de tesettürlü bayanı savunmuş oluyor, kaldı ki olay daha netleşmedi bile, örümcek adam namaz kılıyor, beyninizin içinde hem de. pastanelerdede böcek avına çıkan uğur dündar'a da "böceklerde metamorfoz sonrası haber çarpıtması ve yan etkileri" isimli kitabı öneriyorum, yay-sat bayilerinden temin edilebilir. murdoch olmadan doğan çarpma dündar efendi, pasta börek değil ki yiyelim.
