Doğu coğrafyalarında batıya göre imparatordan daha yüce daha büyük ve daha zengin bir unvan. O yüzden Osmanlı Padişahları femanlarda özllikle unvanlarını sayarken Hünkar unvanını kullanmıştır.
Eski Türkçedeki "Ong" yani kutlu, talihli anlamından gelmekte olup*Anadolu Türkçesine ,muhtemelen Çağatay Türkçesi aracılığı ile, Uygur Türkçesinden geçmiştir. Uygurlarda "unkar, ungar" olup kutlu, talihli yani devletlü kişi anlamına gelir. Bizde de durum aynıdır.
Pek Türkçe gibi durmasa da Türkçe kökenli bir sözcüktür.
lise yıllarımda ( 1993 ve sonrası ) bursa'da türk kahvesi içmek için gittiğim tek düzgün mekandı. ve yine o dönemlerde sevdiceğinizle gidebileceğiniz, iki lafın belini kırabileceğiniz, yelekli, önlüklü ve kravatlı garsonların ağdalı bir türkçe ile size ikram yaptıkları enfes yerdi.
yer bursa, yeşil' e doğru giderken solda.
zamanla, para denen illete yenik düşüp imajının amına koyduktan sonra gitmez oldum. bir dönem, sütü ayrı kahvesi ayrı gelen ikramların yerinde yeller esmeye başlamış, ortam sikindirik tostlardan dolayı ağır yağ kokusuna yenik düşmüş.
ben her daim tekdüze servis olayına, masa, sandalye, garson kıyafeti ve aklınıza ne geliyorsa standart olan yerlerden hep kefiy almışımdır. o dönem hünkar da öyle nezih, manzarası iç açıcı ve takipcisi epey fazla olan bir yerdi.
kahve içmeye gidip garsonla ahbap olmanız işden değildi. paranız yoksa bile bir sonraki gelişinizde bırakabilirdiniz. tekrar söylüyorum ve yeniliyorum bu sikindirik para merakı bu canım işletmenin eline vermiş, ortam bildiğin internet kafeye dönmüş.
istemeyerek ve üzülülerek bu tür mekanlara gitmeyi tercih etmemekle birlikte o bahsettiğim stnadartı yakalamış olan elin ecnebi kafeteryalarını tercih etmek zorunda kalışım içimi burkmuyor değil.
sevgilinizle veya eşinizle rahat rahat gidebileceğiniz; bir taraftan salepinizi yudumlarken bir yandan da -eskisi kadar güzel olmayan- bursa manzarasını izleyebilirsiniz.