genelde islamcı çevrelerde sıkça kullanılan dedikodu kelimesi karşılığı güzel kelime.
dini inanışları kuvvetli olan minibüs şöförlerinin olayı abartıp "benim hakkımda ne düşünüyorsan allah sana on katını versin" gibi ifadeler kullandığı da görülmüştür. gıybeti kafadan koparır bu tavır.
gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. eğer doğru dese, zaten gıybettir. eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır.
ortamda olmayan bir kişi hakkında olumsuz bir şey söylemektir. Ahmet çok sıska , fatma çok bodur, ayy selim çok gerizekalı gibi.
kabir azabı çekme nedenlerinden biridir.Gıybet ettiğin herkesten helallik istemek zorunda kalırsın. Onun için özellikle tüm fenerbahçeli taraftarların... tüm galatasaray camiasının ... gibi cümlelerden özellikle kaçının.
Birisi hakkında gıybet ettiysen , helalliği bu dünyada almak daha akıllıcadır. Kişinin karşısına geçip ben senin hakkında şunları bunları dedim özür dilerim hakkını helal et demenizi öneririm zira, diğer tarafta helallik isterken insanların şu anki duygusal yapıda olmayacağı gerçeği aşikar.
bu yüzyılda gıybeti iyi irdelemek lazım artık öyle bir hal aldıki normalde sohbetlerin içine girer oldu.bu gün kiminle ne konuştuğunuza dikkat ederseniz cümlelerin yarısından fazlası gıybet dedikodu.konuşurken şaşırmamak elde değil.bu şartlarda zor.
sosyologlar tarafından sosyal silah olarak nitelendirilen, bir kişinin hakkında, içeriği doğru olan ve duyduğu zaman hoşnut olmayacağı şeyleri, en az 2 kişilik bir mecliste açığa vurmak olan eylem. sosyal silah olma özelliği, kişiler arası güvensizlik yaratıp, bireyleri birbirinden uzaklaştırmasından ve gıybeti edilen kişiye, kişinin kendini savunmasına yönelik fırsat vermeksizin hakkında olumsuz kanaate varılmasına sebep olmasından ileri gelmektedir.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?" "Allah ve Resulü daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine: "Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!" açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam: "Ya benim söylediğim onda varsa, (Bu da mı gıybettir?) dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir."
anadolu'da bir çok yerde gaybet olarak da telaffuz edilir.
--spoiler--
kulak verdim dört köşeyi dinledim
ardımızdan gaybet eden çoğumuş
ben dünyayı sonsuza dek belledim
meğer dünya dört sultanlık yer imiş
--spoiler--
"kıyamet gününde bir insanın amel defteri açık olarak getirilir. Hak Teala'ya 'Ey Rabbim benim çok güzel amellerim ve iyiliklerim vardır, bunlar benim sayfalarıma yazılmamıştır' , deyince, o kimseye şöyle denir :
'Gıybet yaptığın için bu güzel amellerin, amel kitabından silinip çıkarılmıştır."
ayrıca ; gıybet edene sus diyene 100 şehit sevabı verileceği de bir hadiste yer almaktadır .
gıybet aslında toplumu ayrıştıran, insanları birbirine düşman eden bir şey. gıybet kişinin kendi özünü bulmasını engelleyen ve çevreye birçok mutsuz insan yayan kötü bir enerji.
gıybet söyleyeni de temiz kalpten mahrum ediyor.
insanlar mükemmel olmak için çırpınıp duruyor ve daha çok mutsuz oluyor.
gıybet eden insan en büyük suçu işliyor bana göre. hatta idama layık bir insandır gıybet eden.
bu alışkanlığa yakalananlar derhal tövbe edip vazgeçmeli ve akabinde gıybet ettikleri kişiden özür dilemelilerdir.
edenin yanında bulunmamak gerekir. çünkü gıybet edenin yanında bulunan kimse de gıybet etmiş sayılır. büyüklerden birisi demiş ki: gıybet edenin yanında oturan fakat gıybet etmeyen kimsenin diğerinden tek farkı ağzının yorulmamasıdır. yani gıybet eden de yanında oturan da aynı günahı alıyor.
peki buna çözüm yok mu? tabii ki var. dinimiz bununla ilgili iki şey söylüyor.
-ya gıybet edeni yaptığı gıybetten dolayı uyarıp gıybet etmemesini sağlıcaz.
-eğer uyarımıza uymuyorsa o ortamı terkedicez.