TC tarım aş kurulacak. ziraat mühendisleri bütün arazileri test edip ekilecek ürünler belirlenecek. bütün tarım arazilerine çökülüp devletin belirlediği ekinler ile ekilip biçilecek. tarla sahiplerine ektiği ürünün bedeli ne olursa olsun verim oranında hakkaniyetli ödeme yapılacak. tarımda full makineleşme gerçekleşecek. amele işleri ortadan kaldırılacak. toplanan ürün şirketin silolarına oradan da ülkenin her yerine dağıtılacak. aracılar ve haller ortadan kaldırılacak. tek fiyat politikası olacak.
Biz 2002 de görrve geldigimizde insanlar taş yiyordu taş.
Simdi refah bolluk var bolluk.
Vatandas satin alamasada alim gücu olmasada bu bolluk hep erduvan sayesinde erduvaaaan.
o kadar bagirdik zamaninda baskanlik sistemi ulkeyi batiracak diye ama dinletemedik, saraydan bakınca tabi herşey çok güzel görünüyor. bu tek adam düzenin değişmeli, adalette güvenin tekrar sağlanması ve liyakata önem verilip 1500 yıl öncenini zihniyetle 2021'de ülke yönetmeye çalışılmamalıdır.
Piyasaya daha az para basilirsa faiz duser dolayisiyla enflasyon da duser. ayni zamanda yine enflasyonun dusmesi icin de ulkeye dolar girmesi gereklidir. boyle boyle gida fiyatlari da duser herhalde.
Dünya'da gıda açısından kendi kendine yeten 7 ülkesinden biri olan Türkiye, Dünya'ya muhtaç ithalat cenneti haline gelip halkın %80 kısmı açlık sınırı altında sağlıksız yetersiz dengesiz beslenme (karın doyurmak dengeli sağlıklı yeterli beslenme anlamına gelmez) içinde olduğu düşünülürse...
Buna neden olan yine halk, bu sistemi son 20 yıldır tercihleri oyları ile desteklediği düşünülürse...
Büyük ve küçükbaş hayvan sayımız yanı sıra tavuk kaz ördek hindi vb kümes hayvanları sayısında (kırmızı beyaz et tüketimi, et ve süt ürünleri hayvansal gıda tüketimi üretimleri için kişi başı düşen hayvan sayısı) açısından durumumuz normal.
Yarımada konumunda denizle çevrili ülkemiz, barajları da düşünürsek deniz Su ürünleri açısından da sıkıntı yok.
Her ne kadar iklim değişikliği çölleşme erozyon yangın çarpık yerleşim talan yağma bakımsızlık olsa da tarım alanlarımız iklim toprak yapımız bulunduğumuz durumda en az 500 milyon insanı besleyecek seviyede.
Bu rakam abartı diyen olursa örn: Hollanda diyorum susuyorum.
Hele ki hayvancılıkta ve tarımda yapılacak (büyük ve küçükbaş hayvan ile tohum ıslahı) biyoteknoloji çalışmalarıyla çin kadar nüfusu besler ihracat da rekor kırarız.
Kısacası yağ var, un var, şeker var ama helva yapamıyoruz.
Bir ülkede bir sorun varsa, bir şeyler ters gidiyor ise sorunun kaynağı idareciler değil halk olur.
Siyasetçileri politikacıları idarecileri eleştirmek aptallıktır.
Eğer sömürge olan, işgal altında olan bir ülke olup idarecileri halk değil de işgal güçleri yönetici olarak atıyor olsa eleştiri yönetim için olur ama halk özgür idaresi ile içinden çıkardığı insanı yönetici olarak seçiyor olursa eleştiri halka olur.
Fransa'nın normandiya, italya'nın sardunya, ispanya'nın asturias bölgesinde yaşayan bir aile gibi, Türkiye'de Doğu'da Kars Van bölgesinde yaşayan bir aile çocuğunu ziraat veterinerlik gastronomi fakültesinin bölümlerine çocuğunu wageningen (Hollanda) gibi onlarca yüzlerce değil, sadece bir tane üniversite istediğinde fiyatlar düşer.
Benim gibi çoban babanın amele oğlu insanın eli kesilse yere damlayan kandan insan bitecek kadar bereketli topraklarda işsizlikten gidip Mağden ocağında kazma kürek çalışıyorsa ve annem babam parası iyi diye oğlum doktor avukat mühendis olsun diye hayal kurup hiç olmazsa okuyamaz ise de hoca olsun diye imam Hatip okuluna beni yazdırıyor ise bu ülkede ne gıda fiyatları düşer (ücrete zam yapılsa diyen ileri geri zekalılar var) ne de düşmesi için bir know-how, ar-ge çalışması yatırımı olur.
Halk bunu istemeli, bunu becerecek insan seçmeli.
Bunun için de halk ilk önce hayal kurmalı ki; hayal bile kuramayan, hayal kurana bile aptal salak diyen, burada öneri çare yazsam bana hain kâfir bölücü terörist diyecek olan insanların ülkesinde yaşıyoruz.
Çare yok, şimdilik.
Zaten çaresi olsa ve bugün başlasak bile sonuç alıp insan gibi sağlıklı dengeli beslenen bir toplum olmamız için gerekli süre en az 5 yıl.
Gerçekten de tarım ve hayvancılık alanında yaptığımız yıkım tahribatın farkında değilsiniz.
mesele gıda fiyatlarının düşmesi değil olduğu yerde kalabilmesidir. düşmek eksi enflasyon ile olur ki o da ayrı bir krizdir. tıpkı şimdiki enflasyon gibi.
Milyonlarca mültecinin geri gönderilmesiyle ancak olur. Kolay mi fazladan milyonlarca insanı doyurmak. Nüfus planlamalarini konuşmamız gerekirken sayısını milyonlarla telaffuz ettiğimiz mültecileri konuşuyoruz.
Sihirli bir formüle ihtiyaç yok. Devlet öncelikle girdi maliyetlerini düşürecek. sübvansiyonu arttiracak gerekirse, takibi mümkün olan teşvikler verecek. Yeter ki istesin, yapılacak şeyler basit.