avrupa'ya numune olarak 15 tane bal örneği yolluyoruz. avrupa'ya "bak biz bunları size satacağız" diyoruz. adamlar da "tamam, bir bakayım" diyor.
yolladığımız 15 numuneden 14'ü hakkında adamlar "ben bunları vatandaşıma yediremem" diyor.
düşünün yani, en iyi olan ve ihraçata-yurt dışına gidecek olan, orada denetim var abi biraz daha dikkatli olalım dediğimiz ürünler böyle ise; iç piyasaya verilen ürünler nasıl olur siz hesap edin.
bu ürünlerin ne olduğunu, üretici kimlerin, olduğunu, hangi marka adı altında bize satıldığını açıklamak ise suçtur.
içinde insan sağlığına zararlı kimyasallar yapay tatlandırıcılar aroma vericiler olan granül çözülebilir ve içinde binde sekiz kahve olan (adı sadece kahve olan) ürünü savunup "salatalığın da % 95+'lık bir kısmı sudan oluşuyor. o halde salatalığın %5'i mi salatalık?" demede ki mantığı anlamaya çalışıyorum ama anlayamıyorum.
pek sanmıyorum ama lise fizik derslerinde görmüşsünüzdür (yine de kaliteli bir eğitim aldığınızı ve bu eğitimin yararını algılayacak işleyecek akıl ve zekaya sahip olduğunuzu varsayarak) insanın atomlarının içinde ki boşlukları yok etseydik 8 milyar insanın hepsini alıp bir kibrit kutusuna sığdırabilirdik. ya da tüm marmara denizini hidrojen ve oksijene ayırabilseydik bir çay kaşığı dolusu hidrojen ve oksijen elde edebilirdik. aslında insan denen yaşam formu-canlı türü koskoca bir boşluktan meydana geliyor. buna göre insan %99.999999 boşluktan oluşur.
elinizde ki teknolojiyi kullanıp tüm insanları bir kibrit kutusu içine koyup, bir kibrit kutusu içinde ki atomları bize gösterip işte tüm insanlık burada-bu insandır diyemezsiniz. insanların atomları arasında boşluğu yok ettiğinizde insan denen yaşam formu başka bir formata yapıya dönüşmüş olacaktır.
o insan denen yaşam formu-canlı türünün boşluğunda kişiyi hareket ettiren motive eden dopamin salgılanıyor.
o boşlukta aşk ve sevgisini ortaya çıkaran oksitosin salgılanıyor.
o boşlukta ruh halini dengede tutan seratonin salgılanıyor.
o boşlukta mutluluğunu sağlayan endorfin salgılanıyor.
siz sekiz miyar insanı elinizde ki teknolojiyi kullanıp bir kibrit kutusuna koyduğunuzda, atomların arasında ki boşluğu yok ettiğinizde insanı insan yapan o boşlukta meydana gelen dopamin, oksitosin, seratonin, endorfin vb hormonların salgılanmasını da yok etmiş olacaksınız.
günlük hayatta çalışma ortamında 4 bardağa-fincana kadar kahve içmek (içine süt krema vb katarak damak zevkinize göre) bir rahatsızlığınız yoksa (örn: ülser gastrit vb sindirim sistemi rahatsızlığınız) büyük bir tehlikesi yok, faydaları da var. tabi ki çekilmiş-çekirdek kahveler açısından...
oysa işlenmiş granül halinde suda çözülebilir formatta yüksek sıcaklıkta işlemlere kurutulmaya tabi tutulmuş, içine kimyasallar eklenmiş, kavrulmuş kakao, süt tozu, melanin ve kafein, tatlandırıcılar vb gibi maddeler olan (Melanin ise, kavrulmuş sütün tekrar eski beyazlığına dönmesi için kullanılır. Ancak melanin maddesi petrolde bulunur ve insan sağlığında olumsuz etkiler bırakır. bunun yanında yüksek oranda kullanılan şeker-tatlandırıcılar karaciğer yağlanmasına yol açar) bu çözülebilir kahveler uzun süreler saklanabilmek, ‘french press’ veya kahve makinasına ihtiyaç duymadan hazırlanabilmesi için “Freeze Drying” ve “Spry Drying” denen iki özel teknik ile üretilir. içeriğine toksik kimyasal maddeler eklendir (Acrylamide gibi) Ayrıca bu iki teknikte yüksek ısınma veya çok düşük sıcaklıkta dondurma işleminden geçirildiği için antioksidan değerlerini büyük oranda kaybeder.
tüm bunları düşünerek kalkıp çözülebilir bir kahve ile çekirdek kahveyi bir tutmak, bu kahveyi yapan firmayla salatalığı yapan doğayı kıyaslamayı anlayamadım. bari kahve çekirdeğini yapan doğayı kıyaslasaydın.
Aktrollerin sosyal medyadaki gurme şubesidir. Amacı öyle kirli gıda üreten, satan firmaları ifşa etmek değil insanları akp'nin yandaş şirketlerine yönlendirmektir. Akp ile zincir marketler arayı bozduğunda bimde satılan her şeyi bir anda boykota çağırmıştı, 2023'te gazze olayları patlak verince bu sefer coca colaya falan sardı. Bir aralar ülkere sarmıştı sonra davalık olunca sanırım bıraktı uğraşmayı. izleyip prim vermeyin furkan büllükbaşından hallice bir troldür.
yorumlardan...
"Yıl 2011 adana, yurt müdürü dışarıda kebap yemeyin güvenmeyin dedi bu malum sebeplerle ve arkadaşa sordu kaç lira kebap şu an? Arkadaş da yörük: +eşeğine göre değişiyor hocam demişti hiç unutmam" güldük ağlanacak halimize.
Devletin yapması gereken işleri üstlenmiş ve halk sağlığını tek tek kalem kalem ürünleri inceleyerek bilinçlendiren sevgili Musa özsoy ve eşine başarılarının devamını dilerim.
