soğuk kış günlerinde üstünde fokur fokur kaynayan güğümün sesi sanki bir ninni gibi gelirdi insanın kulağına. sobanın verdiği sıcak ve o ninni sesi ile mışıl mışıl uyulurdu. o zamanlar tost makinası herkesin evinde olmazdı. tost güğümün altında yapılırdı. bunu yapmak o kadar da kolay değildi. i̇lk önce annenden izin alacaksın ki vermezler. bu işi gizli gizli yapmak zorunda kalırsın. ilk önce ekmek arası peynir ve domates ayarlanırdı. O zamanlar kaşar sucuk la yapılmazdı tostlar domates peynirle yapılırdı. sobanın kenarına koyulur ekmek üzerine güğüm çekilir. ortasın da yapıldığı halde ortası çok sıcak olduğu için ekmek yanar ve içindekiler erimez, tostunuz kötü olurdu. Kenarda yavaş yavaş hafif güğümün üzerine bastırmalarla tost hazırlanır. sonra koku etrafa yayılır annenin gelen terliğini atlattıktan sonra camın önünde kar yağışını, yokuş aşağı poşetlerle kayan çocukları izleyerek tost afiyetle yenir.