türkiye'nin dönüp dolaşıp yine kendini militarizme emanet etmesini isteyenlerin söylemi. Bir ülke demokrasi anlayışı, düşünce özgürlüğü, üniversiteleri, bilim ve sanat alanındaki ilerlemesi ile güçlü olur. uzay çağındayız deniyor ama hala bazıları taş devrinde.
bir ülkenin gücü yalnızca ordusuyla ölçülemediğinden yanlış bir önermedir. payı vardır mutlaka tek başına yetersiz olduğundan slogan yavan kalmaktadır.
güçlü ordu derken ne yazıkki yanlış anlaşılıyor.
zorunlu askerlikle insanları toplayıp baş sayarak güçlü ordu olunmuyor.
ne bileyim insanları kendine hizmet ettirerek, soğan doğratarak, izmarit toplatarak, kısacası baş sayarak güçlü ordu olmaz.
adamlar uzaktan bir düğmeyle senin ülkenin teknolojisini, sistemlerini dağıtabilir.
güçlü ordu budur.
geçen yüzyıldan kalma sistemlerin değişmesi gerekli ama ne yazıkki ordumuzun sistemi o kadar ağır işliyorki, hatta işlemiyor.
değişiklik yapmak imkansız. en ufak bi bok için ta genelkurmaya kadar çıkmanız lazım.
evet kesinlikle katıldığım bir önerme. bir ülkeyi üç şey güçlü yapar.
1- güçlü ekonomi
2- güçlü bir dış politika
3- caydırıcı bir askeri güç
yalnız üçüncü madde öyle zorunlu askerlikle falan sağlanmıyor. teknolojik profosyönel bir ordu olması lazım.
ne kadar afilli bir slogan değil mi?
ne kadar dolu gözüküyor.
evet doğru aslında...
şuan dünya üzerinde gerçek olan daha doğrusu dünya tarihinden bu yana geçerli olan bir kural der ki "parası ve ordusu kuvvetli olan ülke, gerçekten kuvvetlidir."
mafya denilen bu değil mi?
paran var mı?
silahın var mı?
mafyasın. başka bir şeye gerek yok.
ama şu var ki "lider" çok önemli, liderin iradeli olacak sen güçlü olacaksın.
yoksa açılımlarda boğulup gidersin...
genelkurmay başkanlığı'nın bu seneki 30 agustos kutlamaları öncesi kullandığı slogandır. güçlü bir ordunun güçlü türkiye (!) anlamına geldiği vurgulanmıştır.
bu ülkenin vatandaşları, muhtemelen bir hiçbir zamanda diliminde bu ülkede ordunun güçsüz olduğunu görmediler. yere göğe sığdıramadığımız ordu, hayatımızın her alanına müdahale etmeyi başardı. hatta zaman zaman bunu o kadar başardaki kimimiz onun yoğun ilgisi sonucu asıldık, kimimiz işkence hanelerde hayatımızı kaybettik. *
peki ordu neler mi yaptı? daha önceleri başka ülkelerle dirsek temasında bulunmasına ragmen başlangıç tarihini türkiye'nin nato'ya dahil olduğu tarih olarak alırsak türk ordusu, abd'nin her dediğini yaptı. aralarındaki ilişki o kadar derindi ki 12 eylül 1980 günü our boys have done it açıklamaları yapıldı.
peki güçlü ordumuz daha neler mi yaptı? aslında anlatılacak çok şey var ama son yaşanan örneği vermek yeterli galiba: nöbette uyuya kalan askere ceza olarak pimi çekilmiş el bombası verdi ve asker hak ettiği (!) cezayı buldu: 4 ölü.
hazır bunları hatırlamışken herkesin şapkasını önüne koyup düşünme vakti değil midir? postal sevdası ile, savaş çığırtkanlığı ile, vatan sağolsun nidalarıyla ülkeyi daha güçlü hale getirdiğimizden emin miyiz? birazda insanlığımızın ve vicdanın sesini dinlemek gerekmez mi?
