genelkurmay başkanlığı'nın bu seneki 30 agustos kutlamaları öncesi kullandığı slogandır. güçlü bir ordunun güçlü türkiye (!) anlamına geldiği vurgulanmıştır.
bu ülkenin vatandaşları, muhtemelen bir hiçbir zamanda diliminde bu ülkede ordunun güçsüz olduğunu görmediler. yere göğe sığdıramadığımız ordu, hayatımızın her alanına müdahale etmeyi başardı. hatta zaman zaman bunu o kadar başardaki kimimiz onun yoğun ilgisi sonucu asıldık, kimimiz işkence hanelerde hayatımızı kaybettik. *
peki ordu neler mi yaptı? daha önceleri başka ülkelerle dirsek temasında bulunmasına ragmen başlangıç tarihini türkiye'nin nato'ya dahil olduğu tarih olarak alırsak türk ordusu, abd'nin her dediğini yaptı. aralarındaki ilişki o kadar derindi ki 12 eylül 1980 günü our boys have done it açıklamaları yapıldı.
peki güçlü ordumuz daha neler mi yaptı? aslında anlatılacak çok şey var ama son yaşanan örneği vermek yeterli galiba: nöbette uyuya kalan askere ceza olarak pimi çekilmiş el bombası verdi ve asker hak ettiği (!) cezayı buldu: 4 ölü.
hazır bunları hatırlamışken herkesin şapkasını önüne koyup düşünme vakti değil midir? postal sevdası ile, savaş çığırtkanlığı ile, vatan sağolsun nidalarıyla ülkeyi daha güçlü hale getirdiğimizden emin miyiz? birazda insanlığımızın ve vicdanın sesini dinlemek gerekmez mi?
ne kadar afilli bir slogan değil mi?
ne kadar dolu gözüküyor.
evet doğru aslında...
şuan dünya üzerinde gerçek olan daha doğrusu dünya tarihinden bu yana geçerli olan bir kural der ki "parası ve ordusu kuvvetli olan ülke, gerçekten kuvvetlidir."
mafya denilen bu değil mi?
paran var mı?
silahın var mı?
mafyasın. başka bir şeye gerek yok.
ama şu var ki "lider" çok önemli, liderin iradeli olacak sen güçlü olacaksın.
yoksa açılımlarda boğulup gidersin...
bir ülke sadece ordusu ile nasıl güçlü olabilir; eğitim düzeyi, özgürlükler, demokrasi, ekonomi yadsınarak; işte bu slogan bunu yapıyor, sadece bunu.
peki bu slogan neyi hedeflemektedir? ne anlatmaya çalışıyor bize? düşündüm düşündüm de bi olumlu yan bulamadım, işte:
1) demokrasi güçlü olmasa da olur, ekonomi pehey... ordu güçlü olsun yeter...bak yarın öbürgün ordu darbe yapar kurtarır türkiye'yi sen gönlünü ferah tut.*
2) ülke daha fazla kaynak harcamalı orduya, cebinizdeki parayı bize verin..bırakın efendim gelişmeyi falan ordu gelişsin yeter, unutma güçlü ordu güçlü türkiye.
3) orduya daha fazla asker yollayın, güçlü olmak için türkiye...şehit falan olursa mekanı cennet şehitler zaten ölmez*...unutma güçlü ordu güçlü türkiye.
4) ordu siyasete karışır ses etmeyin, ordu sizin kötülüğünüzü isteyecek değil ya, bi bildiğimiz var ki karışıyoruz, yoksa bu ülke bölünür...korkma korkma ben varım, unutma güçlü ordu güçlü türkiye.
5) ideolijiye falan işimiz olmadığı halde vurgu yaparız gerekirse yönlendiririz ama sizin için ulan sizin için yoksa ne uğraşıcaz bu kadar şeyle, hepsi sizin için güçlü olmanız için.*
sadece bir sloganın ötesine geçemeyen sloganımsı. askerliğini yapan herkes benimle aynı fikirdedir ki ne ordumuz güçlüdür ne de ülkemiz. sadece kendimizi kandırmaktayız. güçlü ordu denilince aklıma gelen sürekli eğitim yapan, muharebe esnasında düşmana karşı koyabilecek birlikler yaratan bir topluluk gelmekte benim. lakin askere giden herkes bilir ki bir savaş esnasında hepimiz yarrağı yeme durumundayız. öyle iman gücü falanda hikaye, kanmayın onlara eskidendi onlar. askere 460 gün boyunca zulüm eden, ot yolduran, bir devir teslim töreni için 2 ay boyunca acemi birliğindeki gibi yürüyüş provası yaptıran, sırf yarbay'ın albay, albay'ın tuğgeneral, tuğgeneral'in de tümgeneral olabilmesi için askerlik yapıyoruz. kışın ortasında denetleme maksadıyla yırtık çadırda, çamurun üstünde ve bunlarla beraber yoğun kar yağışına maruz kalıp sabah donuna kadar ıslanmış şekilde uyanırsın. ama denetlemeye gelen albay ve heyet başkanı olan korgeneral araçtan aşağıya adımını atmaz, çünkü botları çamur olacaktır ve üşüyecektir. ama askerin götü sikilsin mühim değildir onlar için. velhasıl kelam denetleme biter ve her birliğe en başarılı birlik beratı gönderilir. rütbelilerin özellikle üst subayların götleri kalkar, bir ton yıkama yağlama çekerler sizlere. tamamen kurmaca olan bu düzende güçlü olmak nasıl mümkün olabikir ki? bir ordu mensubuna vatanını sevmeyi öğretmezsen ve ona yeteri kondisyonu yüklemezsen o şahıs ciddi bir muharebede nasıl başarılı olabilir ki? insanların egolarını tatmin ettiği, insanlara hayt huyt sikerün ulan sizi uzman çavuşların olduğu bir ülkede elime bir kez daha silah almak istemem dostalrım. şimdi eksileyin eksileyebildiğiniz kadar.
"güçlü türkiye, güçlü ordu" olsaydı mesela, ve 'türkiye' ile devleti değil vatandaşı kastetseydi negzel olurdu.
isveç'teki gibi sağlık, eğitim gibi yaşamsal konular bedava olmuş, devlet parayı ne yapacağını bilemez hale gelmiş, orduyu cylon orduları haline getirmiş gibi olurdu. halk refah içinde yüzsün, asker de güçlensin varsın derdik, pek güzel olurdu.
"isveç'in bizim gibi dışta ve içte sürüyle düşmanı olmadığını" bilerek, gülerek, yazıldı.
