bu mankenimiz amerikadan ilk döndüğünde* bi programa katılmıştı.konuşmasına sürekli ingilizce sözcükler ilave ediyodu.11 eylül olayını anlatmak için sürekli eleven september diyip duruyodu.cidden sonradan görme böyle olunuyormuş ya.insan 1 ay amerikada kalmayla nasıl kendi dilini unutur yada nasıl bu kadar özenti olabilir.ki kendisi hakkında ilkokul mezunu olduğuna dair söylentilerde yok değildir...
burnunun kemerine rağmen seksi bulunan kadınlardan derdim onun için. dudaklarının da botoxunu çok aşırı bulmamıştım. ama dün itibariyle akmerkezde, hiç de güzide durmadığı kanaatine vardım. seksi olmayacak derecede ince ve uzun. kıyafetleri taşıyamıyor. inanamayacaksınız ama evet, kıyafetler üzerinden düşüyor.
modellik kriterlerine göre değil, erkek gözüyle bakıldığında tabii.
ayrıca dudakları çok komik, suratı da insana ve kadına çok benzemiyor.
güldüğünde suratı kulaklarına doğru sadece orta şeritten gerilen ve burnu acayip yassılaşan, neden hala burun estetiği yaptırmadığına şaşırdığım manken.*
bugün yanımda kıyafet denemiş manken. evet ciddi ciddi atlet gibi bir t-shirt'ünün üstüne abartısız 20 tane kazak-bluz felan giyip çıkarttı. soyunma kabininde değil giysi reyonunda yaptı bunu. sonra bir kazağı üzerinde unutmuş sanırım ki kasada da soyunuyordu. tuhaf gelse de boyuna bir şey diyemeyeceğim, gayet zayıf ve gayet uzun. yer cücesi gibi kaldık yanında.
adını artık guzzi olarak değiştirmesiyle bana hülya avşarın ilk filmi bir kırık bebeği anımsatmaktadır. ordada artık meşhur olan hülya avşar adını gülizar'dan güli'ye değiştirmişti.
