güzellik "o"na benzer. hayat da hep onu arayarak geçer. bazen bulduğunu sanarsın, çirkinliği gördüğün an soğursun. bazı imzalar atılır, geri dönüşü zorlu olur ama azimle uzaklaşırsın. sana güzel gelmeyene sen de güzel görünmemeye başlarsın ve ortalıkta güzele dair hiçbir şey kalmaz. sonra başka bir güzel çıkar karşına, bu sefer de korkarsın. her güzel şeyin sonu olduğuna inanmışsındır ve önce kendini ikna etmen gerekir. karşındaki güzel de aynı derecede kırgınlıklar yaşadıysa orası tam bir çukurdur. önce birlikte yaralar sarılır çünkü artık tam güzel değilsinizdir. veya bazı yaralar açık bırakılır, o yaralarla güzel olanlar vardır. kapatmanızı istemez, yeter ki kanatmayın. bazı yaralar güzeldir.
Ben çok zorlanırım mesela.
Ne desem yetersiz kalırım gibi hissediyorum böyle anlarda.
Fakat eskiler öyle mi?
Şu tarife bak.
Kafayı yersin.
“Ben Emrah'ım, methederim yedi dillerde seni
Yedi iklim car köşede gurbet ellerde seni
Hacılar hacca giderken çölde görseler seni
Hayran olur mat kalırlar vaz gelir hacdan geçer,,