insanoglunun "guvenlik, yemek, uremek" gibi temel ihtiyaclarini giderdikten sonra aradigidir. zaten burdan sonra gorecelik kavrami da son buluyor. kimi der; "bi araba aliyim guzel olsun", kimi der; "bi tecavuz ediyim guzel guzel", bazisi der; "adamin bogazini kesiyim, guzel guzel kan fiskirsin yuzume".
guzel olan sey kisiye mahsustur, paylasmak yersizdir.
-berkeceeaan! cok guzel bi konser vaar! gidelim berkeceaan, gidelim!
diye bogrunmeyin cocuga. urkutmeyin hayvani. biribirinize guzelligi empoze etmeyin, birakin herkes kendi guzelini bulsun. kavram kargasi oluyor, ondan sonra papaz oluyoruz.
tek doğru ve basit açıklaması, aşık veysel'in dizelerindedir; ''güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa''
yorumdur, yorumlayanın kendisidir. olabildiği, görebildiği, anlayabildiği kadardır, yani kendisi kadar. güzelim güzelsin güzel .. bu kadar basit ama bir o kadar da zor yakalanan sağaltıcı kavram.
hep aşkla meşkle kurulmuştur ilişkisi, çünkü insanın karanlık, vahşi tarafını gizleyip iyileştiren tek gerçektir sevgi, bu yüzden güzeldir.
nasil desem, tarifi soyle sanirim; dumduz saclar, ay gibi bir ten, acik yesil gozler, ve evet kirpikler, upuzun kirpikler, sana ulasmaya calisirken icine girdigim labirentler bu kirpikler. ufacik bir burun varla yok arasi, nasil bir zerafet bu? iki uzun ince pespembe dudak, minicik bir cene. anlamadim ki? ne diye umutlaniyorum? bu kadar guzelligin benim gibi biriyle ne munesebati olabilir?
öncelikle güzellik tdk nın türkçemize yerleştirmiş olduğu en saçma şeydir. güzel nedir ya. aslı gözel dir. kokü göz dür. el eki aldığında göze hitap eden anlamını kazanır. gözel yani gözünüze hoş görünen. güzel dediğimizde ise oldukça içi boş bir o kadarda düşünmemeye iten saçma sapan bir hal alıyor.
gözel/güzel : iyinin ve doğrunun görkemli parlaklığıdır. güzellik göz kamaştırıcı birlik salt form ve düzendir. güzellik varlıklarda onların simetrisi ve ölçüsü olarak çıkar çünkü yaşam formdur formda güzelliktir. plotinusenneadlar
göz ve almak sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur. yani kökü göz alıcı yani gözaldır. sonraları istanbul ağzı bunu güzel yapmıştır. işin ilginç yanı türk lehçeleri arasında bizimkine en uzak iki lehçe olan, başkurt ve tatar lehçelerinde de sözcük ü'yle yazılır. diğer, bize daha yakın lehçelerdeyse ö'yle yazılır/söylenir.