3-Güzel seylerden konusalım
Universite zamanı geldi cattı. Ve ben hukuk okumak uzere Paris’in yolunu tuttum.
Okula gidiyorum, kaldığım kız yurduna geri donuyorum, günler birbirini kovalıyordu.
Bir gun bir okul partisine gittim.
Bir çocuk yaklaşıp sorular sormaya başladı.
-Merhaba. Nerelisin?
-Turkum sen?
-Ben yarı Cezayir, yarı tunuslıyum. Mennun oldum. ismim Walid.
Butun aksam soru ustune soru sordu. Dibimden ayrılmadı.
Aksamın sonunda telefon numaramı istedi. Hic huyum olmadığı sekilde verdim.
Kahveler içmeye başladık paris bulvarlarında. Ve birkaç hafta içinde sevgili olduk:
-Ben turk kızıyım. Bizde opusme sevişme olmaz.
-Saygı duyuyorum.
Guzel seylerden konuşalım: Dokunmadan sevmek
konusmanın binbir sekli var.
hic sesli bir ifadede bulunmadan konusabilirsin. bir bakıs, bir icini cekis, bir icine kapanma cok sey anlatır. veya bir hareketli hal, bir kıpır kıpırlık, bir yukselen aura ifade tarzlarıdır aslında. gozleriyle konusan insanlar diye bir gercek vardır misal.
aynı sekilde tolstoy deyimiyle insan sayısı kadar sevme cesidi var.
bunlardan biri de dokunmadan sevmek....
saf, masum, temiz seylere hasretiz. tuketim toplumunda yasıyoruz. cagımız asabi, cagımız hoyrat, cagımız cirkin. gunluk iliskiler yasamanın normal karsılandıgı, birbirini "goturmenin" gırla gittigi, seksten cok konusulan ve cok yasanılan bir cag bu. biz buyuduk ve kirlendi dunya.
iste boyle bir konseptten dunyada dunyaya yapılan naniktir dokunmadan sevmek.
bir seylerin ısrarla masum yasanabilecegine guzellemedir.
sevismek hayvani bir durtu. libidonun yukselme hali. haz. karsındakinin kim oldugunun cok bir onemi olmadan yasanan doyum. vs.
oysa dokunmadan sevmek sadece aşkı iceriyor. kırılgan, sevgi dolu. tum hayvani durtulerden arınmıs. puru pak. oysa dokunmadan sevmenin oznesi sabit. ille de onu istiyor, kalbi boyle pır pır bir tek ona atıyor.
sevismek birkac dakika suruyor ama sevmek omur alıyor, sırf buradan bile ne kadar farklı olduklarını anlayabiliriz.
ben birbirimize mektup yazdıgımız, birbirimizi dokunmadan sevdigimiz, birbirimizin hasretinden prangalar eskittigimiz, dokunmaya kıyamadıgımız, aşkın buyusunu bozarız diye yanlıs bir soz etmeye bile korktugumuz, narin, incelikli, hassas donemi seviyorum....
seninle güzel adam, tam da oradayım.
ey masumiyet,
hep benle kal.
Guzel seylerden konuşalım 1
sen bana benziyorsun cocuk. artık bundan eminim.. sen benim aynamsın. Tıpkımsın.
bu sebeple bir semt adı degil artık vefa....
sana guveniyorum. cunku yerkurenin gorup gorubilecegi en guvenilir adamsın.
sana inanıyorum. cunku iyiligimden gayrı baska sey dusunmezsin.
icimde dagları, dereleri, ovaları asıp katmer katmer cogalan bir sevgi seli var sana karsı..
sen bana benziyorsun cocuk. artık bundan eminim..
bu sebeple bir semt adı degil artık vefa....
ozun cok guzel senin cocuk. icinin guzelligi resmen dısına yansımıs..
kara gun dostusun. ustune seninle bıcır bıcır olmaktan baska bir halet-i ruhiyeye burunemiyor insan.
anlamıslık dolu oldugun yetmiyor sevgi, ozveri, fedakarlık, anlayıs, olgunluk ve dahi hayat dolu bir nese var sende..
bu kadar duygusal zekada cıgır asıp hayata da tam tamına tutunan mukemmel bir yonun var.
aklı basında oldugun kadar catlak ve dahi manyak tarafların var..
seni seviyorum cocuk....
dunyada varlıgını bilmek bana guc veriyor..
sen varsan benzerlerin de vardır muhakkak..
guzel seylerden mi konusmak istemistin?
senden iciyle, karakteriyle, huyu suyuyla, zekası, olgunlugu, efendiligiyle, vefası ve dahi durusuyla, masumiyetiyle daha guzeli yok ki..
hadi senden konusalım....
Guzel seylerden konuşalım 2
bugun sırf sen varsın diye kotucul insanlar rahatsız etmedi beni, cunku sen vardın ve senin gibi nicesi..
bugun sırf sen hayatımdasın diye ters giden islere sinirlenmedim..
bugun sırf sana kıymetliyim diye kendimi cok kıymetli hissettim..
ben olmadan da bunları yapman gerek diyorsun, yapamıyorum, anlasana.
Guzel seylerden konuşalım 3
ne olur kim oldugunu bilsem pia'nın. ben bir sehre gittigim zaman o baska bir sehre gitmis olmasa..aylardan kasımdı, bir agac bulvarda usuye usuye ölüyordu.. tam o sırada o mahur beste calar da mujgan'la biz aglasırız iste.. elimden tut mujgan, yoksa dusecegim.. goturecek, goturecek bu yagmur beni.. hacet yok hatırlatmasına hatıraların seni, bir dakika bile cıkmıyorsun aklımdan.. vurdun, kanıma girdin, itirazım var.. kucuk cocuklar yapıp, geceleri opsunler diye sana yolluyorum..bana kucaklarında seni getiriyorlar, ben de o seni getiriyorum sana.. haydi herkes cocukluguna derlerse sen de benim kadar hazır mısın sahi? haydi bize cocuklugunu anlat.. ben en cok seyi en kısa zamanda en cok sana soyledim, belirtmis miydim? vaktinden once anlamanın saskınlıgı mı, vaktinde anlamanın sevinci mi yoksa biraz gec kalmıs olmanın tedirginligi mi? sahi sen kimsin? nerelerdesin? her seyin daha basındayız de ne olur.. bu takvimi neye kurarsak yarın o olur de.. hadi de.. de ki umut dogsun yerkureye..
bir hayat seninle baslar, seninle biter..
ellerimden bir tut once..
ben eve donmek isteyenlerdenim, ya sen?
evim sen misin?
garden state te "ev" aynı hayali yerin hayallerini kuran insanların bulusma noktası diyordu..
benle aynı hayalleri kurar mısın?
bir yasamak dusunsem icinde ask, guven, sadakat, baglılık, sevgi, saygı, iyimserlik ve umut olan aklıma sen gelirsin..
bil istedim.
oruc oruoba benim gerceklesen hayalim oldugunda kendini gerceklestirmis olacak ve en mukemmel sene ulasacaksın der bir dizesinde.
six feet under da o'nu ruhunu en cok buyuten olarak tanımlar.
buyuyorum, gucleniyorum, sevinc tasıyor cigerlerimden, kapama gozlerini.
usudugumde soylesem, sahi beni bir kat daha sever misin?
sen gel, bizi yeni vakitlere cıkar.
tuna kiremitci der ya gecmisle, baba eviyle ancak bugununde mutluysan barısırsın, ateskes imzalanmıs tum cihanda. yuregim dune kuskun degil yarın ümitlerine tutunmus kosturuyor dort nala..
seni kimin kırdıgı degil, kimin yeniden guldurdugudur ya mesele; gulumsemelerimin sebebisin.
ve sen yakınlarımda kaldıkca ben daha cok gulumserim.
yalnızlıgımla barısmayı bana ev odevi vermistin, hatırlar mısın bilmem..
oysa ben cok eskilerden beri barısıgım yalnızlıgımla..
fakat tanrı biliyor ya varolusunda surunmek ve varolusunu kendince tamamlamak arasında fark vardır..
gozlerim yakınlarında ısıl ısıl parlıyorsa, yorende mutluluk doluyorsa dort yanım, oyle bir sevmeye tutunuyorsam ki boyle bir sevmek gorurmemis diye dusunduruyorsa bana, gucleniyorsam sen inanan gozlerle bana bakınca, kızma bana..
sadece senin guzelligin bulasıyor bir nebze bana da yakınlarında..
ben eve donmek isteyenlerdenim, ya sen?
evim.yerim.yurdum.
"kaplumbagasın sen, sırtında evimi tasıyorsun iste..
nereye gitsen pesindeyim.."
senle gurbette bile evimdeyim.
Guzel seylerden konuşalım 4
bir hayal kurdum. icinde en cok seni bana, en cok beni sana ayırdım....
yuzyıllardır hayalini kurdugum her seyi sana atfettim. guzel her seyi senden bildim, cirkin her seyi onlardan.
kimsenin inanacagı bir ask yokken seni sanki ozel zaman kapsulunde benim icin saklamıs gibiydiler. aldım, en derinimden sevdim. layık olmak istedim, yakısmak, cok sevmek ve dahi cok sevilmek.
senin adını ben umut koydum. bir seylerin tam da hayalinde oldugu gibi gercek hayata izdusumlerinin olabilecegi umudu. dısarıda bir yerlerde senin varlıgın sade gerceklerden beslenen yerkurenin en ozel hayaliydi.. gerisini sen düşün...
Guzel seylerden konuşalım 5
Aramıza sehirler girdi. Aramıza ülkeler girdi. Senelerce beraber durduktan sonra ayrıldık.
Peki ayrılanlar hala sevgili değil de nedir?
Hala ordasın, hala burdayım.
Gecen yıllar ne bizi, ne ilişkimizi eskitemedi.
Sana en basında demiştim, senle vefa bir semt adı değil.
Ve aynam olan senle dünyanın her yerinde evimdeyim.
Bana hep “meleğim” derdin ya, ben en cok senin meleğin olmayı sevdim.
