aynalar dile gelse "lanet olsun böyle hayata!" diyecekler. çirkin kızlar ne zaman aynaya baksalar aynalar, isyana, galeyana gelecekler. birer hiç olduklarını kabul etmekten el etek çekerek pervasızca aynalarda boy gösterme gayretine giren çirkin kızlar sadece kuytuda kalıp çocuk doğurmak işine yaradıklarını kabul etmeyerek birer hiç olduklarını adeta kanıtlarlar.
ersin karabulut un bir karikatüründe bu durum doğrulanmıştır.
karikatürde durakta ersin ve iki erkek arkadaşı beklerken mavi saçlı marjinal kız gibi bir orospu, "siz ikiniz çirkinsiniz ölün, sen yakışıklısın yaşa" diyerek ersin karabulut un ölmesini istemiştir.
sanki kadınlar böyle düşünmüyormuşçasına ahkam kesmek de çok ilginç. hiç taş gibi bi hatunun, kendi rızasıyla çirkinin önde gideniyle yattığını bilen var mı?
ah bir de aşık, aşkı tanımış benimsemiş özümsemiş, günahını sevabını çekmiş, beklemiş, üşümüş, acıkmış, susamış, dövülmüş, sövülmüş erkeğin gözüyle baksan, bi bakabilsen, bi gözucuyla da olsa bakabilsen...
güzellik çirkinlik sadece kavramdır içini biz doldururuz başkaları değil..
güzellik tanımı tamamen görecelidir. birisinin güzel olup olmadığına şahıslar kendi şahsi görüş ve düşünceleri doğrultusunda karar verirler. ve bu karar tamamıyla "subjektif" tir. insan sayısı kadar güzellik tanımı yapılabilir. paul rubens mesela - büyük ressamdır kendisi- şişman kadınları tablolarına taşımıştır. aynı eğilimi picasso´da da görürüz.
başlıktaki söylem sadece ve sadece o başlığı açan şahıs için doğrudur. şöyle sorsak - güzel olmayan kadınlar kimlerdir- , ya da şöyle bir soru sorsak - sen anneni hangi güzel kadınla değişirsin?- sonuçta senin annen benim için "çirkin" ve aynı doğrultuyla "bir hiç" olmaktadır, eğer senin mantığından gidecek olursak. ve eminim bu düşünce de senin hiç hoşuna gitmeyecektir.
tanım ; "sakat" bir mantıkla söylenmiş bir söz öbeğidir. liseli mantığıdır, eksiktir, sakattır, bu mantığın daha öğrenmesi gereken çok şey vardır.