müzik evrenseldir. insanoğlunun ruhuna hitap eder. hiç tanımadığınız bilmediğiniz kültürlerin müzikleri bile hoşunuza gidebilir. gayet doğal bir durumdur.
zevkine düşkün olan insandır. kendini belli bir kalıba sokmadan zevkini yaşayan ve secici olandır. ben de bu turden bir insanım bazısı bunu eleştirmiş anlamıyorum insanla niye böyle.
o kişi benim evet. işim olan prodüksiyon gereği her türlü müziği inceleyip melodilerini, major ve minör tonlarını, matematik değerler olarak ise mix ve mastering seviyelerini incelemem gereklidir.
eğer birisi bana müzikten anlamadığımı söylerse yaptığım bir çalışma burada
güzellik göreceli bir kavram olmasından mütevellit her insanın aslında yaptığı insandır. kaldıki ben şahsen şimdiye kadar "oğlum ben bok gibi müzik dinliyorum" diyenede raslamadım. ona sebep yanlış önermedir.
kendisini belirli bir tarzla kısıtlamamış insandır.
bu nadir insanlar için müzik, bir tarz meselesi değildir.
onlar, ruh hallerine göre diledikleri müzikleri diledikleri zaman dinlemekten çekinmeyen, özgür ruhlu insanlardır.
onlar, in flames ile coşabildikleri gibi jeff buckley ile birlikte hüzünlenebilen insanlardır.
onlar, farid farjad'ın kemanı ağlatışına hayran olduktan sonra kazım koyuncu'nun şarkılarında kendilerini bulabilen insanlardır.
onlar, orhan gencebay'ın şarkılarıyla dertlenip, ardından kendileri daha iyi hissedebilmek adına eddie vedder'a kulak verebilen insanlardır.
kıssadan hisse, güzel olan değil ruhunun istediğini verebilen her -tarz- müziği dinleyen insanlardır.