güzel insanlar tanımak

entry6 galeri0
    6.
  1. Keşke o insanlar hep güzel kalsa.
    9 ...
  2. 5.
  3. güzel insan diye kıskançlıktan cinayet işlemiş ve hala pişman olamamış ruh hastalarından bahsedenleri görmemizi sağlayan ilginç başlıktır .manyak mısınız oğlum ya ?
    1 ...
  4. 4.
  5. 3.
  6. 2.
  7. Bir abimiz var mahalleden, öyle kendi halinde sessiz sakin biri. pek de muhabbet edeni yok.bazen çiçek bazen çekirdek satıyor, yine kimseyle konuşmadan. fiyatı yazıyor küçük bir kağıda, kendince yaptığı tezgaha koyuyor elinde ne varsa o gün artık, alıyor parayı veriyor üstünü ya da tam para veren olursa başıyla hafif bir selam verip işine bakıyor.kimsenin yüzüne de bakmıyor. başı hep önünde. akşam oldumu, hava karardımı topluyor tezgahı en yakındaki markete gidiyor.artık o gün ne kadar kazandığına bağlı, ya şarap ya bira alıyor, yürüyor usulca denizi rahat görebileceği bir yere, elinde ne varsa bitene kadar oturuyor orada.havanın da önemi yok onun için, yağmur da yağsa, fırtına da kopsa ya da bastırsa pis sıcak, yine de gidiyor denizi görmeye. denk geldim bir gün yine denizle başbaşa kaldığı bir zamanda ona.çekinmedim, oturdum yanına.amacım da konuşmak değildi zaten, bir müddet dahil olmak istedim sadece hayatına, izinsiz. cebimden sigara paketini çıkarıp uzattım, almadı. elindeki şarap şişesini uzattı, hayır demedim.bir süre oturduk öyle, konuşmaya ihtiyacımız yoktu zaten. sonra hafif bir meltemin vurduğu sırada içini çekip başladı söze;

    "kimseyi incitmedim ben o güne kadar. kimseyi kırmadım, hakkım olandan fazlasını hiç almadım. bir gün onu gördüm yolda. güzel değildi. güzel olması gerekmiyordu. sadece bir kez gülümsedi bana, vuruldum. bizim köyün kızı, o günden sonra farkettim. üç beş bakış, birkaç gülücük sonra aldım anamı babamı istemeye gittik. hiç sormadılar nesin, kimsin diye.babam hatırı sayılır adam köyde. ben dışında herkes sever onu. yüzükler takıldı, ayrıntılar konuşuldu ertesi gün görüşmek için söz aldım ondan, sonra çıktık gittik evimize.

    Bütün gece uyumadım, genç delikanlıyım o zaman, içim kıpır kıpır. sabah ezanla kalktım hazırlanıp meydanda beklemeye başladım. o gelene kadar kaç saat bekledim bilmiyorum ama cebimde sigara kalmamış sen düşün. sonra gittik bir çay bahçesine, iki çay söyledik, biri açık. ilk kez o gün konuştum onunla, ilk kez sesini duydum, aşkım bin kat arttı. o gün nasıl geçti anlamadım, akşam olmuş.cebimdeki tüm parayi verdim neredeyse içtiğimiz Çaylara. muhabbetin dostu çaydı o zamanlar.

    neyse günler geçtikçe her hareketine vuruldum. gülüşüne, bakışına, adım atışına. aklımdan çıkmıyordu ne gündüz ne gece. düğüne iki gün kala yatağımda duydum haberini. amcasının oğluyla kaçmış. düşünmedim çıktım yola. koydum kafaya bulucam onları da sorucam neden yaptın diye, başka derdim yok. günlerce aradım sordum, gören eden yok.varsa da bana soylemiyor. neyse bir gün hiç aramazken buldum onları. karşımdan geliyorlar el ele. farketmediler bile beni öyle mutlular.yediremedim kendime. benle mutlu olamayacak oluşu zoruma gitti. ne zaman aldım yanıma, ne zaman taktım belime bilmiyorum, çektim tabancayı ikişer tane sıktım bunlara. silahı da attım yanlarına, gittim teslim oldum. şimdi düşününce, niye yaptın diye sorunca tek cevabım, kıskandım. benden başkasıyla mutlu olmasını kıskandım. sorsan bir daha olsa yapar mısın diye, yaparım. ama çocuğu vurmam, benden başkasıyla mutlu olmasın yeter."

    şarabın sonunu bana uzatıp kalktı yerden. hiç ardına bakmadı. hiç yüzüme bakmadı. öylece yürüdü gitti. anladım ki ondan zarar gelmez.
    17 ...
  8. 1.
  9. yıllarım boyunca çok güzel insalar tanıdım ben.çocukken tek derdim tasolarımı çalan çocukları dövmek,ayağımdaki topa bodozlama dalana küfürler savurmakken lisede durum değişti.neden değişti bir fikrim yok ama insanları incelemeye başladım.

    insanların hareketlerini dikkatlice izleyip çıkarım yapmak gibi bir oyun oluşturdum kendi beynimde.basit çıkarımlardı her zaman.konuşurken eteği ile oynayan kız ya karşısındakinden hoşlanıyordu ya da karşısındaki ile konuşmaktan sıkılmıştı.gömlek kollarını özensizce katlayan çocuğun odası da kesin dağınıktı..kendi kendime oynadığım bu oyun zamanla başıma dertler açmaya başladı.dik dik ve aralıksız bakışlarım insanların canını sıkmaya başladığı için her tenefüs kavga eder olmuştum.çok dayak yedim,çok insanın canını acıtıp vicdan azabı çektim.

    kavgalarım yüzünden dört senelik lise hayatımın her yılını başka okullarda geçirmek zorunda kaldım.bu durum benim oyunlarım için mükemmel ortamlar oluşturuyordu ama kimse farkında değildi.bir zaman sonra bakışlarımdan iyi şeyler çıkarmaya başlayanlar olmaya başladı.onları tanıdım.haklı mıyım haksız mıyım oyunu başladı bu kez.çıkarım yapmak yetmedi,doğruluğunu teyit etmek isteğim oluştu.

    dik dik baktığım insanlara yaklaştım.hepsi ile tanışamadım ama çoğunu tanıdım.aklımda en çok kalan maşide oldu.bir köy okulunda sürgündüm o zamanlar.maşide'nin yarası her gece ağlamama sebep oldu.maşide'nin derdi bana diğer insanları unutmamı söyledi.ona yardımcı olmak isteğimi bir türlü bastıramadım.onu her gün mutlu etmem gerekiyordu.her gün onu eğlendirdim.ta ki başka bir okula yollanana kadar.

    maşide'den sonra değiştim.incelemek,tanımak yetmedi.derdi olanı bulmaya çalışmak acısı başladı içimde.lisede bu durum zordu.kendini gizlemeyi en iyi lisedeyken becerebiliyor insan.acı çeken insanlar bulamayınca herkes aynı görünmeye başladı gözüme.ta ki aycan'a kadar.sorumsuzdu.hem de çok.ona destek olmak zorunda hissettim kendimi.ettim de.bu durum böyle sürüp gitti,lise bitti.

    farklı bir şehirde ben de farklı biriydim üniversite ile birlikte.devlet yurduna atandım bu kez ve acısı olan insanlar aramak zahmetinden kurtuldum.çevremde bir tane mutlu insan yoktu.iki yıl boyunca birkaç kez ağlamalarına izin verdim sadece.en azından ben varken mutsuz olmayın dedim.kabullendiler.şimdi yarısı evlendi,çocukları bile var.sonrasındaki iki yılım yapayalnız bir ben ile geçti.kimseye dokunmak istemedim.çok kez rahatsız edildim.kimseyi kıramadım.insanlar büyüttüm,insanlara yardımcı olmak için yaşadım.insanlara insan olmak gerek dedim.

    şimdi çevreme bakıyorum.kime yardımcı olabilirim diye çırpınıyorum.çok zor artık.değişen zamanla insanlar mutlu olmamayı meziyet sanmaya başladılar.gerçek acılar yerlerini nutellasızlığa,hızlı biten telefon sarjlarına bıraktı.

    çok güzel insanlar tanıdım.insanların yüzüne bakmadıkları insanların ellerinden tuttum.insan olmak bunu gerektirir diye milyonlarca kez geçirdim aklımdan.kullanıldım,çıkarları uğurlarına beni harcadılar,benden alacağını alan çekip gitti.gitmelerine üzülmedim.beni üzen benden giderken de mutsuz olmaları oldu.dokunamadığım hayatlar beni üzdü.ama hepsi çok güzel insanlardı.binlerce güzel insan edindim.yüzlercesini tanıdım.onlarcasının hayatına dokundum.dünyanın yeni şekline alışmaya çalışmak zor.güzel insanların silinip gittiğini görmeye alışmak ise imkansız.
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük