Başıma gelmiş olaydır. üniversitenin başlarındaydık. isim vermiyim şimdi ahmet diyelim. Ahmetle seviyeli bir arkadaşlığımız hoş,derin muhabbetimiz vardı. Bende çok utangaç olduğundan dolayı bir çıtlatayım dedim sonuç komik diyaloglar;
Ben: Ahmet bizi çok yakıştırıyormuşlar
Ahmet: kim yakıştırıyormuş ki bana neden başka söylüyorlar?
Ben: ya nerden bileyim öyle işte..... Ben galiba sana aşık oldum.
Ahmet: imkansız. Sen ya beni gerçekten sevmiyorsun ya da o işin içinde bir iş var.
Ben: Neden ? (dumur)
Ahmet: Çünkü sen çok güzelsin, zekisin neden bana bakasın ki.
Ben: ulan seviyorum diyorum
Ahmet: ıı cık yalan senin kesin başka planların var.
Ben: la havle vela.. çık git lan bidaha görmiycem seni.
-benimle çıkar mısın ulvi?
+ne, ciddi misin? ııııııı, şeyyyyy, ne desem ki, çok, çok utanıyorum
-çükünü göster demedim lan, benimle çıkar mısın dedim
+ee-e-e-vet, kabul ediyorum
-bas git !
ergenlikte, güzel, üstelik de hoşlanılan bir kızın ortak arkadaş kanalıyla ilettiği çıkma önerisini sosyal fobik eğilimler ve buna bağlı nedensiz, anlamsız utanma hissi yüzünden istemeye istemeye reddetmek, kızcağızı da durduk yere ağlatmak, kendini salak ve şerefsiz gibi hissetmek.
bu kadar abazanın dolu olduğu bi memlekette güzel bi kızın teklif etmesi gibi bi ihtimal çok ama çok düşüktür, hadi varsayalımki çok güzel bi kız birine teklif etti böylesi bir durumun reddedilmesi ancak ve ancak çocuğun ya bildiğin mal olmasıyla ya da heyecandan kendini başka bi alemde sanıp başına kötü bişe gelcekmiş gibi halisülasyonlar görüp hayır hayır nidalarını atmasıyla gerçekleşecek durumdur.
zaten hiç anlamam kadının kendini neden ağırdan satması gerektiğini düşündüğünü. ulan madem sevdin, hoşlandın git konuş dimi ama ya. ne gerek var türlü hallere girip de karşı tarafın gözüne hoş görünme çabalarına, kendinden hoşlandırtma eylemlerine?
(bkz: taş yerinde ağırdır) gelip de kimse o ağırlığın altına girmez bebeğim, daha çok beklersin böyle giderse...
pişman olunmaması gereken bir olaydır.
o götü havalarda kız öyle bir yerin dibine geçmiştir ki, gider bir daha aynaya bakar, "lan güzel değil miyim ben acaba?", der.
sen ise o sırada üzülmeden yoluna devam ediyor olman gerekir.
hem o nasıl iş öyle? kız teklif edecek ha?
yuh!..
kız dediğin kendini ağırdan satmalı olm...
başımdan geçmiş hadisedir. alessandra ambrosio: hero, uzun zamandır seni izliyorum ve aklımdaki tek erkek sensin, sevgilim olur musun? hero of the day ii: yik, istimim.
lise çağında yaşanması muhtemel* durum. o yaşlarda bu tür işler genelde aracılar vasıtasıyla yapılır ve bu güzel kızımızın yakın arkadaşlarından birisi gelip "senin kız arkadaşın var mı?" minvalinde bir zarf atar. e tabi lise ergenliğinin getirdiği ruh haliyle o dönemde kız arkadaşı olmayan kişiye adam denilmeyeceği düşüncesi beynin içinde ilmik ilmik sarılı olduğu için "eheh var tabi ki.." gibisinden bir cevap verilir*. sonuç olarak kızın teklifi istenilmeden de olsa reddedilmiş olur.
- abi arzu'ya rastladım demin, iki gözü iki çeşme ağlıyor kız.
- allahallah, neden acaba?
- biri mi ne reddetmiş, buket söyledi.
- hadi ya, kim olabilir ki?
- buket'i arayıp sorayım mı?
- amaaan, bize ne canım, boş ver.
- yok yok, merak ettim, sorucam ben.
- lan bırak!
- abi niye gerildin ki sen şimdi?
- hiiiç...
en çok lisede karşıma çıkan olaydı. belkide bizim lisede fazlaydı.
bir kız vardır; lisenin beybi feysi, en taş bebeği, en sikilesi, en sevilesi. gün gelir harman olur, o sana çıkma teklifini bir şekilde sunar. ama sorun vardır erkek, hayal ettiği, arzuladığı ve istediği kızı reddeder.
- " yok ya bebişim senlen olmaz, çok güzelsin ben seni taşıyamam." bu kabul edilebilir. birde şu vardır:
- keçi, çıkma olm o kızla. iyi değil o.
cevabıda enteresandır, şok eder:
+ pekâlâ, birader./ çıkmıcam kardişim./ baba öyle yapalım o zaman./ tamam şükrü.
birader, kardeşin dediğin adamın yaptığına baksana. ama tersliklere bak sen; neden reddettiğini bilmiyosun kızı.noldu götün mü kalktı? dediklerinde ne cevap vereceksin. saf, birde liseli olursa başa gelicek olaylardır.
kendini en saf duygularla bulduğun lisede, tabiiki götü başı fazlaca oynayan kardeşlerimiz vardır. bunlardan biride şükrü.
yaşanan reddedilme olayından bir- iki ay sonra, okulun tualetindeki pisuvarda şükrü ile karşılaşılır.
ağzımda sigara:
- şükrü iyi yaptım olm, seni dinledim; mutluyum, dertli değilim, aşk acısı çekmiyorum.
+ keçi, birader bende mutluyum ama hatun benim oldu, ben onu sikiyorum.
tamda sidiğimin en pis koktuğu zamana geldi bu konuşmalar. istemezdim böyle olsun. ne mi oldu:
"pisuvar ağızlı şükrü, pisuvar ağzızlı şükrü, pisuvar ağızlı şükrü, pisuvar ağzızlı şükrü" diye bağırdı bütün okul buna.