kesinlikle ilk olarak beyaz kablolu kulaklığını cebinden çıkarıp çin malı telefonu takıp pembe tişörtünün içinden geçirecektir ve kız görüş alanından kaybolana kadar tren usulu bakacaktır.
birde köpekleri varsa kızın üstüne salacakmış gibi davranırlar zaten bir yandan bakışlarıyla yiyip bitirmektedir kızı. zavallı kızda ters bir hareketle karşılaşmamak için herşey normalmiş gibi davranır ve ortamdan hızlı adımlarla uzaklaşır.
kollarını çırparak ve kafasının üstünde dönerek, türüne özgü bir takım kur yapma hareketlerine başlayacaktır.
uzmanlar, bu davranışın apaçinin çiftleşmek istediğinin bir göstergesi olduğu konusunda hemfikir.
ağız son reddesine kadar açılarak dil çıkarılır ve olabildiğince burun ucuna yaklaştırılır. akabinde "ıııııımmmhhh" şeklinde bünye kasılarak sahte parfümün iyice derine işlemiş ve kaybolmaya yüz tutmuş kokusu tekrardan gözeneklerden fışkırtılır (popo dar pantolondan dışarı fırlak vaziyette).
mevzubahis ıkınma göz aklarının da sarıya dönmesine sebebiyet vererek apaçi duruşunu perçinleyecektir; ve sıra gelecektir en son (ve önemli) aktiviteye: saçlar dikeltilecek ve çalan (kimi zaman da çalmayan) müziğin ritmine göre hop hop hoplatılacaktır.
yalnız önemli olan ve bir apaçi'yi normal bir insandan ayıran şey şudur: apaçi; beden hareketleriyle saçlarını hareket ettirmez. saç derisine tamamen hakimdir ve tıpkkı bir kirpinin dikelmesi, genleşmesi ve bazen de ürpermesi gibi o da saçının neredeyse her teline, yani kafa derisinin her mikronkaresine hakimdir ve tek tek oynattığı saç telleri birbirine sürtünürken "gııoorrç, goooaarrç, hırrrrs hırrsss" şeklinde sesler çıkarır ve bu seslere her birer metre uzunluğundaki ucu yukarı kıvrık ayakkabıların gıcırtı ve tıkırtıları da eşlik eder.
son olarak bu muhteşem görüntüyü tamamlamak üzre en son (ve önemli) şey gerçekleşir; ki bu, gerçek bir apaçi'yi sahtelerinden ayırt etmeye yarayan en önemli kıstastır: birbirine sürünen ve ısınan saç tellerinden yükselen muzlu şampuan kokusu; ki az önce mahalle berberinden çıkıldığına delalet eder.
tüm bu heyecanı olduğu gibi yaşayan kıza tek bir seçenek kalmıştır: gördüğü manzarayı takdir etmek; aynı anda da hayran kalmak. zira hangi erkek karşısındaki kızın onbeş duyusuna birden hitap edebilir ki?...
--spoiler--
baba çal müziği oynamam lazım durduramıyorum bak titremeye başladım çabuk kız geçecek, ver ver aç sesi.
dım dın, dın dın-dırıdırı dıy dıy. *
--spoiler--