en kullanılmadık, ücra mı ücra, en köşe bucak bir yere sanki 1 günde yapıyorlar bu yuvaları. yeni bir eve taşındım geçenlerde. her şey gayet güzel gidiyordu, balkonda çay keyifleri, pazar sabahı kahvaltıları kahkahlarla yapılıyordu. ta ki geçenlerde inanılmaz gürültüyle iniş kalkışlarının yoğunluğuna kafayı takıp keşfe çıkmama kadar.
bu şerefsiz güvercin hayvanları balkonumun en nadide köşesine yuva yapmışlar, dahası 2 tane de sarışın güvercincik peydahlamışlar. hemen annemi aradım, "anne ben bunları klozetten atsam olur mu?" diye sormamla birlikte tüm telekom hatlarının annemin çığlığıyla titremesi bir oldu. "yuva yıkanın yuvası mı olurmuş evladım" öğütleriyle birlikte, "sen şimdi onlara bakamazsın hemen geliyorum ben oraya" demesi "hay ağzımı sikeyim gitti gül gibi rahatlığım" serzenişine karıştı. neyse ki tüm talimatlar pür dikkat dinleniyormuş yalanıyla dinlenildikten sonra anneyi savuşturabildik.
ama şimdi balkona çıkamıyorum arkadaş. eşşek kadar balkonu tapusuz imar izinsiz kendi hegemonyasına aldı psikopat güvercin. ne zaman balkona çıksam karşı apartmandan yanıma aduket çekmeye gelecekmiş gibi hissediyorum.
ulan senin yüzünden kuru fasulyenin yanına kırmalık soğan alamıyorum lan! en iyisi üzüm yemek mınıskym.