insanın kafasını karıştıran kitap... 5. defa gittiği hacdan dönen kadının kızıldenizde yol alan geminin güvertesinde diğer 5 arkadaşı ve yakışıklı denizci ile olan macerasını okuyunca, kafanız karışıyor...
güvercinin boynundaki yeşil renkli gerdanlık hakkında çeşitli rivayetler dolaşmaktadır.bunlardan biri şöyledir.
- Nuh tufanı gerçekleştiğinde, Hz. Nuh un gemisi Cudi Dağı nın üstünde beklemektedir. yeryüzünde suların durumunu merak eden peygamber gemide bulunan kargayı yeryüzüne gönderir. lakin karga gitmek istemez gitmiş gibi yapar. sonra peygamber kargaya sesinin olduğu yerde huzur olmasın şeklinde beddua eder. daha sonra güvercini gönderir. güvercin ilk gidişinde ayakları ıslak gelir, sonra çamurlu daha sonra da tozlu gelir. Nuh peygamber de güvercinin boynuna zeytin dalından bir halka yaparak takar. hikayeye göre güvercinin boynundaki gerdanlığın esbab ı mucibesi budur.
başlarda aşkın ve sevginin kitabı falan gibi şeyler desede, kitabın özü : "bir kadın bir erkeği ilk önce erkek olarak, bir erkek bir kadını ilk önce kadın olarak görür ve tüm yapı buna göre kurulur" haksız da sayılmaz, çıkın dışarı bakın...
Ayrıca içinde şu güzel şiirin yer aldığı kitaptır:
Bir şeyin nedenini kendisi gördüğümüzde
Artık ebediyen var olacak bir şeydir o
ama var oluşuna farklı bir neden görürüsek
Bu görüş onun yok oluş nedeni olacaktır
iki yıl önce okuduğum, tapınak şövalyeleri ile Haşşaşileri oldukça güzel kurgulandıran ve filmi yapılsa izlenmeye değer bir yapıt olacağına inandığım güzel bir roman
alman yazar e.w.heıne'nin, dağın şeyh'i(hassan sabbah)la templier(tapınak sovelyeleri) arasında gecen cekişmeyi aralara aşk'ı da katarak mükemmel hayal gücüyle süslemiş olduğu eser.
--spoiler--
"bu dünyada ayrılığa denk olabilecek başka hiçbir felaket yoktur. sonunda gözyaşları aka aka ruhları yerinden oynatmasaydı, ayrılık, önemsiz, küçük şey sayılırdı belki. bilge kişilerden biri 'ayrılık ölümün kardeşidir' diyen adama, 'hayır' dedi, 'doğrusu ölüm ayrılığın kardeşidir."
--spoiler--
Büyük bir hukukçu, edebiyatçı, dilbilimci ve şair olan ibn Hazm'ın 1027 yılında yazdığı hemen hemen bütün dünya dillerine çevrilen eseridir. Endülüs'te ve islam dünyasının belli başlı merkezlerinde sevgi üzerine gelişen zengin düşünceleri, yaşanan büyük aşkları bize anlatır. islam sanatı ve edebiyatının en iyi örneklerinden biridir.
aşkın psikolojisini, evrelerini v.s doğunun bilgeliğiyle ele almış. aşkı anlamak isteyenlere farklı bir sesleniş çağlar öncesinden gelen.
ibn hazm'ın yazdığı aşkı irdeleyen, sonunda haram üzerinde durarakta "hani biz böyle yazıyoz yazıyoz ama gidip aşk la bu diyerek milletin kucağına atlamayın aslında haramı da var" diyen, samimi kitap.
bir de şöyle şeyler demiş, beni benden almıştır;
"aşk ne din tarafından inkar edilir, ne de yasalarca yasaklanabilir. çünkü yürekler allah'ın elindedir."
"her şekil kesinlikle kendine uygun olan şekli çağırır; onu arar, bulur. her şey misli mislinedir. aramızda karşıtların birbirini ittiğini, benzerlerin birbirlerini çektiğini, hemcinslerin birbiriyle uyum sağladığını bilmeyen yoktur. niçin aynı durumlar ruhlar için sözkonusu olmasın? allah ademin eşinde bulacağı ısınmanın nedenini havvanın kendisinden bir parça bulmasında kılmıştır."
Ramiz Karaeski(Tuncel Kurtiz)'nin oynadıgı Ezel dizisinde paylatıgı hikayedir.
-Güvercinin boynundaki o kırmızımtırak tüyler vardır ya, bir kere taktı mı güvercin o tasmayı boynuna başka birisini sevemezmiş, ama bazen fazla sevgiden güvercinler birbirlerini de öldürürlermiş, birbirlerinin gırtlağını deşerlermiş fazla sevgiden, o yüzden o kızıl tasmaya da güvercin gerdanlığı derlermiş