ilk başta her insana gösterdiğim ama şimdi baktığımda bir elin parmakları kadar az insanda hala varlığını sürdüren, ilişkilerde bu dostluk, sevgililik, iş, ailede olması gereken bir histir.
Herşeyin temelinde yatan, her insana yaklaşım biçimini belirleyen his. Zor kazanılır, ama yaşamı sürdürebilmek için güvenmeyi ve güven vermeyi iyi öğrenmek gerekir.
aslında kişinin kendisinde olması gereken bir duygudur. fakat ne hikmetse bu duygu genelde karşı tarafa kitlenir.
böylece aksi bir durum gerçekleştiğinde bütün suç karşı tarafa atılır.
şöyle ki : oysa sana güvenmiştim, güvenimi yıktın. şeklinde sloganları vardır.
mevcut negatif olayın kapsadığı alan dahilinde olmanıza karşın, güvenen kişi bütün boku güvendiği kişiye atmış ve olaydan sıyrılmıştır. artık hatalı değilsinizdir. bu mudur bence böyle değildir. bu olsa olsa rekabetçi egonuzun kendine toz kondurma endişesi taşımasından başka bir şey değil.
şu an okumakta olduğum 861 sayfalık vedat türkali kitabıdır.arada bir " bu kadar kalın kitap yazılır mı be adam hiç mi üşenmedin?" diye içimden geçirsem de güzel kitaptır, okunmalıdır, yazarın eline sağlıktır.
kimisinin aklına güven deyince ilkokul arkadaşı ve ya dayı oğlu falan geliyor galiba. bir isim gibi düşünüyor.
güven; bir şeye inanmaktır, ona bağlanmak, ona her şeyi ile sadık olmaktır. acayip bi duygudur bu... ama isim değildir mına koyum. bilmem anlatabildim mi.
bunu size karşı, karşıdaki insan kaybedince nasıl geri kazanılır sözlük ha birisi söylesin bana bundan kurtulayım artık, bana sarılınca güvende hissetsin kendini yine. vicdanen rahatlayıp gitar çalabileyim yine onun için. ne bunun çözümü sözlük söyleyin artık bıktım duvarı yumruklamaktan.
Porselen yemek takımının bir parçası gibidir. Kırılırsa asla birleştirilemez, birleşse de eskisi gibi olmaz. O olmadan diger parcalar da anlamını yitirir.
insanın büyüdüğünü anladığı anlardan birini yaşatır bazen. tüm huyu, tüm düşünceleri, tüm yaşantıyı altüst eder.
yıllarca güvendiğiniz, bakış açılarına inandığınız insanların, sizi yalnızca bencilliklerinin bir parçası olarak kuklaya çevirdiklerini gördüğünüz an biter. yıllarca, "benim, hep ben" derler, ama sevdiğiniz insanlar olduklarından bu sizi rahatsız etmez. ne gün bu bencillikleri size dokunur zarar vermeye başlar, işte o gün görürsünüz.
güven, gelincik çiçeği gibidir. yaprakları ince ve narin, en hafif rüzgarda bile uçup gidecek gibi el değmezdir. ne saksı da bakılır ne de doğada uzun süre hayatta kalabilir.
insanlığın en temel,en güçlü duygusu. kazanılması en zor,kaybedilmesi en kolay olanı aynı zamanda. bu yükü sahipleniyormuş gibi gözükmektense,acı da olsa iki kelam muhatabın uzun vadede daha mutlu bir insan olmasını sağlar.
insan ilişkilerinde, kazanım olarak değil de empati eylemi olarak görülmesi sanki daha mantıklı olabilir gibi görünen bir kavram. evet mirim, güven ve kazanmak kelimeleri yanyana gelince bazen çok masum değilmiş gibi geliyor. kazanmak her zaman etik olamayabiliyor ama güven ise her bireyin istediği bir şey değil mi. kazanmak haz veren bir şey.