türkiye'nin yetiştirdiği en büyük sanatçılardan biridir, ayrıca en büyük vatan severlerdendir. bir insan türk olmasıyla bu kadar övünebilir mi? girdiği yabancı ortamlarda, öncelikle kendi karakterini ortama absorbe edip milletin dikkatini çeken bu zaat, daha sonra türk oluğunu söyleyerek, " ne oldu ..m illa bütün türkler canavar mı" bakışları atarmış.
bir konferansında "bu ülke beni okuttu, besledi, büyüttü.. ben de yapabildiğimin en iyisini yapmalıyım ki ona olan borcumu ödeyebileyim" demiştir. bence bu söz milliyetçi olmak için ulumanın gerekmediğinin göstergesidir.
Cnnturk radyodaki röportajından dinlediğim kadarıyla gürer aykal önderliğinde borusan filarmonide bir uygulama başlatılmış. Gürer aykal ın verdiği derslerle müziğe ilgi duyan ama eğitimi olmayan ünlü iş adamları birkaç parça yönetecek hale geliyorlarmış. Bunun karşılığında da yeteneği olup türkiyede veya yurt dışında prestijli müzik okullarının sınavlarını kazanmış ama maddi imkansızlık sebebiyle gidemeyecek olan öğrencilere yardım yapıyorlarmış. Rahmi koç da bunlardan biriymiş. Amerikada da aynı yöntemi orkestralara enstrüman almak için fon bulmak amaçlı yaparlarmış.
Ulan zenginlik ne güzel şey ya, canın orkestra şefi olmak istiyo, oluveriyorsun, canın yelkenle dünyayı dolaşmak istiyo, elini vinç koluna sürmeden dolaştım oluyosun...
arada bir bilkent senfoni orkestrası'na konuk olan sanatçı. yanarım yanarım kendisini hala canlı canlı dinleyemediğime yanarım. ama söz verdim kendime ilk fırsatta gideceğim bso konserine kendisini harika müziğini icra ederken dinlemek için.
kelimelere sığmayacak bir insandır. konser provalarında orkestra içindeki her müzisyenin adını tek tek bilir, entonasyonla ya da artikülasyonla ilgili bir uyarı yaptıktan sonra teşekkür eder. disiplinini ve öğreticiliğini kibarlıkla birleştirmiştir ve çok güzel konuşur. sade giyinir, saçları ve gözleri kendine hastır. bir beş dakika daha çalalım arkadaşlar dediği zaman bu o beş dakikanın bir saat olacağına işaret eder. yetmiş yaşında olmasına rağmen kırk gibi göstermesi de dikkat çeker.
