Ezan sesine doğru göç ettiğini savunan Ordu yerelinde çoğunluğunu esnaf ve yalama siyasetçilerin oluşturduğu milletcik.yedek kulübesinde ki topçu gibi oyunu uzaktan izler ama her ihtimale karşı iddada karşı takıma da para yatıracak kadar riyakar laf ebesi gevşek bir ırka mensub gözü renkli götü şelek gibi insan sürüleridir. Ordu'ya göçenleri trabzondan gelmiş bulunup asker kaçağıdır. En büyük şansları topal osman ağa dönemini zayiatsız geçirmeleridir. Her durumdan vazife çıkarırlar. Gelsin eksiler devşirme seviciler sizi.
kendisinden(olmaz ama) evliya olursa asla avluya sokulmaması gereken halktır. şaka bir yana lazlar gibi son derece dinlerine bağlı bir halktır. gürcü köylerinde asla açık saçık kız göremezsiniz. lazların amca oğlu oldukları söylenir. tıpkı moğol-türk ilişkisi gibi. ayrıca aşırı derecede ağaç, ahşap, mobilya işleriyle uğraşan bir halk oldukları için haklarında yüz domuz öldürmektense bir gürcü öldür denilir. başbakanin da mensubu olduğu millettir.
bir rivayete göre babamın dayısının sizin sülale gürcü olması lazım diyerek, beni biraz şaşırtan ve aynı adamın 1-2 yıl içinde ölmesi ile bir daha soramamam sebebiyle emin olmadığım neşeli insanlar.
ve ayrıca gölcük ilçesinde pek fazlalar.
benim efendim.
zamanında osmanlı sınırı içinde bulunan gürcistan, osmanlının rus savaşını kaybetmesi ile çarlık rusyanın eline geçer.(sene 1870 ila 80 arası) daha sonra çarlığın yaptığı baskılar gürcüleri osmanlıya sığınmaya iter. osmanlı ise sadece müslüman olanların ülkeye alınacağını söyler. bunu duyan hıristiyan gürcüler sorgu sual dinlemeden ertesi gün secdeye yatınca gürcülerin anadolu macerası başlamış olur. anadolunun değişik bölümlerine yerleştirilen bu gürcüler zaman içerisinde kültürlerinden iyice kopar.
gürcistan ise daha sonrada sovyetler birliği çatısı altına girer, 1991 de ise birliğin dağılmasıyla ilk defa bağımsız olur.
not: o dönem göç eden bu gürcülere halk arasında cveneburi denirdi.
efendim annemin mensup olduğu ırktır.
köyümüz gemlik küçük kumlanın 7 km üstündeki haydariye köyüdür. Türk Rus savaşından sonra bu bölgeye yerleştikleri bilinir.
Köyde 2 nesil öncesine kadar herkes gürcüce biliyordu. Biz ve bizim çocuklarımızla birlikte dil kaybolmaya başladı.
Köyde gürcüce bilen herkes birbirleriyle gürcüce konuşurdu.
Öyleki ben yaz tatillerinde gittiğimde birinci ayın sonunda ne konuştuklarını anlar duruma geliyordum.
Genelde sol görüşlü olurlar.
Erkeklerin dedem hariç çok çalışkan olduklarını söylemek mümkün değil.
Yalnızca yazları dağdan odun keserlerdi. Çok ağır bir iştir. Kazandıkları paraları da kumlada gemlikte sazda barda pavyonda karılarla yerlerdi. Hep düşünmüşümdür insan bu kadar zor kazandığı parayı bu kadar kolay nasıl harcar diye.
Erkekler tarımı ve hayvancılığı sevmez. Tarlaya ve ahıra girdikleri pek az görülür. Bu işleri genelde kadınlar yapardı.
Babamın bursa yerlisi bir manav olduğunu düşünürsek ben kendimi bu ırka daha yakın hissederdim.
Güzel günlerdi.
Son olarak rahmetli dedemin ananeme kızdığı zaman söylediği gürcüce bir kesitle bitiriyorum entryimi;
şimişbi tarkşi *
- çakmağın varmı bilader?
+buyur abi.
-bide sigara alayım.
önce çakmağı garantileyen güecü ardından birde sigara ister. en çok "gagimarcos" derler ki şerefe sağlığına anlamında kadeh kaldırınca söylenen sözdür. yemeyi, içmeyi, eğlenmeyi çok severler. bir çoğu çalışmayı hiç sevmez. bu da kominizm rejiminden sonra ortaya çıkan bir özelliktir.