günün şiiri

entry3078 galeri300 video20 ses2
    2713.
  1. aşk birini sevmek midir.
    aşk sevgiden bitmek midir.
    yoksa gerçekte aşk,
    bir rüyanın peşinden gitmek midir.
    belki de aşk dediğin,
    bir vurgunda düşmektir.
    bazen de aşk,
    yaşamadan ölmektir.
    boş ver sen aldırma.
    kim ne derse desin.
    sevgi için, aşk için,
    sen hem sev,
    hem de sevil.
    aşk herşeyden güzeldir.

    bana ait.
    1 ...
  2. 2712.
  3. "bana yar olmayan devr-i devranın,
    izzet-i ikramını sikeyim.
    yansın bu ibneler,
    su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
    ben deli miyim?
    mecnun gibi bir am icin cöllere düseyim,
    verirse verir, vermezse leyla'yı da sikeyim."

    (bkz: neyzen tevfik)
    1 ...
  4. 2711.
  5. Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin
    Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
    Onlardan kalbime sevda geçmiyor
    Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    Çünkü bence şimdi herkes gibisin

    Yolunu beklerken daha dün gece
    Kaçıyorum bugün senden gizlice
    Kalbime baktım da işte iyice
    Anladım ki sen de herkes gibisin

    Büsbütün unuttum seni eminim
    Maziye karıştı şimdi yeminim
    Kalbimde senin için yok bile kinim
    Bence sen de şimdi herkes gibisin.
    Nazım hikmet.
    3 ...
  6. 2710.
  7. 2709.
  8. "Eylül toparlandı gitti işte
    Ekim falan da gider bu gidişle
    Tarihe gömülen koca koca atlar
    Tarihe gömülür o kadar"

    -Acıyor, Turgut Uyar
    2 ...
  9. 2708.
  10. DAVET
    Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
    Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
    bu memleket, bizim.

    Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
    ve ipek bir halıya benziyen toprak,
    bu cehennem, bu cennet bizim.

    Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
    yok edin insanın insana kulluğunu,
    bu dâvet bizim....

    Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
    ve bir orman gibi kardeşçesine,
    bu hasret bizim...








    Nâzım HiKMET
    0 ...
  11. 2707.
  12. kaç zamandır,
    sormuyorum hatırımı kendimin.
    bir yarımın haberi yok öbür yarımdan.
    aynı bedeni paylaşıyoruz.
    çok mu zor bir merhaba demek.
    elime, ayağıma, beşte parmağıma.
    çok uzun zaman oldu.
    muhabbet etmeyeli kandimle.
    anlatacak ne kadar çok şeyim varmış.
    gönlüm kızacak bana söylenecek.
    ılık ılık baktı sana,
    güzel kadındı üstelik
    getirseydin, tanıştırsaydın benimle.
    işte bu deseydin.
    sultanım derdim, severdim.
    surat asacak gene kalbim.
    konuşmuyorum seninle, çok kırdın beni çok.
    çok şey istemedim ki senden.
    biraz sevgi, biraz ilgi, biraz merhamet.
    bayağı bir zaman önceydi.
    kendimle oturup iki kadeh içtiğim.
    muhabbet koyu, barışıktı ayağımla elim.
    ağır abi, derin filozoftu beynim.
    sarhoş oldum, şarkı söyledim.
    kustum, sızdım.
    sızdığım yerde uyudum.
    çok uzun zaman olmuş.
    benim gerçekten ben olduğum.
    hatırlayamıyorum.

    bana ait.
    1 ...
  13. 2706.
  14. bir şarkı duyarsan sevdadan yana
    bir şiir okursan gözyaşı dolu
    ve hüsran olursa her aşkın sonu
    hatırla sevgilim beni hatırla

    bir ağaç görürsen boynunu bükmüş
    bir çiçek görürsen yaprağını dökmüş
    birine rastlarsan genç yaşta çökmüş
    hatırla sevgilim beni hatırla.
    1 ...
  15. 2705.
  16. köpüksüz biranın,
    dumansız sigaranın,
    sensiz bu hayatın
    ta amk.
    1 ...
  17. 2704.
  18. Evet, isyan

    Demirden sağnaklar altında uyur sevdiğim
    göğsünde hazin ayak izleri eski Şubatların
    onu yaralar kıpırdatıyor
    ve o sertelmektedir yaralardan
    kasıklarına boşalmaktadır nal sesleri
    saçları bukleli bir çocuğu öperek uyandıran
    içimize güneşler bırakan nal sesleri.
    Keserle yontulmuş bir ağzı var sabahın
    varınca bayrakları, marşları duyuyorum
    başım çılgınca sarsılan dallarla uğraşıyor
    durup dineliyorum bütün taframla
    bütün taframla, bütün yumruklarım, bütün
    hantal yüreklerin olduğu orda.

    Kesik kolları var aşkın
    döl ve inat barındıran.
    Hırpanî bir okşayışla akşam
    yanaşınca çocuklara
    ben karakavruk yüzümün arkasında
    kırbaçlayarak büyüttüğüm ağrıyı bırakıyorum
    bana ne çerçilerden, çerilerden, kullardan
    halksa kal'am onu kal'a kılan benim
    boşanır damarlarıma yılların kahraman gürültüsü
    çünkü kavganın göbeğidir benim yerim.

    Ay vurunca çatlatır göğsümdeki mahşeri
    çünkü kavganın göbeğidir benim yerim
    canlarım, kollarında Parti pazubentleri
    dik başlar, erkek haykırışlarla
    göndere, en yukarlara çekiyorlar
    en yukarlara çatlıycak kadar aşkî yüreklerini.
    Yıllardır çocuk başları akıyor yamacımızdan
    yıllardır balçıklı bir hayvan çeperlerimizde
    kentlimiz cebinde cinayet fotoğraflarıyla sofraya oturuyor
    köylü -biraz sessizlik- ne tuhaf bir kelime?
    Asfalt yakıyor genzimi
    asfalt adamlarını topluyor aramızdan
    yıkılıp omuzdaşlarının seslerine
    yıkılıp bir boran içinde toplayarak çiçeklerimi.

    Ben merd-i meydan
    yani toprağın ve kanın gürzü
    güllerin bin yıllık mezarı bendedir
    yukardan bakarım efendilerin pusatlarına
    insanların bütün sabahlarını merak ederim
    gök hırpalanmaktadır merakımdan
    ıtır kokan benim yumruklarımdır
    benim kavgamdır o, aşk diye tanınan.

    Alanlara çok bilenmiş yüreğim alanlara
    vurulsun kösleri şu gâvur sevdamızın
    vursun isyanın bacısı olan kanım karanlığa
    Zülküf de vursun.
    Yüzüne ay kırıkları çarpıp uyansın sevdiğim.

    iSMET ÖZEL
    0 ...
  19. 2703.
  20. yaptıklarımın hesabını,
    verecek olsaydım birer birer.
    yaparmıydım bu yaptıklarımı.
    bilsem ki her yerde karşıma çıkacak.
    unutmak istediğim eski hatıralar.
    yaşarmıydım o anıları yeniden.
    pahalıya aldığım kıymetliler.
    ucuza sattığım değersizler.
    gerçekten çok mu kıymetliler,
    yoksa o kadar mı değersizler.
    tartacak bir terazim olsaydı eğer,
    gene bu kadar çok mu alırdım.
    bu kadar kolay mı satardım.
    dönüp baktığım zaman arkama,
    ne kadar çok kovalayan.
    bir şekilde verilecekse,
    veremem bu hesabı kendime bile.
    fayda etmez son pişmanlık.
    faydası yok geçti artık.
    tükenerek bitti zaman.
    dünya kocaman bir kazan.
    yanıyor altında cehennem alevleri.

    Bans ait.
    2 ...
  21. 2702.
  22. Şiirlerim
    “Irmak olup akın ey şiirlerim!
    Akın, suyunuz çoğala çoğala!
    Acı içinde kanayan kalplerin,
    Yalpalayan susamış gönüllerin,
    Pınarı olun, su verin onlara!

    Işıktan gagası suyunuza dalsın
    Kartal, pisliklerden uzakta dursun
    Dalgaların tuhaf çağıltısında,
    Kuş seslerine, şarkılarına
    Meleklerin ilahisi karışsın!”
    Victor Hugo
    Fransızca’dan çeviren: Tozan ALKAN
    (1942)
    0 ...
  23. 2701.
  24. kalbin dilin bir değilse,
    ettiğin her kelimede,
    sevmeyi bilmiyorsan,
    gönül gözün görmez ise.
    sabah akşam dua ile,
    hakka amin desen bile,
    şeytan sana ortak artık,
    yaşadığın bu kubbede.

    Bana ait.
    1 ...
  25. 2700.
  26. kar yağınca,
    her yeri beyaz bir örtü kaplar.
    masumlaşır birden dünya.
    tövbe etmiş hırsız kadar.
    o beyaz örtü neler neler saklar.
    cadı kazanı bu dünya.
    her zaman için için kaynar.
    malı görene kadarmış,
    her hırsızın tövbesi.
    karlar erir,
    masumiyet kalkar.
    nasıl bir adalet bu tanrım.
    ben suçlu değilim.
    bütün suçlu,
    büyük büyük babam.
    hepsi hepsi bir elma,
    bunlara sebeb olan.
    cennetten geldiysek buraya,
    bu dünya cehennem o zaman.
    söyle bize ne olur,
    kefaretimiz kaç zaman.

    Bana ait.
    1 ...
  27. 2699.
  28. kader beyaz kağıda sütle yazılmış yazı
    elindeyse beyazdan gel de sıyır beyazı.

    (bkz: necip fazıl kısakürek)
    0 ...
  29. 2698.
  30. yaşlı kadının ağzından.
    ağır ağır çıkıyor kelimeler.
    yavaş yavaş söylüyor.
    her kelimesi öyle gizli.
    her kelimesi öylesine gizemli.
    tıpkı bir hayalet gibi.
    sanki aynanın içinden konuşuyor.
    komşular öyle birşey duydum ki.
    ay ne duydun ne duydun.
    atıldı hemen yeni gelin melahat.
    gözlerinde öyle böyle bir merak.
    çatlatma insanı hatice abla.
    çabuk söyle ne olur.
    senin yaptığın çok ayıp.
    vallahi yemin verdim diyemem.
    söyleyemem kızım çok günah olur.
    bir söylersem mahalleye kapak olur.
    senin yan komşu,
    insan içine çıkamaz.
    millete rezil olur.
    lafın arasında araya girdi,
    bakkalın kılıksız karısı,
    kadının delisi, insanın irisi,
    salkımsaçak hayriye.
    aman ister söyle ister söyleme.
    umurum da mı sanki.
    bana ne elalemden çok da fifi.
    kadınların ağzından iyi laf alan.
    kerpeten nalan.
    sağ komşu mu sol mu diye girer lafa.
    sen hele bir diyiver bana.
    hava serin, mevzu derin olay mühim.
    konu uzar laf lafı açar.
    dökülür baklalar ortaya
    saçılır kilimler sofaya.
    derken anlamadan akşam olur.
    kalkar giderler evlerine yatmaya.
    ertesi gün bir başka türlü bakmaya başlar
    herkes melahat'ın yan komşusu fatma'ya.

    bana ait.
    1 ...
  31. 2697.
  32. kadıköy'e
    bugün saat dörtte.
    boğanın önüne gel.

    nazını, sazını annene bırak.
    yüzünde gülücükler, şen şakrak,
    sevgiyle, koşarak.
    bana öyle gel.

    gelirken yanına triplerini alma,
    söylediklerime sakın darılma,
    beni de çok darlama.
    çalış azıcık anlamaya.
    bana gülen gözlerle gel.

    fazla param yok bu ay.
    ne beni yarın aç bırak,
    ne bugün sen aç kal.
    karnını doyur öyle gel.

    bugün hava kapalı,
    bayağı soğuk var.
    sana verecek montum yok.
    biliyorum çok üşürsün.
    sen en iyisi üstüne,
    kalın birşeyler giy,
    yanıma öyle gel.

    bugün yanına hiçbir şey alma.
    bugün sadece kendin ol,
    bugün bana sadece kendinle gel.

    bugün saat dörtte,
    kadıköy'e,
    boğanın önüne gel.

    bana ait.
    2 ...
  33. 2696.
  34. körse eğer gözün,
    aydınlığı gündüzün,
    karanlığı gecenin,
    senin için fark eder mi.
    kambur ise sırtın,
    kuş tüyünden olsa yatağın,
    sana rahat gelir mi.
    tıkır tıkır çarpsa kalbin,
    sevgi nedir bilmemişsin.
    hiçbir gönüle girmemişsin.
    sana canlı denir mi.
    sana insan denir mi.

    bana ait.
    1 ...
  35. 2695.
  36. BeğenAntolojimYorumlar
    Ağlamadan
    dillerim dolaşmadan
    yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
    şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
    üzerime yüreğimden başka muska takmadan
    konuşmak istiyorum.
    Şehre neden
    esmer ve dölek yüzümle döndüm dağlardan
    kar vakti tarlaları kımıldatan soluğum
    niyedir sarmalasın vites dişlilerini
    defneler, nakışlar yok
    alnımda neden.
    Ağlamadan
    etimin iğneli beşiklerde bıraktığı izlere aldırmadan
    o mavi korularda ve dibektaşlarında
    bırakıp sözlerimin kalıntılarını
    açıkça konuşmak istiyorum.
    Besbelli ki leşler koruyor şehrin bedenlerini
    göğsünün kafesinde yalnızca pasak
    biliyorsun
    korkutulmuş bir kızın
    yüreğinden fışkıran beyaz güvercinleri
    sabahın köründe kalkan tirenlerdeki nefret
    hergün aynı kalafat yerine çekilmenin nefreti
    bunları
    bütün bunları biliyorsun
    dağlardan dönüyorsun o sağır yamaçlardan
    çevik bacaklarını getiriyorsun, ne çiçek ne de ninni
    boz şayaktan poturun dağlarda ne güzeldi
    şehre varınca artık meşinler giymelisin
    daha esmer
    daha kankusturucu
    sen o baygın sevgilerin adamı değilsin.
    sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde
    bin demir kapıyla hesaplaşmaktan omzun çürümelidir
    bin çeşit güneşle ovulmalıdır gaddar ellerin
    yürü yangınların üstüne, kendi alevini de getir
    çarpıntısız dakikası olur mu devrimcinin
    ki
    ölüm
    her yerde uyanıktır
    alestadır korkunun yardakçıları
    tez kızaran güllerden kendini sakın
    sevgiler ürkütsün seni, aşk ayrı-
    Aşktır diye geri geldin o çekiç seslerine
    bıraktın vazgeçilmez ırmakları
    gönlüne kar yağdırıyorsa çocuk sesleri yetsin
    dikkat et hiçbir şey ıslatmasın namluları.
    0 ...
  37. 2694.
  38. yaza girmeden yazda ve ilkbaharda
    suyun yattığı yatakta
    kuşun çaldığı ıslıkta
    elin sevgilim
    elin
    caddede sokakta ve hatta sonbaharda
    mayısta ekimde hele ilkbaharda
    pazar günü salı günü ve cuma
    dağlarda kıyılarda
    nerde olursa orda sevgilim
    savaşta ve barışta
    savaşta ve barışta
    denizde ve karada
    her zaman yazılır aşk şiiri
    çünkü aşk yazılgandır
    ve her zaman ortada
    pazar perşembe cuma
    ama elini tutunca
    neden korkarım
    bir su alır bedenimi götürür
    mayısta ekimde hele sonbaharda
    ey dünya kuşkusu gözleri maden sana
    görkemli bir kente bakar gibi bakarım
    bağışla

    Turgut uyar
    1 ...
  39. 2693.
  40. - tren -

    iki rayı gibiyiz
    bir tren yolunun
    yakın olması
    neyi değiştirir
    son istasyonun
    2 ...
  41. 2692.
  42. Güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde.
    iyi ki geçtin dünyadan.
    Sahi, ya doğmasaydın?

    Nazım hikmet ran.
    3 ...
  43. 2691.
  44. Dünyanın nüfusu ikiye bölünüyor,
    Yarısı sen oluyorsun, yarısı ben
    Sonra ikimiz bir bütün oluyoruz,
    Kimseye sezdirmeden.

    ö.asaf
    2 ...
  45. 2690.
  46. bu alemde,
    üç boyut var derler.
    birisi en, birisi boy,
    diğeride yükseklik.
    yanlışmış sevgilim.
    yanlışmış.
    yalan söylemişler.
    gerçekte üç boyut,
    sana yakın,
    senden uzak,
    sensizlikmiş.

    Bana ait.
    1 ...
  47. 2689.
  48. Sevdiğim ikinci kadınsın sen

    ilkini sevmeye mecburdum
    Çok iyiliği oldu bana
    Ve hayatımda hiçbir mecburiyeti onun kadar sevmedim
    Sevdiğim ikinci kadınsın sen
    ilkinin yerini alman mümkün değil
    O öğretti bana sevmeyi
    O öğretmese sevemezdim seni bile
    inan o tuttuğu için ellerimden
    Yürümeyi öğrendim, koşabildim sana
    Onun gözlerine benzediği için gözlerin
    Alamadım gözlerimi senden
    Sana aşığım, seni seviyorum
    Sevdiğim ikinci kadınsın sen
    Hayatım boyunca omzumda taşıyorum onu
    Ve sen her sabahımdasın
    Kıskanma
    Alfabede bile senin adının baş harfi ondan sonra gelir
    Kalbim şimdi senin
    Onun kadar sev beni yeter
    O doğurdu,
    sen öldürme.

    Ceyhun Yılmaz
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük