iyi kitaplara sanatsal becerilerinin ustalığıyla gerçekliğimize sızan yapıtlar olarak bakmışımdır. Ama bazısı var ki gerçekliğinize sızmakla kalmayıp o gerçekliğin kendisi olmaya başlayabiliyor. Az insan böyle bir okumaya tanık olabiliyor. Don Kişot bence tam da böyle bir okumanın örneği/kurbanı olan bir kahraman. Kitabı okuyanlar anımsayacaktır, kendisini şövalye gibi yollara düşmeden önce uzun bir dönem şövalye romanlarıyla eve kapatır. Sonra Amadis’in uğruna yollara düşen bir şövalye yanılgısı içerisindeki bir karakterdir.
Bu çizimi de kitapların insanlara yaşattığı başka bir dünyaya ufak bir işaret olarak çizdim; Kiminde gerçekliğine sızdığı oranda daha bu dünyayı katlanılır kılan, kiminde o gerçekliğin kendisini bu dünyaya tercih ettiren kitaplara gelsin.
Benim kahramanlarım, benim gerçekliğim her zamanlar onlar.
''baylar, yemin ederim,
her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır ;
hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık.
fazlasıyla bilinçli olmak, bilincin her türlüsü hastalıktır.