günün tek şiirlik özeti

entry399 galeri1
    51.
  1. Sırtımda çıplak,
    Islak nefesin,
    Bi gidip bi geliyor.

    Biz senlen yatmıyoruz ki,
    Yaşamıyoruz da,
    Hep yarışıyoruz.
    Sen mi ben mi
    Önce kim
    Ölümü öldürecek diye.

    can yücel.
    3 ...
  2. 52.
  3. beklenen gelenek.

    tek başına - melih cevdet anday

    Ölürken çocuklarımı unuttum
    Küçük deniz kirpikleriyle sabah
    Denedim bütün sabahları.

    Sana sürgünümün şarabını bıraktım al
    Mumlarını güzelliğin ve hiçliğin
    Bir de kaygumun soluk ellerini.

    Denedim bütün ölümleri
    Ama görmedim büyülü ağaç
    Ezilmiş sevdaların giysileri.

    Sana ayrılığın yayını bıraktım al
    Bir de adını bilmediğim gökyüzünü
    Lamalar gibi koşar bozkırda.

    Oysa ölümsüzlük şuracıkta,kar
    Güneşi gibi doldurmuş odayı,basit,
    Anlamsız ve tek başına.

    Ayaklarım hayvan,üstüm başım bitki
    Denedim bütün vakitleri al
    Başka türlü geçmeyen bir vakitti..
    0 ...
  4. 53.
  5. beklenen gelenek.

    kar yağıyor - nazım hikmet

    Lambayı yakma, bırak,
    sarı bir insan başı
    düşmesin pencereden kara.
    Kar yağıyor karanlıklara.
    Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum.
    Kar...
    Üflenen bir mum gibi söndü koskocaman ışıklar...
    Ve şehir kör bir insan gibi kaldı
    altında yağan karın.

    Lambayı yakma, bırak!
    Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
    dilsiz olduklarını anlıyorum.
    Kar yağıyor
    ve ben hatırlıyorum.
    2 ...
  6. 54.
  7. sözlükteki ilk gününde bir yazarın yazabileceği şiire örnek.

    ilk gün verimli geçti
    her konu ilgimi çekti
    yazmaktan pilim bitti
    moderatörüm sağolsun

    konular anket manket
    eksileri s.ktir et
    takma chero idare et
    moderatörüm sağolsun

    (bkz: moderatörüm sağolsun)
    0 ...
  8. 55.
  9. beklenen gelenek.

    cephede - sunay akın

    Aslında ben daha güzel ölürdüm
    arka bahçede askercilik oynarken
    tahta tüfeğimle toprağa uzanır
    annemin sesiyle doğrulurdum hemen
    -Çabuk kalk üstün kirlenecek hınzır!

    Yerdeyim yine bak anneciğim
    n'olur kızma adımı çağır
    1 ...
  10. 56.
  11. Nazım Hikmet /
    O, yalnız ağaran tanyerini görüyor
    ...ben, geceyi de
    Sen, yalnız geceyi görüyorsun,
    ben ağaran tanyerinide
    0 ...
  12. 57.
  13. dünya denen cennetteki hayat ormanında ölüm çiçeği açan tek ağacım.

    yapraklarım solgun gövdem yorgun yüreğim kırgın.

    köklerine işlemiş bir aşkın kuruttuğu çirkin görünümlü bi odun parçasıyım.

    üzerine yağmurun yağmadıgı tek ağacım.

    yaşam şansımı kemiren böceklerle dolu tüm dallarım.

    yaşken eğilmemiş ağacım ben.

    sonsuzluğa uzanabilecekken dibe batmak için direnen tek ağaç.

    ölüm ağacıyım ben toprağı sevmeyen ve ondan kurtulup özgürlüğüne kavusmak isteyen,

    ölmek isteyen tek ağaç.
    0 ...
  14. 58.
  15. zeki kayahan coşkun-gam kenarı
    acının dağlandığı anlar vardır..
    aramaya gerek yok o gelir bulur..
    beraber gidilen bir lokantanın kapanması bile üzüntüdür..
    veyahut lokantanın yerine dükkânı çiçekçinin tutması..
    gözyaşından çorba olmaz ama..
    dilin damağın yanar tuzdan..
    soğutamazsın..
    zamansız kırmızı bir toka çıkar nereye saklanmışsa..
    saçı toplasın diyedir küçük canavarın dişleri..
    ve fakat dağıtıp ısırır acıyan ne varsa..
    yaşananları..
    yaşanmak için sıraya girmiş ihtimalleri...
    yapılmayanları..
    sadece erkek olduğum için koridor tarafına oturmak durumunda kaldığım yani gam kenarının yine bana düştüğü bir otobüs yolculuğumuz olmadı hiç uzaklara..
    sen benim omzumda uyuya kalmadın hareket halindeyken..
    biz durduk..
    durdurduk..
    gidebilirdik oysa..
    kimseden gizlenmemiş sadece bizi gizleyen bir tatile belki..
    bir akraba düğününde dans etmedik meraklı akbaba bakışları altında mesela..
    çok severdim yatakta kahvaltıyı ama buna uygun bir tepsimiz bile olmadı..
    slabilirdik… Biraz daha bekleseydik..
    zamanın dövdüğü bir hüzün ustasıyım ben..
    kelimelerim tuğla tuğla...
    her satırbaşında turuncu intihar hissi...
    aklım dilim cümlelerim hep geçmişte..
    geçmiş geçmiş de..
    ben geçemiyorum ki..
    bazen duruyorum yürüdüğümüz bir yerde..
    ayaklarımız diyorum bir ara aynı anda buradaydı..
    beraber bastık bu toprağa..
    sahi var mıdır o günden bugüne kalan bir toprak zerreciği?
    tuhaf tutsaklığımın her şeyden sen çıkarışımın şahidi kalmış mıdır etrafta?
    bu bardaktan su içmişti..
    bu sandalyede oturmuştu..
    bu bankanın önünde buluşmuştuk ilk kez..
    hiç gözümün önünden gitmiyor çimlerin üstüne denk gelmiş tavla maçımız..
    elimizde soğumuş kahveler tadı bizden önce kaçmış kekimiz..
    ve ikimiz de aynı anda mars olduk kıra kıra birbirimizi..
    bir Allah'ın pulu durduramadı bizi...

    gidişine türlü anlamlar yükledim..
    istesem kalırdın..
    istesen kalırdın..
    gözyaşımdan düğümler attım açılması zor olsun diye umudun..
    sma sevdim yine de..
    seninle alakalı ne varsa sevmeye devam ettim..
    son buluşmamızı sevdim..
    tam giderken beni elimden tutup çeken seni sevdim..
    sarılmamızı sevdim..
    arkama dönüp bakamamayı..
    bizim oturduğumuz masada oturan mutlu çifti sevdim nargilecide…
    ne olur hep böyle kalın dedim… Ne olur..
    bir yıldönümü gününde engel olamadım kendime yoldan döndüm...
    sen olmasan da sana giden yoldaydım hatta birazdan evinin önünde..
    ağlayarak söndürdüm yeni yasımın mumlarını..
    kutlu olmadı ama!..

    biliyorum biz geçtik sevgilim..
    bizden geçti..
    başka hayatların insanlarıyız artık..
    başka umutların..
    başka adam..
    başka kadınların..
    tamam da silebilir misin yaşadıklarını?
    boyayabilir misin siyahla neşeli günlerimizi?
    çıkarıp yüreğimi kanımın söndürdüğü ateşlere atabilir misin yangında ilk kurtarılacakken..
    yıllar sonrasına yatırılmış acılarımız var artık karanlık mahzenlerde..
    beklenmedik bir karşılaşma anında..
    bir havaalanında..
    bir tesadüfler garında...
    bir kafede..
    ya da sinema çıkışında kim bilir..
    birbirine bakan şaşkın gözler..
    belki evlenilmiştir belki çoluk çocuk duvarı örülmüş anıların üstüne beton dökülmüştür..
    ışık mı en hızlıdır ses mi kıyasında; açık farkla galip gelir o anda hiç hesapta yokken ac..
    scı hızlıdır acı..
    yaşananlar bir çırpıda dirhem dirhem koparır etini..
    sma ne çare; gurur engel olur..
    giyilen sahte mutluluk elbisesinin düğmeleridir tebessüm..
    boğazın düğümlenir..
    doğuk bir merhabadır dildeki..
    sma öpmek içine çekmek istersin dudaklarından hasretini..
    "devam etseydik tüketseydik bu kadar güzel olur muydu" gözlerinde birikir..
    “Neden yok ettik birbirimizi” ağzına gelir..
    susarsın öfken hükmen mağlup olur sevdana..
    üşürsün…
    çok üşürsün..
    gidene kalana mizahı olmayan haline üşürsün..
    öyle ki..
    "karda donmak üzeresindir..
    uyumak tatlı geliyor dur ama..
    sen öldüğünün farkında değisindir..
    0 ...
  16. 59.
  17. beklenen gelenek.

    cemal süreya - ama senin

    Daha nen olayım isterdin,
    Onursuzunum senin!
    2 ...
  18. 60.
  19. yağmurlu bir günün anısına.

    Hatrina düşeceğim

    kopkoyu bir sis içinde bir akşam
    hatırına düşeceğim belki
    bir an ıslayacak yağmur yüzünü
    birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
    sonra sıcak yatağında uzun uzun
    ağlayacaksın ağlayacak.!

    boğazında bir şeyler düğümlenecek
    ah yanımda olsaydı diyeceksin
    tüm yıldızlar gülecek haline ay'da göz kırpacak
    iliklerine işleyecek bensizlik
    kahrolacaksın...!

    bir sigara tüttüreceksin ihtimal
    ufku seyredeceksin saatlerce
    bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
    sonra hayalim gelecek karşına
    bir şiirimi mırıldanacaksın
    hıçkıracaksın..!

    gönlünden atamadığın gibi kafandan da
    silemeyeceksin beni düşlerine gireceğim her gece
    ince bir hüzün bürüyecek yüzünü
    ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
    anlayacaksın..!

    sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
    kafan gibi kaleminde işlemeyecek
    unutmak isteyeceksin her şeyi
    ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
    kıvranacaksın.!

    Necip Fazıl Kısakürek.
    0 ...
  20. 61.
  21. beklenen gelenek.

    murathan mungan - ateşte unutulmuş ferman

    herkes kendi ateşini başkasının cehenneminde sınar
    kendi külünde söner bütün rüzgarlarına yazıldığın akşam
    ateş tadında kum tadında kalarak
    derinleştirir bazı ayrılıkları zaman

    al ağrını git burdan
    en uzun eylülü ömrümüzün
    uyutmuyor seni ne kömürleşmiş bu gurur
    ne göğsündeki kaplan

    seçilmiş taş milyonlarca taş arasından
    başını vurduğun
    çok gençti genç olmak için bile
    kendi zamanına muhtaç
    kendiyle dargın

    daha yolun başında görülüyordu
    menzilindeki noksan
    ömrünce sızlayacak
    kayıplar sarayında ateşte unuttuğun ferman.
    1 ...
  22. 62.
  23. Sen benim için ;
    Bira kadar lazım ,
    Rakı kadar mübarek ,
    Votka-redbul gibi aziz birşeysin ,
    Nimettensin nimettensin...
    1 ...
  24. 63.
  25. Derde gama yatkın yüreğime acı;
    Bu tutsak cana, garip gönlüme acı;
    Bağışla meyhaneye giden ayağımı,
    Kızıl kadehi tutan elime acı.

    ömer hayyam
    2 ...
  26. 64.
  27. Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
    Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
    Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
    Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği...

    ....

    Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
    Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin.
    Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
    Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin...

    (bkz: ataol behramoğlu)
    (bkz: yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var)
    2 ...
  28. 65.
  29. Sen çık gel.
    Çırılçıplak olsan da çekinme.
    Ruhumu örterim üzerine sen uyurken, üşüme diye.
    Sen çık gel.
    Değerli kılınır mıyım? diye düşünme.
    Kâbe'yi çeviririm sen gülümserken kalbine, biraz daha ilahlaş diye.
    Sen çık gel.
    Endişe etme yanında olur muyum diye.
    Bütün intiharları çöpe atarım zaten gözlerinde boğulmak varken..
    3 ...
  30. 66.
  31. bu günde bitti, yarında biticek.
    meraklanma sakın birgün herşey eski haline geri dönecek.

    dip not : benimdir *
    2 ...
  32. 67.
  33. sevmek mi?
    kaybetmek mi?
    kazanmaya çalışmak mı?
    kendi kurgularının kurbanı olmak mı?
    düşleri terk etmek mi kalan anıların sessizliğinde?

    hayatın akışında boğulmak mı?
    boğularak yaşamak mı?
    amaçsız bir yolculukta vakit kaybetmek mi?
    beklemek mi?
    ölmek mi?
    ölmüş gibi yapmak mı?

    sadece ve sadece egolarına yenilmek mi?
    sadece ve sadece acılardan zevk alacak kadar değişmek mi?
    sadece ve sadece çok sevmek mi?
    sadece ve sadece boşuna bir altı yıl yaşama tutunmak mı? **
    0 ...
  34. 68.
  35. Vakit tamam!.. seni terk ediyorum.
    O bütün alışkanlıklardan
    Ve bütün sıradanlıklardan öteye,
    Yorumsuz bir hayatı seçiyorum.
    Doyamadım inan,
    Kanamadım sevgiye...

    Korkulu geceleri sayar gibi,
    Deprem gecesinde bir yıldız,
    Birdenbire kayar gibi;
    Ellerim kurtulacak ellerinden,
    Bir kuru dal, ağacından
    Çatırdayıp kopar gibi...

    Aşksa bitti...
    Gülse, hiç dermedik.
    Bul kendini kuytularda, hadi dal!
    Seninle bir bütün olabilirdik...
    Hoşça kal gözümün nuru,
    Hoşça kal...

    Vakit tamam!.. seni terk ediyorum.
    Bu, kırık ve incecik
    Bir veda havasıdır.
    Tutuşan ellerimden
    Parmak uçlarına değen sıcaklık,
    incinen bir hayatın yarasıdır...

    Kalacak tüm izlerin hayatımda.
    Gözümden bir damla yaş,
    Sızlayıp resmine aktığında;
    Bir yer bulabilsem keşke
    Bir yer, seni hatırlatmayan;
    Kan tarlası gelincik şafağında...

    Ölümse, korktun.
    Savaşsa, hep kaçtın...
    Vur kendini kuşkularda, hadi al!
    Sen bir suydun oysa,
    Sen bir ilaçtın...
    Hoşça kal canımın içi,
    Hoşça kal.
    *
    1 ...
  36. 69.
  37. geldim işte

    Sülfür inceldi ve en yorgun yerinden kırıldı ayna
    Tenhaydı düşlerim, geceydi, çıkıp geldim işte
    Su ve ateş bir de gülünç yalnızlığım var sana
    Getirebildiğim, kokularını yitirmişti çünkü güller

    Suyu dinle ateşi yak özledim demek bu

    Parasız yatılı hüzünlerden ne kalır geriye
    Biraz Tamil biraz Türküz ayıptır söylemesi
    intiharsa günahtır külliyen yasak bilirsin
    Pısırık bir ihtilal gibi getirdim sana bunları

    Bir de belleğim, başıma bela hazin ve komik üstelik
    Hatırla eskiyen meydan saatini, çocukluğundur
    Tayyare pulları getirdim sana evden kaçışlarımı
    istersen yok say bunları tespih de yapabilirsin

    Beni vur saatin altında seni seviyorumdur buKaynakwh: Kaynakwh: Geldim iŞte Geldim iŞte

    Şiir yazan bir adamın fotoğrafı var yanımda
    Kendini ölümlü sanıyor onu getirdim ganimettir
    Büyüdü büyülenerek, taşlayarak kovdu kabilesi onu
    Suyun öte yakasında yaşadı, Sisyphos dediler adına

    Sülfür inceldi ve en yorgun yerinden kırıldı ayna
    Ayna pusluydu bunca yıl nice sır taşımaktan
    Kırılmanın sesini duydum ve onu getirdim sana
    Unutulmaya geldim işte onarılmaya değil

    Kov beni kabilenden ama bekliyorum demek bu

    Ahmet Telli
    0 ...
  38. 70.
  39. hayır sus !!
    gitmeni anlarım ama sus !!
    bahanelerini cüzdanına kaldır.
    'gitmek zorundayım' la başlayan cümlelerini
    ağzının içine topla !
    küçükken öğrenememişsin
    ağzında yalan varken konuşma ...

    (bkz: özdemir asaf)
    1 ...
  40. 71.
  41. 'Good morning Vietnam.'
    Biraz daha eksiğim bugün,
    herhangi bir uzvunu şarapnel parçalarına
    zorla armağan eden çocuklar gibi.
    Biraz daha umutla uyandım yine,
    eksik olan hangi yanım varsa
    onunla doldurabilirim diye.
    Sana 'Good morning Vietnam.'
    Ben hemen uyumalıyım, o uzakta, kanıyor yaram...
    0 ...
  42. 72.
  43. geçen gün ömürdendir... tek satır bile yeter bazen
    0 ...
  44. 73.
  45. sen gittikten sonra yalnız kalacağım,
    yalnız kalmaktan korkmuyorumda
    ya canım ellerini tutmak isterse.
    0 ...
  46. 74.
  47. 75.
  48. beklenen gelenek.

    özdemir asaf - altıncı gün

    Benim söylemek için çırpındığım gecelerde,
    Siz yoktunuz..
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük