Bir Fransız, bir Alman ve bir Türk müzedeki ‘Adem ve Havva Cennet Bahçesinde’ tablosuna bakıyorlarmış.
Alman şöyle demiş: “Bedenlerinin kusursuzluğuna bakar mısınız? Adem ile Havva mutlaka Alman olmalı”
Fransız itiraz etmiş: “Havva ne kadar güzel, Adem ne kadar yakışıklı! Bu denli çekici olduklarına göre, hiç kuşkusuz Fransız olmalılar.”
Türk, tabloyu uzun uzun izledikten sonra kararını vermiş:
“Bunlar kesin Türk. Üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek yok, ama hâlâ kendilerini CENNETTE sanıyorlar.”
Adam sabah müthiş bir baş ağrısı ile uyanmış, gözlerini zor açmış, ilk gördüğü başucunda 2 aspirin, bir bardak su. Fırlatıp attığı tüm giysileri ütülenmiş askıda, bütün oda pırıl pırıl temizlenmiş. Aspirinleri içerken komodinin üzerinde bir not; "Tatlım kahven ocağın üzerinde, kahvaltın hazır, ben erkenden alışverişe gidiyorum, seni seviyorum."
Mutfağa girmiş kahvaltısı ve günlük gazetesi masada. O sırada mutfağa giren oğluna merakla sormuş "Tüm bunlar nedir? Dün gece ne oldu?" diye.
Adam hayretle "Peki, bu kahvaltı, annenin bu sevgi dolu notu nedir?" diye sormuş. "Haa.. O mu?" demiş oğlan, "Annem seni yatak odasına sürükledi, pantolonunu çıkartmaya çalışırken, lütfen bana dokunmayın hanımefendi, ben evli bi adamım!" dedin.
"bir kasabada herkes yaklaşan sel baskınını ve fırtınayı konuşuyormuş; köyün papazı “Allah bizi korur, korkmayın” diyormuş. Göl yükselmeye başlamış, kilise de gölün hemen kıyısındaymış. Yerliler kasabayı terk ederken kiliseye uğramışlar, papazı dua ederken bulmuşlar ve “Papaz efendi, gel araçlarımızda yer var, seni de götürelim” demişler.
Papaz, “Allah bana yardım eder; ben ona inanırım, dua ederim” demiş. Kiliseyi yavaş yavaş su basınca tekneyle gelip “Papaz efendi gel, gidelim” diye ısrar etmişler. “Sizi imansızlar, ben Allah’a her gün dua ediyorum o beni kurtarır” diye yanıt vermiş.
Su iyice yükselmiş; papaz çatıya çıkmış, helikopterle gelmişler, merdiven sarkıtmışlar. “Papaz efendi, gel.” Yanıt aynı: “Siz gidin; Allah bana yardım eder.” Papaz boğulmuş, öteki dünyanın girişinde kuyrukta yüksek sesle sitem etmiş: “Allahım o kadar inandık, ibadet ettik, şu yaptığına bak, beni kurtarmadın.”
Yukarıdan gür bir ses cevap vermiş: “Papaz efendi önce haber yolladık, sonra araba, sonra kayık, en son helikopter yolladım, daha ne yapayım?”
Parayla ibnelik yapan biri varmış. ama ibnelikten kazandığı parayı kiliseye bağışlarmış. o para ile hayır işleri yaparmış. öğrenci okuturmuş . bir gün papaza gidip durumu anlatmış " aziz peder, bu durumda ben günaha mı giriyorum, sevaba mı giriyorum?" diye sormuş. papaz biraz düşündükten sonra , " valla evladım " demiş " yaptığın kötü bir iş . günahı var. ama kazandığın parayı hayırlı işlere harcıyorsun, buda sevap.
bence sevabın günahını karşılar. yediğin yarak da yanına kar kalır"
aynen bizde olduğu gibi ;
papazı tutukladık dolar yükseldi papazı saldık yediğimiz yarrak yanımıza kar kaldı...
Köyün birinde, bir adam ve eşi yaşıyormuş. Bir de eşşekleri varmış.eşşek bu ya inatçi hayvan. Adam hergün eşi ve karisiyla dağa gider, odun keser hayvana yükler ve köyün yolunu tutarmis.ama eşşek yolda ikidebir durup adami sinirlendirirmiş.adamin karisi da sürekli dırdır eder, adamı bezdirirmiş.
Birgün yine dagdan gelirlerken eşşek inat etmeye baslamis ve gitmiyormuş.adamin canına tak etmiş artik ve eşege dönüp " eşşek bak bu bir etti" demiş. Eşsek yurumeye baslamis. Bes dk sonra yine durmuş hayvan.adam yine eşsege dönüp " eşsek bak bu iki etti" demiş. Essek yurumeye dvm edip bi süre sonra yine durunca, adam esege dönüp " bak bu da üc etti" diyerek tüfeğiyle eşegi vurmuş.eşek yıgılmıs yere.
Bunu gören kadın baslamis feryat figana.allah seni kahretsin o bizim elimiz ayagimizdi nasil öldürürsün onu sen diye adamın kafasinin etini yemiş..
Adam karisina hafif tebessüm ederek bakmiş ve şöyle demiş ; hanım bak bu bir etti.
Adamın biri evden işe gitmiş karısıda evde yalnız kalmış sonra adam bi iki saat sonra eve gelmiş kıyafetini değiştirmeye .. dolabı açmış .. al fistan mor fistan meraba osman.
Birgün devlet bahçeli boş bir yolda yürüyormuş. Arkasından abdullah öcalan "hişt hişt" diye seslenmiş ama devlet bahçeli bakmamış. Apo yine seslenmiş ama devlet bahçeli yine bakmamış. Apo bu şekilde 5-6 kere seslenmesine rağmen devlet bahçeli hiç dönüp bakmamış. En sonunda apo demiş ki "dövlet bize bahmiyir." O günden beri bu söz tüm kürtler arasında kullanılmaktadır.
galatasarayli başlamış anlatmaya,bizim uefa kupamiz var,süper kupamiz var,4 yıldızımiz var.
fenerli altta kalır mi oda başlamış anlatmaya;efendim bizimde 4 yıldızımiz olacak ilerde.ayrica şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynadik,uefada finalin eşiğinden döndük.
sıra bjkliye gelir. huzunlenur biraz ağlar gibi olur. düşünür düşünür birsey bulamaz anlatacak.
sonra derin bir nefes alır ve der; ee sey bizimde taliscamiz var..
kadın eşine sorar; ben ölürsem ne kadar sürede evlenirsin.
Eşi; toprağın kuruduğu zaman der.
Ve kadın iki sene sonra ölür. Eşi her mezarına ziyarete geldiğinde toprağı ıslak görür ve üzgün geri döner. aylar sonra bir gün mezarlığa giderken kayınçosunu görür ne yaptığını sorar. oda; ablamın toprağını suladım oradan geliyorum kurumasın, ölmeden önce vasiyet etti der. adam güler ve der ki; ah kadınlar kadınlar.. öteki dünyadan bile bu dünyayı yönetirler.