bir elimiz güneş gibi dursun...
biz elbette dudak büker, hayret ederiz
biz inkâr eder, inkârı severiz
bayram hediyenizi iade ederiz
biz mahcup ve onurlu çocuklarız
başımızı kaldırıp bir bakmayız
siz rüyalarınızda yaşayıp durursunuz
siz güvercinleri gözlerinden vurursunuz
siz ekmeğin hamurunu, aşkın hamurunu samandan
yoğurursunuz
siz rüyalarınızda yaşayıp durursunuz
Birazcık kafası karışan kafasını göğe kaldırsın
Gök her şeyi örterken ne kadar rezil olabiliriz?
Yüzünün silüetiyle belirince özlemek
Aklımı zorluyor kaygım ya seni göremezsem?
Bir ağaç en çok o zamanlar ağaç işte
Orman birilerinin uydurması yok aslında öyle bi şey
Bir sürü yalnız ağaç var yan yana bir sürü ağaç
yan yana ve yalnız bir sürü ağaç var
Orman demiş birileri orman büyük bir yalan
Bir sürü yalnız insan var yan yana bir sürü yalnız
yan yanalar yalnızlar dokunuyorlar yalnızlar
kimse kimsenin kimsesi değil aslında yalnızlar
Kalabalık zannediyorlar kendilerini beraber zannediyorlar
yanılıyorlar aslında tepeden tırnağa yalnızlar
Çoğalmaya niyetim yok seninle ben beraber
Biz olalım ikimiz yeter sen beni öldürüp
Değmeden kimselere görünmeden kalabalıklara
Usulca sığınsak bir ağaç gölgesine
Acılara batmamış bir aşk söyle bana
Yıkmamış kıymamış olsun bir aşk söyle
Bir Aşk söyle sarartıp soldurmamış ama
inan ki senden artık değil yurt sevgisi de
Bir Aşk yok ki paydos demiş gözyaşlarına
Mutlu aşk yok ki dünyada
Ama şu aşk ikimizin öyle de olsa
Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar…
"Ne zor yazarak anlatmaya çalışmak sustuklarını.
Demek takvim yapraklarıyla saçlarını keseceklermiş.
Bir gün, ateşin onları iyileştirdiğini unutarak ellerini de yakacaklar.
iyi ki unutacaklar, en iyi bunu becerirler.
Hep unuturlar ve bu yüzden hiç utanmazlar.
Şiir yok demiştim ama benim için haykırmak istediğim bir şiirsin.
Yazamadığım, koklayamadığım, yetişemediğim bir şiir!"