insanlardan öylesi de vardır ki, allah'a kıyıdan kenardan kulluk eder. eğer kendisine bir hayır dokunursa gönlü onunla hoş olur. şâyet başına bir kötülük gelirse gerisin geri (küfre) dönüverir. o dünyayı da kaybetmiştir, ahireti de. işte bu apaçık ziyanın ta kendisidir.o, allah'ı bırakır da kendine ne zarar, ne de fayda veren şeylere tapar. bu da derin sapıklığın ta kendisidir. zararı faydasından daha yakın olana tapar. o (taptığı) ne kötü yardımcı, ne fena yoldaştır! muhakkak ki allah iman edip salih ameller işleyenleri içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. şüphesiz allah dilediğini yapar. her kim ona (muhammed'e) allah'ın dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa hemen tavana bir ip çeksin, sonra kendini assın da bir baksın; başvurduğu (bu yöntem), öfkelendiği şeyi giderecek mi? hac-11-
de ki: allaha koştuğunuz ortaklarınızdan hakka iletecek olan bir kimse var mı? de ki: hakka allah iletir. öyle ise, hakka ileten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa iletilmedikçe doğru yolu bulamayan kimse mi? ne oluyor size? nasıl hüküm veriyorsunuz? yunus-35
Artık bir yalanı Allaha iftira eden veya onun âyetlerine yalan diyenden daha zâlim kim olabilir? Şüphe yok ki: mücrimler, felâh bulmaz. 10 / YÛNUS - 17
iman edenler allah yolunda cenk ederler; inkar edenlerise tağtun/o azgın şeytanın yolunda cenk ederler. o halde siz şeytanın dostlarını öldürmeye bakın. kuşku yok ki şeytanın hilesi/tuzağı çürüktür.
(nisa suresi, 76.ayet)
''(o nesneler mi ) yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten sizin için bir su indiren mi? öyle bir su ki, biz onunla sizin bir ağacını bile bitiremeyeceğiniznice güzel bahçelerin bitkilerini bitirmişizdir. allah ile beraber bir ilah ha? hayır, onlar sapıklıkta devam eden bir güruhtur. o nesneler mi yoksa yeri bir karargah yapan, aralarından ırmaklar akıtan, ona has ve sabit dağlar kuran, iki denizin arasına bir perde koyan allah ile beraber bir ilah ha? hayır onların çoğu (tevhidi) bilmiyorlar. yoksa bunalmışa, kendisine dua ettiği zaman icabet eden, fenalığı gideren, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? allah ile beraber bir ilah ha? siz ne kıt düşünüyorsunuz? yahut o kara ve denizlerin karanlıkları içinde sizin yolunuzu doğrultmakta, rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci göndermekte olan mı? allah ile beraber bir ilah ha? allah onların tuttukları ortaklardan çok yüce, çok münezzehtir. yahut yaratmayı önce başlatan sonra onu iade edecek olan ve sizi gökten ve yerden rızıklardan mı? allah ile beraber bir ilah ha? de ki, ''eğer (şirk koşmanızın) doğruluğuna inanıyorsanız getirin delillerinizi.''
Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke'deki (Kâbe)dir.
Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) ibrahim'in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir.
Allah'ın iman eden ve sâlih ameller yapan kullarına müjdelediği işte budur. Resulüm! (ilâhî ahkâmı tebliğ ettiğin kimselere) de ki: "Ben sizi hidayete dâvet ettiğim için hiçbir ücret istemiyorum. Ancak yakınlarıma (Ehl-i beyt'ime) muhabbet etmenizi isterim. " Kim bir iyilik yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, şükrün karşılığını verendir. Şura 23
Şura suresi.
42.25 : O, kullarından tövbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir.
42.26 : Allah, iman edip salih ameller işleyenlerin dualarına karşılık verir; lütfundan onlara fazlasını da verir. Kâfirler için ise çetin bir azap vardır.
42.27 : Allah, kullarına (tümüne birden) rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde mutlaka azgınlık ederlerdi. Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Şüphesiz O, kullarından hakkıyla haberdardır ve onları hakkıyla görendir.
Müslüman müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, zulmedilmesine de yardımcı olmaz. Kim arkadaşının ihtiyacını giderirse, Allahü teâlâ da onun ihtiyacını giderir. Kim, müslümanın sıkıntısını kaldırırsa, Allah da kıyamet günü onun sıkıntılarını kaldırır. Kim, müslümanın aybını örterse, Allahü teâlâ da kıyamette onun aybını örter.
'ya da altın bir evin olmalı, veya göğe yükselmelisin. yükselsen bile okuyacağımız bir kitabı üzerimize indirmedikçe ona inanmayız.' de ki: 'rabbim yücedir. ben elçi olan bir insandan başka bir şey miyim ki.'