hani bir laf var; ölen ölüyor, kıymeti ise o öldükten sonra anlaşılıyor. öyle bir şey sanki bugünlerde.
milenyum kuşağından önceki kuşaklar için hayat sanki biraz daha basite indirgeniyor, samimiyet kavramı her geçen gün yerini olumsuz ekine bırakıyor gibi. ya da sadece ben dellendim öyle hissediyorum. gelişen teknoloji ile beraber, rahatına düşkün bireyler olup çıkıyoruz. bunu şu yüzden söylüyorum; "ne önemi var abi?" lafına çok sinir olduğumdan. vesikalığını rica ettiğim bir dostun "of feysbukda var işte bakarsın ordan" serzenişine kıl olduğumdan ya da "ay çok çirkin çıkmışım du bi totoşop görsün bu" tedirginliğinden o dostun.
ver abi işte vesikalığını! ben onu cüzdanıma koyup, götümün teriyle renklerinin biraz açılmasını istiyorum! bir başka yakın arkadaşım, cüzdanımı karıştırırken, kredi kartlarının banka ve modellerini değil, tipolojisini çıkarmaya çalıştığım eş dost ortamının kanıtları arasında senin vesikalığına bakıp "bu kim?" diye sorsun istiyorum! sorsun ki; paylaştığımız onca güzel anıyı bir çırpıda anlatıyım ona. akabinde vesikalığına sahip olduğum tüm güzel insanlar adınada devam ederim nasılsa.
ah dostlarım! 51239 megapiksel soni saybırşat dicital fotoğraf makinasının gözü kör olsun...