günümüz türkiyesini en iyi anlatan şiir

entry2 galeri0
    1.
  1. uzunca zamandır görmeyeli seni
    bir başka kadın, bir hoş olmuşsun
    kollarıma alıp sarmayalı seni
    beyaz peynir gibiydin kaşar olmuşsun.

    made in kayseri.
    2 ...
  2. 3.
  3. çünkü onlar ağırkanlı adamlardır
    değişen bir dünyaya karşı
    kerpiç duvarlar gibi katı
    çakır dikenleri gibi susuz
    kayıtsızca direnerek yaşarlar
    aptal, kaba ve kurnazdırlar
    inanarak ve kolayca yalan söylerler
    paraları olsa da
    yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır
    herşeyi hafife alır ve herkese söverler
    yağmuru, rüzgarı ve güneşi
    birgün olsun ekinleri akıllarına gelmeden
    düşünmezler...
    ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
    topraklarını büyütmeye çalışırlar

    köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

    çünkü onlar karılarını döverler
    seslerinin tonu yumuşak değildir
    dışarda ezildikçe içerde zulüm kesilirler
    gazete okumaz ve haksızlığa
    ancak kendileri uğrarlarsa karşı çıkarlar
    adım başı pınar olsa da köylerinde
    temiz giyinmez ve her zaman
    bir karış sakalla gezerler
    çocuklarını iyi yetiştiremezler
    evlerinde, kitap, müzik ve resim yoktur
    birgün olsun dişlerini fırçalamaz
    ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar

    köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

    çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler
    birbirlerinin evlerine ancak
    ölümlerde ve düğünlerde giderler
    şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar
    gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
    ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar
    binlerce yılın kalın kabuğu altında
    yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır
    aldanmak korkusu içinde
    sürekli birbirlerini aldatırlar
    bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
    karılarından en az on adım önde yürürler
    ve bir erkeklik işareti olarak
    onları herkesin ortasında azarlarlar

    köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

    çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
    kendilerinden olanlarla alay edip
    tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar
    devlet; tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir
    devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar
    yiğittirler askerde subay dövecek kadar
    ama bir memur karşısında bu da tuhaftır
    ezim ezim ezilirler
    enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler
    cami duvarı, kahve ya da bir ağaç gövdesine yaslanıp
    onbir ay gökyüzünden bereket beklerler
    dindardırlar ahret korkusu içinde
    ama bir kadının topuklarından
    memelerini görecek kadar bıçkındırlar
    harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez
    şehre giderler !...

    köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

    çünkü onlar otobüslerde ayaklarını çıkarırlar
    ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
    herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
    kızlarının talihsizliğini ve hayırsız oğullarını anlatırlar.
    yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
    bunun, tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar
    ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
    gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
    zengin bir akrabalarından söz ederler
    kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
    ama sokağa çıkar çıkmaz sünküre sünküre
    yollara tükürürler...
    ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
    şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar

    köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

    çünkü onlar ilk akşamdan uyurlar.
    yarı gecelerde yıldızlara bakarak
    başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur
    gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
    ve yaz güneşleri ekinlerini yetirirse severler
    hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
    bu verimi yüksek bir tohum bile olsa
    sonuçlarını görmeden inanmazlar
    dünyanın gelişimine bir katkıları yoktur
    mülk düşkünüdürler amansız derecede
    bir ülkenin geleceği
    küçücük topraklarının ipoteği altındadır
    ve birer kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden
    zamanın derin ırmakları önünde...

    köylüleri, söyleyin nasıl nasil kurtaralım

    (bkz: köylüleri niçin öldürmeliyiz)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük