Hep insanlar kötü siz şahane. O zaman sizde kusur yoksa insanların şikayet ettikleri Kişiler kim? Sanki siz leş değilsiniz.. kendinize dışarıdan baksanız arkanıza bakmadan kaçarsınız..
Dünyanın hızına yetişmeye çalışırcasına hızlı, tüketici ve doyumsuz. Her zaman daha iyisi daha güzeli vardı ancak bu kadar çok ulaşılabilir değildi sanırım.
Bunlardan yakınmak bunları ben yapmıyorum ama herkes böyle demek değildir. Kişinin de aynı döngüde olabileceğini ve kendi iç sorgulamasının sonuçlarını paylaşıyor olabileceğini göstermektedir.
bizden öncekilerin, şimdilerde 40 ila 60 yaşında olanların eseridir.
krizler, darbeler, yokluk gören neslin eseridir bu ilişkiler. nasıl mı? şöyle alalım sizi;
-kendileri sıkıntılı, sokağa çıkma yasaklı, dövizin ve ithal ürünlerin yasaklandığı dönemlerden geçip, evlatlarına "prensesim ne isterse yapılacak, alınacak, kızımı üzeni ben de üzerim, kınasını, düğününü en lüks yerde yapıcaz, gelinliği en güzeli olacak. göster amcana çükünü, erkek adam benim oğlum, tuttuğunu koparır, attığını vurur, tuttuğunu siker, büyük adam olacak benim aslanım, kaplanım." diyerek oluşturdular bu nesli.
-kendi hayallerinin içine edildi diye evlatlarının en iyisine layık olduğunu düşünenler. bilmem hangi otelde herkese gösterişle düğün planlayan, kızını-oğlunu "prens, prenses" masalları anlatıp sikko bir ütopyaya inandırdan maymun sürüleri oluşturdu bu nesli.
-ben çalıştım, tırnaklarımla kazıyarak yaptım bu serveti, elin itine ya da kenar mahalle kızına yedirtmem diyen o kibirli babalarınız yetiştirdi bu nesli.
-"kızımın evinde hiç bir şey eskik olmayacak, kızımı isteyen adam şu kadar ağırlığında altın takacak, anası ben olduğumdan, bu taşşş gibi parçayı ben doğurduğumdan dolayı da bana da şunları şunları alacak" diyen "ben çektim, kızım çekmesin" diyen moron analarınız yetiştirdi bu nesilleri.
-"oğlum büyüsün ne kızları alacak kucağına, oğlum büyüsün işimin başına geçecek, yönetecek benim servetimi, siktir et sana kız mı yok oğlum napacaksın o kenar mahalle kızını" diyen babacıklarınız yetiştirdi bu nesli.
şimdi o kızlara ve oğlan çocuklarına kızmayın. kızılacak biri varsa o da sizi doyumsuz yetiştiren ana babalarınız. daha ayrıntılar var ama kim yazacak şimdi. dönün bakın suratlarına onların, size neler vaat ettiklerine, kendilerinin nasıl bugünlere geldiğine.
ben baktım kendi babamın suratına. askerden önce "oğlum gelince araba alıcaz, iş yapıcaz. oğlum senin düğününde efe oynatıcam. güçlüyüz biz, göstericez herkese".
en son geçen sene evlenmeyi düşünüyordum. baba dedim böyle böyle biri var, evlenmeyi düşünüyoruz. krizler, yokluk, sorunlar derken duyduğum cümle şu oldu "valla oğlum elimden geleni yaparım ama tek başınasın, biriktir yap ne yapacaksan. ben de temsili olarak istemeye gelirim".
kusura bakma baba kimseye torun yapacak gücüm yok benim. giden gitti, aşk bitti, iyi de oldu bunları yaşamak. bu toplumdan kimseyle sevgili bile olunmaz. günümüz ilişkileri artık büyük ölçüde çıkar üzerine.
yalnızlığı sevmeye sebeb olan ilişkilerdir. artık kimse kimsenin kalbine, insanlığına, verilen değere bakmıyor. evine, arabasına, takıldığı mekanlara, kendisini üzmesine bakıyor. aslında bu ilişki değil bunun adı menfaat ilişkisi.
Gerçek sevginin artık olmadığı insanlar sadece yalnız kalmamak için birbiriyle çıkıyor. Çıkar amacı ön planda genelde para için insanlar karşı tarafa önem veriyor. Artık ne Leyla ile mecnun hikayeleri ne de kerem ile Aslı hikayeleri gerçek olur eskisi gibi aşklar saf ve masum değil.
bana göre değil sizin aşk kisvesi altında çatır çatır duygusuz sevişmeleriniz, çok denedim öyle karar verdim bana göre değilsiniz.
bana gelmiyor içimden gelmediği halde sırf kırılmayasın diye her sabah günaydın, her gece iyi geceler dilemek. gelmiyor bana cebimdeki telefonu bir denetleme aracı, bir hafiyelik aparatı olarak görmeniz. yalnız kalmak istediğimde senden sıkıldığım için yalnız kalmak istediğimi düşünmen, bu sebeple can sıkman, canımı ve canını sıkman bana göre değil.
bana göre değil yalandan beni düşünüp de söylediklerin yaptıkların, düşünme beni.
yarın ne olacak kaygılarına bugünü piç etmelerin hiç bana göre değil. bugün buradayım ve sen yanımdasın o zaman tut elimi yürüyelim. ama üç adımda bir durup yarın halam bıyık bırakırsa benzeri çıkarımların bana göre değil.
bana göre değil üzerime titremelerin, sal bi sal.
bana göre değil ince hesaplarla iyi aile babası olur mu terziliklerin, karpuzun keleğini tıptıplayan manavlıkların. esnaflık yapman bana göre değil. güvenimi bir hiç uğruna piç etmen değil bana göre.
günümüz ilişkilerinin canı cehenneme, votka yok mu ya?
bir yaşanıyorsa beş anlatılıyor. yataktakinden daha çok sonrasında kullanılıyor diller, berbat bir kültürsüzlük akıyor her platformda. oysa insani olanın özel olması ve öyle kalması gerekir, kimsenin mahremiyete Saygısı kalmamış adeta.
sigara gibi. bi paket alıyosun içinden 20 tane çıkıyor. içiyorsun bitiyor. sonra tekrar sigara alıyorsun. içinden gene 20 tane çıkıyor. onu da içiyorsun o da bitiyor.