En nefret ettiğim durumdur. Cinlenmek dediklerinden oluyor.
Şuana kadar yengemin odama girip çocuğuna karalaması için günlüğümu vermesi dışında olmadı. ismini yazmış çocuk ya. Ayip lan yazmasa onu da bilmiycem. Ondan beri evde yoksam odamı kitliyorum.
Lisedeyken edebiyat öğretmenimizin yapmış olduğu eylemdir. Üzerinden 25 yıl geçmiş. Belki ozaman dan beri ilk defa aklıma geliyor bu olay. Herkese günlük tutturmuş ve sonrada onları toplayıp bir güzel okumuştu. Aman ne eğitim sistemiymiş eski sistem! Bunun yüzünden akp öncesi çok medeni ve teknolojik bir hayatımız vardı! Ama akp onu elimizden alıp bizi çook gerilere attı!
Şimdilerde bıraktım günlük yazmayı, ama yine devam edeceğim. Yazdığım dönemlerde asla ortada bırakmazdım günlüğümü, mahremim bir nevi. insan günlük yazarken akıp giden zamanın elinden bir şeyler almış oluyor. Gündelik telaşları içerisinde öğle yemeğinde ne yediğini unutan insanlar için günlük eşsizdir. içerisinde gizleyecek bir şeyler olmasa bile asla bir başkası tarafından okunmasını istemem, henüz hayattayken.
Annelerin ya da kuzenlerin sık sık yaptığı şeydir. içinde sevdiğiniz insanla ilgili şeyler yazıyorsa hele, rezalet bir durumdasınızdır. Annenizin okuması çok tehlikeli değildir, anne kendine saklar ama kuzenden dayıya, dayıdan babaya giderse, allah kolaylık versin.
bazen sinirlendirir bazen de rahatlatır.
--spoiler--
aşık olduğum kıza bir türlü açılamamıştım. bir gün bize ders çalışmaya geldi. su içmeye gitti. döndüğünde yüzünde garip bir gülümseme vardı. okumuştu ve büyük bir yükün altından kalkmıştım
--spoiler--
küçükken bende tutmak istemiştim günlük fakat evde gizli saklı birşey olmuyordu ve çok yaramaz bir kardeşe sahiptim (halada öyledir pis). bir defasında bulup içinde yazılanları annemin babamın önünde okuyup beni utandırmıştı.çok kötü hissetmiştim, ağlayarak odama koştum günlerce sofrada hep beraber yemek yemeye oturamamıştım kimsenin beni salladığı yoktu gerçi ama neyse işte sözlük utandık işte çocuktuk o zamanlar.
intihar sebebidir. okuyan kişiye haklı dahi olsanız laf söyleyemezsiniz, kafa tutamazsınız. bi de ara sıra ima etmeleri yok mu, işte o bitirir insanın içindeki yaşama arzusunu.
günlük tutmak zaten pek mantık işi değil. ya çok çok iyi muhafaza edilmeli ve kimse bilmemeli, ya da tutulmamalı. çünkü günlük yaşantınızın yanında çok özel kabul ettiğiniz, kimseye söylemediğiniz anlarınızı ve ya hislerinizi de yazarsınız günlüğe. bir gün biri bulup okursa bunu, hele ki şerefsizin tekiyse, büyük ihtimalle insanı psikolojik olarak derinden etkileyebilir, hatta bulunduğu diyarlardan çekip gitmeye sebep olabilir.
özel hayata saygının fışkırdığı, çiçek böcek dolu fikirlerle donanmış evde bildim kendimi. ancak ve ancak her insan ben değildi elbette. ben, "bulduğunuz gibi bırakınız" dahil her türlü düşünceli tavrı sergileyip; içten içe kendine alkış tutan kızdım.
hala öyleyim.
birgün yine uyanmışım. genelde uyanarak başlarım güne. neyse. odaları geziyorum amaçsızca. kardeşimin başucunda günlüğüm. hemen üzerinde, şiirlerim ve yazılarım için tuttuğum defter. hayır yani okumayı geçmiş, o evreyi çoktan bitirmiş, sıkı takipçim olmuş resmen; üzerine dalgayı basıyor sanki. hobi, bildiğin.
şimdi mi? içim rahat.
anlasildigi anda kisinin cinnet gecirmesine sebep olabilecek hadise. bu en igrenc bir haklara tecavüz seklidir. tecavüzcünün derisinin yüzülmesi, gözlerinin desilmesi, dilinin kesilmesi caizdir.
günlügün okunmasini engellemek ve trajedik olaylar yasamamak icin cesitli önlemler alinabilir. misal; günlügün bas sayfasina "günlügümü okuyana hakkim helal degildir" yazmak gibi.**