okuyan kişiye bak sana bir adres vereyim orayı oku diyerek çok daha zevkli sadece benim değil bi 20 30 kişinin daha özel hayatını öğrenirsin daha güzel olur denilesi olaydır..(tabi adres olarak uludağsozluğun verilir)
10 yasinda teyzenizle evlenmek uzere olan mustakbel enistenize asiksaniz bi de bunu mal gibi gunluge yazip ortalarda biraktiysaniz utanctan dugune kadar ortaya cikamicaginiz durum. bi daha gunluk tutmak mi,o da ne.
kız : adı bir şizofrenin günlüğü olan bir kitap yazıyorum da masanın üstünde unutmuşum eskizlerini...
baba : bak sen, buradaki babanın adı da veysel. başka isim bulamamdın mı ?
kız : bölee sıcak, samimi, vefalı, delikanlı bi isim olsun istedim.
baba : baslatma babanin sarap canagindan, Meralll!! bak kızın bizim için neler demiş, gel gel. koynumuzda yılan beslemişiz.
kızgın : ama baba, ühü ühüh, o benim özel hayatım.
baba : evlenmeden özel hayat yok sana. git şimdi istikbal yatağına yan tarafından atla, orda biraz dövün, sonra en samimi arkadaşını ara böle böle dee işte. akşamda küs, yemek yeme, biraz diğerlerinin kızı gibi ol, normal ol, aaa!!
insanın sadece kendini arkadaş,dost,sığındığı sessiz bir liman ilan ettiği anlarda içini döktüğü sırdaşı gözüyle bakılırsa; istekdışı deşifre olması, kalabalığın ortasında çıplak kalmak gibi bi şey olsa gerek, yapılmamalıdır, herkesin kendine ait özel bir dünyayı yaşama hakkına saygımız olduğu sürece insan gibi yaşayabileceğimiz kanısındayım. (özellikle günlüklerini yayınlayan insanlar bu tanımlamanın dışındadır, onlara saygı duyulmadır.)
eğer okuyan kişi anneyse, size bir daha güvenmemesine neden olacaktır, uzun süre göz hapsinde kalacaksınızdır. bir daha günlük tutmayı bırakın, görmek bile istemeyeceksinizdir.
anlasildigi anda kisinin cinnet gecirmesine sebep olabilecek hadise. bu en igrenc bir haklara tecavüz seklidir. tecavüzcünün derisinin yüzülmesi, gözlerinin desilmesi, dilinin kesilmesi caizdir.
günlügün okunmasini engellemek ve trajedik olaylar yasamamak icin cesitli önlemler alinabilir. misal; günlügün bas sayfasina "günlügümü okuyana hakkim helal degildir" yazmak gibi.**
özel hayata saygının fışkırdığı, çiçek böcek dolu fikirlerle donanmış evde bildim kendimi. ancak ve ancak her insan ben değildi elbette. ben, "bulduğunuz gibi bırakınız" dahil her türlü düşünceli tavrı sergileyip; içten içe kendine alkış tutan kızdım.
hala öyleyim.
birgün yine uyanmışım. genelde uyanarak başlarım güne. neyse. odaları geziyorum amaçsızca. kardeşimin başucunda günlüğüm. hemen üzerinde, şiirlerim ve yazılarım için tuttuğum defter. hayır yani okumayı geçmiş, o evreyi çoktan bitirmiş, sıkı takipçim olmuş resmen; üzerine dalgayı basıyor sanki. hobi, bildiğin.
şimdi mi? içim rahat.
günlük tutmak zaten pek mantık işi değil. ya çok çok iyi muhafaza edilmeli ve kimse bilmemeli, ya da tutulmamalı. çünkü günlük yaşantınızın yanında çok özel kabul ettiğiniz, kimseye söylemediğiniz anlarınızı ve ya hislerinizi de yazarsınız günlüğe. bir gün biri bulup okursa bunu, hele ki şerefsizin tekiyse, büyük ihtimalle insanı psikolojik olarak derinden etkileyebilir, hatta bulunduğu diyarlardan çekip gitmeye sebep olabilir.
intihar sebebidir. okuyan kişiye haklı dahi olsanız laf söyleyemezsiniz, kafa tutamazsınız. bi de ara sıra ima etmeleri yok mu, işte o bitirir insanın içindeki yaşama arzusunu.