yakın zamanda çocukluğumda yazdığım tek bir sayfayı buldum. tavırlar çocuksu düşünceler falan...aynı kafa zerre değişme yok. gel gelelim tanım olarak insanın kendini tanımasına yardımcı olan bir araç.
yazdığım kadar yaşarım diye düşünen insanların anılarını biriktirmek için kullandığıdır. en yakın arkadaştır, kimseye anlatılamayanların anlatıldığıdır.
Günlük, bir kişinin düşüncelerini, duygu ve gözlemlerini günü gününe yazdığı ve o günün tarihini koyduğu yazılardır. Günlük bir tür anıdır. Ancak günlük günü gününe yazılır, anı ise olayların yaşanmasından sonra kaleme alınır.
kendi kendine konuşmakla çok benzeşen eylemdir. tek farkı sözün uçup, yazının kalması durumudur. kadınsal bir eylemdir ve bir kadın ansızın, birdenbire günlük yazmaya başlamışsa ya aşık olmuştur ya da terkedilmiştir.
sabah namazıyla uyandım, abdestimi alıp namazımı kıldım, kahvaltımı ve hazırlıklarımı yapıp evden çıktım, tam evden çıkarken yandaki ilkokulda istiklal marşı soylenmeye başlandı. gururla saygı duruşuna geçip iştirak ettim, o arada otobüsü kaçırmışım olsun bir yarim saat geç kalırız işe, önce vatan. sıradaki otobüs geç kalınca taksi çevireyim dedim tam o sırada 10 kasım sebebiyle sirenler çaldı ve ben bir daha gururla saygı duruşuna geçtim, derken taksi de geçti gitti, bir yarım saat sonra bir taksi ile yola çıktım, işe vardığımda 10:30 civarıydı, maillere bir sürü kandil tebriği gelmiş hepsini yanıtladım, sonra 10 kasımla ilgili şiirler resimler hepsi gurur vericiydi..hepsini okudum yanıtladım ve öğle namazına gittim. döndüğümde 1:30 du. bir sürü iş birikmiş ama ramazan oruç derken insan konsantre olamıyor zaten. 4 de paydos ettik. eve varır varmaz namazları kılıp iftarımı açtım. yarin arefe sonrasi dini bayram. bu sene ramazan bayramı haftasonuna denk geldi ama bizim şirket haftasonuna kadar tamamladı tatili. 9 gün tatilde bir memleket yaparız, bu temponun arasında iyi gelecek..
1 ay sonra:
sevgili günlük, şirkette işler iyiye gitmiyor, ücretsiz izne çıkarıldık.. halbuki vatanını seven dinibütün insanlarız, sabah akşam dua ediyoruz, inanir mısın günde 3 saat dua ediyorum, namazları ekle günün yarısı ibadetle geçiyor. ne oluyor anlamadim..o kadar da çalışıyoruz.
1.Yasanan olayların, izlenimlerin günü gününe yazılması ile oluşturulur.
2.Birinci kişi agızından yazılmış kısa ve özlü yazılardır.
3.inandırıcı, içten ve samimidirler.
4.Konuşma diline yakın bir dil kullanılır.
5.Gerçekler yasanılanlar değiştirilmeden yazılır.
6.Tarih, biyoğrafi, anı... birer belge değeri taşırlar.
Günlüğü sadece yaşadığınız günlük olayları yazdığınız bir defter gibi görmemeniz gerekir. Günlük olayları yazmak farkındalığı artırır, geleceğe dair pilanlarımızı yazarsak ki yazarken daha sağlıklı düşünebiliriz sanki yol haritamızı çizmiş gibi oluruz. Gelecek pilanlarımızı yazmak da kaderimizi yazmak demektir. Bu yüzden insan hayatındaki rolü küçümsenmemeli diye düşünüyorum.
kendi özel hayatınızı yazıp, bu bilgilerin size özel kalacağını zannettiğiniz fakat aslında gizliden gizliye anne ve babanın okuduğu günü gününe tutulan defter.
ipek ongun'un bir genç kızın gizli defteri serisiyle çok pis özendirdiği uğraştır. ergenlik günlerini o kitaplarla geçirip günlük tutmaya heves eden insanların sayısı muhtemelen epey fazladır.
bir gün anneniz tarafından okunursa, içindeki sırlar tüm aile tarafından bilinir hale gelirse, size duyulan bütün güvenin cam kırıklarından ibaret kaldığını görürseniz... bir daha asla günlük tutamazsınız. tutsanız da asla her şeyi anlatamazsınız. o zaman da günlüğün mantığına ihanet etmiş olursunuz.