yaşadıklarını hatırlaması konusunda saygı duyduğum kişidir.
lakin birazcık fırlama bir adamsa ileride başına büyük dertler açar.
çünkü günlük tutan adam kesinlikle onu atmaz ve illaki bir noktada kız arkadaşı ve ya eşinin eline geçer bu.
geçmiştede olsa karı milleti sorun yapar, daha bunu çözememiş kişidir.
Ömer Seyfettin'in balkan harbi ruznamesi adıyla yayınlanan günlüğünü okuyun. içindeki en vurucu kısımlardan biri şu: "Kumandanlar öldü ya da kaçtı asker bir oraya bir buraya yürüyüp duruyor. 20 bin kişilik Hamidiye ordusu istanbul'dan yola çıkmış diye haberler geliyor tüm bunlar yalan asker artık inanmıyor... Demek türkün yaşamak hakkı yokmuş." Bu yazıdan sonra Ömer Seyfettin ve diğer tüm askerler esir olmuştur. Okuyun ve öğrenin.
duygusal olabilir. ben hiç tutmadım ama keşke tutsaydım şimdi açar açar okurdum... Örneğin ablam küçükken hep tutmuş şimdi okuyor.. Ne güzel.. Genelde kızlar yapıyor zaten hiç günlük tutan arkadaşım olmadı benim.... Ama tutuyorsa şanslıdır.
günlük için ayrı defter anıları için ayrı defter de tutanı vardır. pek çok sebebi olabilir; mesela gelecekte türk ve dünya siyasetini değiştireceği için ölümünden sonra tarihçilere kaynak bırakıp öldükten sonra olsa bile kendini daha iyi anlatmak derdi bunlardan biridir. ****
senin benim gibi insandır. günlük tutmasıyla karakteri arasında herhangi bir ilişki kurmaya, tahliller yapmaya da gerek yoktur esasında.
bilinen bir gerçek ki, günlük yazarak bir zamanlar yaşanmış olanları -harfi harfine olmasa bile- kağıda geçirenlerde yaşadıkları anların kalıcılığı çok daha fazla oluyor. ayrıca günlük, bazı konularda insanın kendisi hakkında muhakeme yapması için mükemmel bir ölçek haline geliyor ilerleyen yıllarda.
lise yıllarımda tuttuğum günlüklere bakmıyorum bile şu anda. ancak yazdıklarım aklıma geldiklerinde "ulan neleri takıyormuşuz kafaya" deyip güldüğüm çok oldu.