günlük fallar , günlük aşklar, günlük arkadaşlıklar, günlük eğlenceler ve günlük hayatlar yaşanıyorken,
günlük hayat yorumunu yapmadan olmaz.
yaşananlar farklı olsa da değişmeyen duygular var.
dönme dolaba binmiş gibi hissediyorum. ne kadar farklı açılardan baksam da etrafa, aynı daire üzerinde dönüp duruyorum. başlangıca döndüğüm zamanlar çok üzgün ve yorgun -herkesin zaman zaman yaşadığı gibi- oluyorum.
çabalarımın karşılığını alamadığımı düşünüyorum çoğu kez.
aslında değişen bir şeyler var.
artık midem kalktı bu hayatta dönüp durmaktan, değişen bir şeyler var....
merak etmiyorum en tepede ne göreceğimi.
görmediğim, bakmadığım, seyretmediğim manzaralar vardır mutlaka.
ama merak etmiyorum, gördüklerim yetti.
arttı. doğarken anne babamızı bile seçemiyorken kaderi inkar edenler canımı sıkıyorlar bu gün.
hangi seçimden özgürlükten bahsediliyor merak ediyorum.
dönme dolabı bile çalıştıran biri var.
günlük yorumumu yapıp uyuyasım ve bu gün daha fazla düşünmeyesim var.
uyandığımda kendimi lunaparkta bulasım, dönme dolabın üstüne kusasım var.
evet, günlük hayat yorumu budur; fazla subjektif olan düşüncelerinizi,
'fazla' gelen her şeyi o günün dilsiz bırakılmış edebiyatına uygun yorumlamaktır.