güngoren bombacısı dediler sigortalı işçi çıktı

entry6 galeri0
    ?.
  1. Güngören'de meydana gelen patlamaya ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan ve patlamayı organize ettiği iddia edilen 3 ay önce Kandil'den çıkış yaptığı öne sürülen Hüseyin Türeli'nin 8 yıldan bu yana istanbul'da sigortalı bir işte çalıştığı öğrenildi. Türeli'nin ailesinin avukatları aracılığı ile söz konusu haberi yapan gazetelere tekzip yollayacağı öğrenildi.

    Dicle Haber Ajansı'nın (DiHA) haberine göre, Güngören'de meydana gelen ve 17 kişinin yaşamını yitirdiği patlamaya ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan 8 kişi hakkında yeni bilgilere ulaşıldı. Birçok gazetede 3 ay önce eğitim gördüğü Kandil'den giriş yaparak eylemi organize eden kişi olarak itham edilen Hüseyin Türeli'nin 8 yıldan bu yana istanbul'da sigortalı bir işte çalıştığı öğrenildi.

    Polis ifadeleri dayanak gösterilerek yapılan haberlerde, Türeli'nin önce susma hakkını kullandığı,ardından da suçunu itiraf ettiği iddia edilirken, Türeli'nin yakınlarının verdiği bilgiye göre, Türeli'nin bütün sorgularda susma hakkını kullandığı öğrenildi.

    Öte yandan Türeli'nin ailesinden alınan bilgilere göre, avukatları aracılığı ile haberi yapan bütün gazetelere tekzip gönderileceği öğrenilirken savcılığın davaya ilişkin gizlilik kararı koyduğu bildirildi.
    2 ...
  2. ?.
  3. ?.
  4. kandildeki teröristlerin bir çoğunun istanbulda çeşitli işlerde ssk lı gözüktüğü bir sır değil.

    haber kaynağı da ayrıca dikkat edilmesi gereken husustur. roj tv daha inandırıcı olurdu.

    bahsi geçen şahıs 7 günde 7 adres değiştirmiş neden acaba?

    görgü şahitlerininde tescil ettiği biriymiş bu hüseyin t.

    kişisel not; pkk mensubu bu tiplerin bu eylemi yapmış olması taşeronluk yapmadıklarını göstermez. bunun üstüne gidilmeli bence.
    2 ...
  5. ?.
  6. olayla alakalı ilginç bir başka haberin güçlendirdiği kanı.

    Alman Dış istihbarat Teşkilatı BND, 17 kişinin hayatını kaybettiği Güngören'deki saldırının arkasında PKK'nın olmadığını tahmin ediyor. Almanları destekleyen bir iddia bugün ortaya çıktı! Dün tutuklananlar, bombalama eylemi suçundan değil örgüt üyeliğinden içeri alınmış!

    Alman Bild gazetesine konuşan Bundesnachrichtendienst (BND) Başkanı Ernst Uhrlau, eylemin gerçekleşme biçimi ve kullanılan patlayıcının PKK'nın şimdiye kadar kullandıklarına benzemediğini söyledi.

    Uhrlau, olayın arkasında radikal dinci ya da Türkiye'deki diğer örgütlerin olabileceğini belirtti. Güngören'de geçen hafta aralıklı iki patlayıcının infilak etmesi sonucu 17 kişi yaşamını yitirmişti.

    BND Başkanı Uhrlau, saldırının arkasında El Kaide olabilir mi sorusunu ise şöyle cevapladı: "El Kaide'nin saldırının arkasında bulunduğu olasılığını da göz önünde bulundurmak gerekir. Küresel cihadın bir parçası olarak radikal dinci teröristlerin Türkiye'de de aktif olduklarını biliyoruz. Bunlar Vahabi ideolojisini benimsemiş kişiler."

    Mahkeme örgüt üyeliğinden ceza verdi!
    Bu arada Taraf gazetesi Güngören'deki patlamalarla ilgili ilginç bir iddiayı gündeme taşıdı. Gazete, Bakan Beşir Atalay'ın bombacıları açıkladığını hatta bombayı atanın da Hüseyin Türeli olduğunu söyledi; ancak mehkemenin bu kişileri örgüt üyeliğinden tutukladığını yazdı.

    http://www.milliyet.com
    1 ...
  7. ?.
  8. ahmet altan'ın köşesinde yazdığı çarpıcı yazıyla kurcaladığı durum.

    Adaletin asıl amacı suçluları yakalamak değildir.
    Adaletin asıl amacı masumları korumaktır.
    Suçluları, masumları koruyabilmek için yakalayıp cezalandırır.
    Ve, adaletin en büyük endişesi bir suçsuzu cezalandırmaktır.
    Bir suçsuz mahkûm olacağına, bin suçlu cezasız kalsın anlayışı adaletin belkemiğini oluşturur.
    Biz, adaleti bir tür intikam gibi gördüğümüzden bizim için cezalandırmak asıldır, arada suçsuzların da kurban edilmesine pek aldırmayız.
    Hatta kurban ayinleri düzenleriz.
    Son Güngören saldırısıyla ilgili yakalananlar konusunda doğrusu adaletin bütün ölçülerine dikkat edildiğine pek emin değilim.
    içişleri Bakanının, onu desteklediğini açıklayan AKP hükümetinin, hükümetin bu olaydaki tutumuna destek olmaya koşan medyanın açıklamaları bende çok ciddi kuşkular uyandırıyor.
    içişleri Bakanı, suçluların yakalandığını ve kesin kanıtların bulunduğunu söyledi.
    Hürriyet gazetesi, yakalananlardan bombacı Hüseyin Türelinin bombayı patlatıp seyrettim diye ifade verdiğini manşetten duyurdu.
    Sabah gazetesinden Umur Talu da, Türelinin bir başka bombacı ile birlikte Silopiden giriş yaptığını yazdı.
    Bakanın sözleriyle Hürriyet gazetesinin haberini ve Talunun yazısını yan yana koyduğunuzda Türelinin suçluluğuna inanmamak mümkün değildi.
    Üstelik bombacının sözleri insanları öfkeden çıldırtabilirdi.
    Ama bir sorun vardı.
    Bütün bu kesin kanıtlara, patlattım seyrettim türünden net itiraflara, Silopiden giriş yaptığına dair bilgilere rağmen mahkeme Türeliyi ve arkadaşlarını bomba atmaktan değil örgüt üyesi olmaktan tutukladı.
    Kanıtlar, itiraflar, bilgiler bu kadar sağlamsa bu sanığın katliam suçundan tutuklanması gerekirdi.
    Neden örgüt üyeliğinden tutuklandı?
    Ya bakan ve medya yalan söylüyor ya da mahkeme yanlış nedenle tutukladı.
    Eğer ortada bir yalan varsa bunun iki dehşet verici sonucu olacak.
    Birincisi, bombayı atmamış birileri işlemedikleri bir suçtan cezalandırılacak.
    ikincisi, suçsuz birileri suçlanarak asıl suçlular saklanacak.
    Çünkü bombacı ilan edilen Türeli gerçek bombacı değilse, ele geçirilmemiş ve artık aranmayan bir başka bombacı olmalı.
    Bu karışık ve kuşkulu durumun aydınlığa kavuşması için içişleri Bakanının, bu sanığın bomba attığını belgeleyen kanıtları açıklaması gerekir.
    Hürriyetin patlattım seyrettim, sözlerinin yazılı olduğu ifadenin tutanağını yayınlaması gerekir.
    Onlar bunları yaparsa, o zaman da dönüp mahkemeye neden bomba atmaktan ve katliamdan tutuklamadınız diye sorarız.
    Beni, AKP hükümeti ile medya arasındaki bu koordinasyon kuşkulandırıyor.
    Sadece bakan konuşmuş olsaydı ya da sadece Hürriyet yazmış olsaydı, bir hata yapmış olabilirler derdik ama böylesine bir uyum insana hatanın ötesinde bir şeyler olabileceğini düşündürüyor.
    Bilmediğimiz bir şeyler mi oluyor?
    Bir şeyleri saklamak için işbirliği mi yapılıyor?
    Bu arada, PKK bir açıklama daha yaparak Güngören olayıyla bir ilgisi olmadığı konusunda ısrar etti.
    Daha şaşırtıcı olanı ise Alman istihbarat Teşkilatı başkanının Bild gazetesine bir demeç vererek, bunun PKKnın işi olmayabileceğini söylemesiydi.
    Alman istihbarat Teşkilatı neden bir başka ülkedeki bir patlamayla ilgili açıklama yapsın?
    Bir istihbarat teşkilatının böyle tuhaf bir iş yapması için çok önemli bir nedeni olmalı.
    O neden ne?
    Sadece bakanın iddialarına, Hürriyetin yazdıklarına, PKKnın açıklamalarına, Almanların sözlerine dayanarak durumu anlamaya çalışmakla yetinmedik elbette.
    Arkadaşlarımız Türelinin oturduğu mahalleye gitti, akrabalarıyla ve mahallenin muhtarıyla görüştü.
    Bombacı ailesiyle birlikte yaşıyordu.
    Kandilden geldiği, Silopiden girdiği söyleniyordu ama mahallenin muhtarı, beş yıldan beri bu mahallede oturuyor diye ikametgâh ilmühaberinin üstüne el yazısıyla not düşüyordu.
    Sanık bir tekstil firmasında çalışıyordu.
    Bordro dökümleri vardı.
    Kandilde bulunduğu iddia edilen dönemde yattığı hastanenin kayıtları bulunuyordu.
    Bu işte bir tuhaflık hissediliyor.
    Türeli belki gerçekten suçludur, bunu bilemeyiz.
    Ama içişleri Bakanı ile Hürriyetin kanıtları ve ifadeleri mutlaka göstermesi gerekiyor.
    Aksi takdirde bütün bunların bir plan dahilinde yapıldığı, birilerinin insanları kandırmak için özel bir senaryo yazdığı kuşkusundan kurtulamayacak hiç kimse.
    AKP, asıl suçluyu saklamak için gizli anlaşmalar mı yapıyor?
    Şu sırada dokunulmaması gereken bir asıl suçlu mu var?
    Hürriyetin yayınladığı ifadenin tutanağı nerede?
    O tutanak varsa mahkeme onu niye göz ardı etti?
    Taluya, sanığın Silopiden bir başka bombacıyla birlikte giriş yaptığını kim söyledi?
    Bu iddianın kanıtı ne?
    Türeli katil mi yoksa bir senaryonun kurbanı mı?
    Bombayı o attıysa niye bombacılıktan tutuklanmadı?
    O suçsuzsa, asıl suçlu kim ve nerede?
    Adaletin amacı suçsuzları korumaktır.
    Komploların amacı suçluları saklayıp suçsuzları mahkûm etmektir.
    Adaletle mi, komployla mı karşı karşıyayız?
    Güngörende ölen masum insanlara, o insanların acı içindeki yakınlarına, öfkeyi ve ıstırabı ruhunda hisseden milyonlarca insana karşı bir sorumluluğumuz varsa, bu sualin gerçek cevabını bulmak zorundayız.
    1 ...
  9. ?.
  10. gene de dua etmek lazım, ya miletvekili çıksaydı.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük