komplike bir sistemin oluşmasını allah veya benzeri bir mucizevi güce bağlamakla, dünyanın kendi ekseninde dönüşünü (direkt olarak) allah'a yormak arasında fark yoktur. sonuçta eğer biz bugün bu bilimsel gerçeklerin açıklamalarına sebeplerine sahip olmasaydık insanlarımız yine mucizevi inanışlarında cevabı bulacaklardı...
kimse bunları inkar etmiyor ki zaten güzel kardeşlerim. Fiziksel ve bilimsel olarak bir çok şey açıklanabiliyor. Sadece bu komplike sistemin oluşmasının nedenini Allah'a yoruyorlar, ki haklılar. Verdiğin sayıların ve değerlerin daha derinine indiğinde "peki bu sistem nasıl bu hale gelmiş" diye sormuyorsan eğer kendine, hayal gücün sadece gördüklerinden ibarettir. Ve bu red etmiş olduğun inancını beyninde daha da köreltmek için kendine çizdiğin bir yol haritasıdır. Yanlış mı? Kendince doğru. Bence yanlış mı? düzeltimeyecek bir yanlış değil.
bir düşünceyi eksik bir şekilde dillendiren birkaç kişi yüzünden müslümanlara sahtekar, cahil, din sömürücüsü v.b. hakaretleri etmiş kişinin, hiçbir kötü ithamla karşılaşmamasına rağmen, kendisini aklamak için kendi kendine "kafir" damgası yediğini söyleyip, saçmayalarak kendisini rezil etmesidir bazen.
bir de kainatı bir mucize olarak nitelemenin yanlışlığına işaret edip, kainattaki olayların nedenlerinin sabitliğine işaret etmek, yaratıcının olmadığını söylemektir. söylendiği gibi ortada bir mucize yoksa, sonsuzdan beri var olan rutin bir durum var demektir.. bu da yaratılışı inkar etmenin ta kendisidir...
siz önce bir kininizden arının öyle gelin karşıma. aksi halde rezil rüsva olmaya mahkumsunuz.
astrofizikle merkezkaç kuvvetini, kütle çekim kanunlarını açıklamaya çalışanlara einstein'da bir kozmologdu sanırım fizikçi değil demek gerekiyor.
günümüzde nedenleri açıklamaya çalışanların kafir damgası yemesi, aşağılanması eski bir gelenektir. (galile dünya güneşin etrafında dönüyor diye engizisyona maruz kalmadı mı? ). savlar bu yöndedir:
- eğer sen şu olay bu nedenden dolayı gerçekleşmekte bunun mekanizması şu şekildedir demekteysen, senin tek amacın olabilir.
* nedir o ?
- allah'ın yokluğunu kanıtlamaya uğraşıyorsun!
* iyide birşeyin ancak varlığı kanıtlanabilir, yokluk kanıtlanamaz ki ?
- evet haklısın... ama işte senin uğraşın bu yüzden gereksiz, boşuna uğraşma.
astronominin dalı olan astrofizik biliminin aslında fiziğin dalı olduğunu iddia eden kişilerin, yaratıcının olmadığını kanıtlamaya çalışırken cedelleşmesi durumudur. görmezden gelinen bir şey yok aslında. kainatın yaratılmış olduğuna duru bir kalp ile iman etme durumu var ortada, ki tüm dünya aksini ispatlamaya çalışsa kalpten çıkmayan, çıkamayan bir "iman" o da... esasen aksinin ispatlanması imkansız olan bir şey aynı zamanda..
bir hikmet ile yaratılan bir kainat ve ona takılıp kalan acizlerin, acizliklerinin farkında olamadan egolarını tatmin etmeye çalışması durumudur ortada olan...
astrofiziğin fiziğin bir dalı olması, ve ayrıca benim bu bilgileri lise fizik dersinde öğrenmem (farkında olmadan astrofizik mi öğrettiler bize) durumu daha vahim kılmakta.
mucize arayıcılığının yararlarından biride basit çıkarımlardır. tabi ya nolcek işte dünya güneşe yaklaştığında yaz, uzaklaştığında kış olur işte olay bu. ama gerçek çok başka yerde. mevsimlerin oluşum sebebi yakınlık uzaklıkla tamamen ilgisizdir. güneş ışınlarının dünyaya geliş açısı belirleyici faktördür. bu yüzden 3 ocakta güneşe en yakın olduğumuz halde kış yaşanır ülkemizde vb.
nedenler her zaman oradadır ne kadar inkar edilsede, görmezden gelinsede, mucizevi anlamlar yüklensede sabittir. sebeplerle işleyen sonsuzluk, mucizevi açıklamasız bir düzenden çok daha ilham verici ve kutsaldır.
o "1" cm işin mübalağa tarafıdır, ama sonucu değiştirmez.
yörüngenin elips olmasından mütevellit dünyanın güneşe uzaklaştığı ve yaklaştığı devirler vardır.
haliyle uzaklaştığında kışı, yaklaştığında yazı yaşarız.
bakan bir göz bunda o "1" cm olayını görebilir.
ama bakar kör o sayıya takılıp işin ardındaki mucizeyi göremez.
"fizik" değil "astrofizik" öğrenilerek ulaşılacak sonuçtur.. ayrıca hiçbir şey allah'ın yarattığı sonsuz alemlerden bir alem olan bu kainatın ihtişamının, allah'ın yüceliğinin bir ıspatı olduğu gerçeğini de değiştirmeyecektir...
mucize sahtekarlarının en klasik, içi boş kanıtlarından biridir. neymiş efendim evrende öyle bir nizam var ki dünya güneşe 1 cm yaklaşsa yanar 1 cm uzaklaşsa donarmış. bu allah'ın dünyayı ekseninde tuttuğunun en büyük kanıtıdır.
tamam bu eksen olayını fizik öğrenmemiş bir bireyin uhrevi bir güce yormasını anlıyorum ama peki şu cm işi nedir ! oysa gerçek çok farklıdır.
Dünyanın güneş çevresindeki yörüngesi doğaüstü bir varlığın tutması ile oluşmaz. bu yörünge kütle çekim kanunları ile olmaktadır. nedir bu kanun basitçe açıklıyım bizim güneşe çarpmamamızın sebebi çevremizdeki diğer gezegen ve yıldızların çekim kuveti ve ayrıca güneş çevresindeki dönüşümüzün bize kazandırdığı merkez kaç kuvvetidir.
şimdi gelelim dünya güneşe biraz yakın dönse yanar biraz uzak dönse donar yalanına. aslında dünya güneşe her yıl 5 MiLYON KM YAKLAŞır. dünya güneşin etrafında çember şeklinde dönmez elips şeklinde bi yörüngesi vardır. peki noluyo bu ekliptik eksen sayesinde dünya 3 Ocak tarihinde Güneşe en yakın duruma gelir, buna Günberi (Perihel) denir. 4 temmuz tarihinde ise güneşe en uzak durumundadır. Buna da Günöte (Afel) denir.
peki bu yakınlık uzaklık farkı kaçtır. yerin güneşe ortalama uzaklığı 149600000 km,
en yakın olduğundaki mesafe 147100000km
en uzak olduğundaki mesafe 152100000 km günümüzde.
yani arada 5 milyon (ayın yere uzaklığının tam 13 KATI ) km fark vardır. ama gördüğünüz gibi yanıp donmuyoruz. ısı farkının olmamasının 2 önemli sebebi, güneş ışınlarının dünyaya geliş açısı ve dünyanın güneş çevresinde dönerken güneşe yaklaştığında dönüş hızının artmasıdır (kepler kanunları).
insanlarımızı yobazlaştıranlar, cahilleştirenler gerçeklerden uzaklaştırmaya çalışanlar neyi amaçlamaktadırlar? insanın müthiş sınırsız zihnine, yobaz tohumlarını serpenler nasıl bir ürün beklemektedirler? ha bir de inanç sömürücüleri ne zaman fizik öğrenecekler ?
