atatürk gibi bir insana, halen tam anlamıyla tanınmamış olmasından dolayı üstüne atılan konulardan biri.
evet, teorinin atatürk tarafından araştırılması istenmiştir. fakat atatürk, bu düşünceyi, bir sabah uyanıp " milletimi üste çıkacak bir şey bulmalıyım, hmm, evet bu iyi bir fikir " gibi saçmasapan, ırkçı bir düşünceyle ortaya atmamıştır. avusturya'da öğrenim görmekte olan bir öğrenci, türkçe üzerinde etimolojik araştırmalar yapmış, var olan dillerin temel kurallarıyla türk dilleri kuralları arasında büyük benzerlikler olduğunu ortaya çıkarmıştır. bu çalışmasını atatürk'e göndermiş, kültürel faaliyetlere büyük önem veren atatürk tarafından gerçekten olumlu bir şekilde karşılanmıştır.
teoride bahsedilen türkçe'nin günümüz türkçesiyle uzaktan yakından bir alakası yoktur. örneğin:
Vírenekensem şkula kayrís = Öğrenciler okula gittiler.
Kíneke sítel sinçe vırtat = Kitap, masa(nın) üstünde duruyor.
ilk cümleler çuvaşça cümleleridir. günümüz türkçesiyle konuşan, düşünen insanlar tarafından anlaşılması mümkün değildir. çuvaşça, Kumıkça, Karaçay-Balkarcası, Tatarca, Başkırca, Yakutça, Çakasça, Tuva türk dilleri ailesinde kullanılan dillere sadece birer örnektir. bu diller bile günümüze büyük değişikliklere uğrayarak gelmişken, bu teorinin günümüz türkçesiyle değerlendirilmesi, mantıksızlıkta son noktadır.
turk tarih tezi ile birlikte ortaya atılan teori. şu tip iddaları vardır: insan dört ayaktan iki ayaga evrilirken guneşi görmüş ve "a" demiştir işte bu yüzden ilk ses (ve harf) a'dır daha sonra bu a'dan diger sesler türemiştir. ayrıca bütün diller turkçeden gelmektedir.
gülmeyin! bunlar ciddi ciddi söylenmiş turk dil kurumu sayesinde kitaplara basılmış, koca koca adamların kafa patlattığı şeylerdir. hatta turk tarih kongresinde sunulmuş ve yuce turk dilini kısakanan yabancılar "yok artık lebron james!" şeklinde tepki göstermişlerdir.
Mustafa Kemal Atatürk, isveç Kralı Gustaf'ı 1934'de ağırlarken yemekte yaptığı konuşmada o sıralarda çalıştığı güneş diline ait kelimeler kullanmıştır:
"Altes Ruayal, bu gece ulu konuklarımıza, Türkiye'ye uğur getirdiklerini söylerken, duygum tükel özgü bir kıvançtır. Burada kaldığın uzca sizi sarmaktan hiç durmayacak ılık sevgi içinde, bu yurtta, yurdumuz için beslemiş duyguların bir yankusunu bulacaksınız. Süerdemliği, önü, iki ulus, ünlü, şanlı sözlerinini derinliğinde sonsuz tutmaktadır. Ancak daha bir başka bir alanda da onlar erdemlerinini o denlü yaltırıklı yöndemle göstermişlerdir. Bu yolda kazandıkları utkular, gerçekten daha az özençe değer değildir. Avrupa'nının iki bitim ucunda yerlerini berkiten uluslarımız, ataç özlüklerinini tüm ıssıları olarak baysak, önürme, uygunluk kıldılıcalırı olmuş bulunuyorlar, onlar bugün, en güzel utkuyu kazanmaya anıklanıyorlar. 75'inci doğum yılında oğuz babanız saygılı bir sevginin bütün acunun söyüncü ile çevrelendi. Genlik baysal içinde erk sürmeninin güve işte bundadır."
bu teoriye göre türkler niagara şelalesini görmüşler: ne yayagara ne yaygara demişler ismi burdan kalmış. amozon nehrini gördüklerinde ise: amma uzun demişler.
Tüm dillerin türkçeden türediği ve temelinin türkçe olduğunu savunan bir teori. Atatürk tarafından öngörülmüştür. Atatürkün başarılı olamadığı bir teoridir zamanın milliyetçi faşist (italya, almanya, ispanya) doktrinlerinden etkilendiği bir gerçektir. Bunu ileri götürüp bir çok milletin kökenini türklere dayandıranlarda olmuştur. Günümüzde deki "şunlar türkmüş olm" temelli sabahlara kadar süren geyik burdan kalmadır. Daha sonra bu güneş dil teorisinden vazgeçilmiştir.
