ilkokulda sıra arkadaşım betül'ü derste sürekli bu şarkıyı söyleyerek onu farkında olmadan rahatsız ederdim. acaba şu an ne yapıyordur çok merak ediyorum.
zefir radyoları var ya
briket duvarlarda
sesini duydum onlardan
sarıldım akçora gömleğine
uyu dedin uyudum devam et dedi muavin yolda
güneş yükseliyordu güneye giderken
soldan güneş yükseliyordu güneye giderken
sararmış tütün tarlası
ilerde beyaz yaşmaklı
al basmadan giysiyle
kadınlar çalışıyorlar
yüce dağlar ilerde mor
en yükseği en önce göründü
soldan güneş yükseliyordu güneye giderken
soldan güneş yükseliyordu güneye giderken
küçük bir çocuk yeni uyanmış gözleri mahmur
muavin de çocuktu fakat uykusuzdu bağırırken
soldan güneş yükseliyordu güneye giderken
soldan güneş yükseliyordu güneye giderken
bir köy var çok uzakta beyazdan minaresi
kırmızı damlı evleriyle köyümüzdür varmasak da
yanımda oturan belli ki oradan
bana biraz yandan baksa da
soldan güneş yükseliyordu güneye giderken
soldan güneş yükseliyordu güneye giderken
bulutsuzluk özlemi adlı efsanevi grubun mutluyken dinlenilmesi gereken şarkısıdır. gerçi üzgünseniz de mutlu eder. şarkı deyip geçmek bile hakaret gibi geliyor yahu. demet akalın'nınkine de buna da şarkı diyoruz. ilahi adalet.
mor ve ötesi adlı grupla ünlenmesi de ayrı bir yazıktır ayrıca.
Güneye giderken güneyin insanlarının daha sıcak kanlı olduğunu göreceksiniz. çevrenin karakter üzerine etkisi tartışılmaktadır ama bence deniz kıyısında ve sıcak yerlerde yaşayan insanlar soğuk bölgelerin insanlarına oranla daha candandır.
nejat yavaşoğulları'nın nası solcu olduğumu haykırarak bağırbilirim problemini çözdüğü devasa yol şarkısıdır . ama şarkıdaki imge solda ! diye bağırmasıdır. neden doğuda değilde solda ?
zaman ne kadar da hızlı geçiyordu. daha 3 yıl önce bir sonbahar günü ayrılmıştım bu şehirden. kimseye haber vermeden bir akşam yola çıktım. kimse beklemiyordu beni. belki çoktan unuttular beni ama özlemek dedikleri şey beni sarmıştı. neden bu kadar geciktim geri dönmek için bilmem ama dönüş yolu bile heyecanlandırdı beni. acaba tanıdık birileri hala var mı orada? benim gidişimle üzülenler oldu mu? beni görünce sevinecekler mi?
yola çıkalı henüz yarım saat olmuştu ama içime garip bir hüzün çöktü. acaba dedim kendi kendime. hayal kırıklığı mı yaşamak istersin? yoksa uzaktan mutlu olduklarını düşünüp hayal etmeyi mi? oraları hep mutlu hatırlıyordum çünkü. herkes dosttu ben ayrılırken. ama dostluğumuza ilk darbeyi ben vurdum habersiz ayrılarak. selamı sabahı ben kestim dostlarla. evet ben, bana inanan beni seven insanları terkettim. şimdi hangi yüzle çıkacaktım karşılarına. kahveci mehmet abi beni gördüğünde ne düşünecekti. berber ibrahim, bakkal orhan...
bir saat daha yol aldıktan sonra iç sesim tüm duygularımı bastırdı. artık bu insanların yüzüne bakamayacağımı anladım. yol kenarındaki çeşmeden yüzümü yıkadım. güneye bakarak bir sigara daha içtim. arabaya binip geri döndüm...
anladım ki aklım orda kalmış... geri almaya gidemedim...